Bebekler İçin İlk Yardım

GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ

A. TANIMLAR

İlk yardım nedir?

Ani olarak ortaya çıkan hastalık veya yaralanma durumunda; kişinin hayatını korumak, sağlık durumunun kötüleşmesini önlemek ve iyileşmesine destek olmak amacıyla olay yerindeki mevcut imkânlarla uygulanan hızlı ve etkili müdahalelere ilk yardım denir.

İlk yardımcı kimdir?

Bakanlıkça belirlenen standartlara uygun eğitim alan ve aldığı eğitim çerçevesinde uygulamalar yapabilen, ilk yardımcı yetki belgesine sahip olan kişidir.

İlk yardımcının özellikleri neler olmalıdır?

Olay yeri genellikle insanların telaşlı ve heyecanlı oldukları ortamlardır. Bu durumda ilk yardımcı sakin ve kararlı bir şekilde olayın sorumluluğunu alarak gerekli müdahaleleri doğru olarak yapmalıdır. Bunun için bir ilk yardımcıda aşağıdaki özelliklerin olması gerekmektedir:

  • İnsan vücudu ile ilgili temel bilgilere sahip olmalı
  • Önce kendi can güvenliğini korumalı
  • Sakin, kendine güvenli ve pratik olmalı
  • Eldeki olanakları değerlendirebilmeli
  • Olayı anında ve doğru olarak haber verebilmeli (112’yi aramak veya aratmak)
  • Çevredeki kişileri organize edebilmeli ve onlardan yararlanabilmeli
  • İyi bir iletişim becerisine sahip olmalıdır.

B. İLK YARDIMIN AMACI

İlk yardımın temelde 4 (dört) amacı vardır. Bunlar hasta/yaralının;

  • Hayatını korumak
  • Sağlık durumunun kötüleşmesini önlemek
  • İyileşmesine destek olmak
  • En yakın sağlık kuruluşuna güvenle ulaşımının sağlanmasına yardımcı olmaktır.

C.HUKUKSAL BOYUTU NEDİR? (İLK YARDIM UYGULAMASINDA RIZA ALINMASI)

İlk yardımcı yasal ve etik bir sorun ile karşılaşmamak veya en aza indirmek için hasta/yaralının kendisinden, 18 yaşından küçükse ebeveyninden ya da vasisinden rıza almalıdır. Rıza alınırken:

18 yaşın altında olan hasta/yaralıda:

  • Varsa ebeveyninden veya vasisinden rıza alın.
  • Yardım teklifiniz reddedilirse yakınlarda kalın ve 112 acil yardım numarasını arayarak ambulans veya polis talebinde bulunun.

Bilinci yerinde olan hasta/yaralıda:

  • Bilinç yerinde olan hasta/yaralının ilk yardımı reddetme veya kabul etme hakkı olduğunu unutmayın.
  • Rızanın veriliş şekli sözlü veya bir baş hareketi şeklinde de olabilir.
  • Rıza alırken ilk yardım eğitiminiz olduğunu söyleyin ve ne yapacağınızı açıklayın.
  • Hasta/yaralı yardımınızı reddederse yakınlarda kalın ve 112 acil yardım numarasını arayarak ambulans veya polis talebinde bulunun.

Bilinci yerinde olmayan hasta/yaralıda:

  • Bu durumda rıza alınmış kabul edilerek gerekli ilk yardımı yapın.
  • Size öğretilen ilk yardım bilgi ve uygulamalarına uygun hareket edin.
  • Sağlık ekibi gelinceye kadar ilk yardım uyguladığınız hasta/yaralının olmalı yanından ayrılmayın.

D.ACİL DURUM İLE BAŞA ÇIKMA

Acil durum ile başa cıkabilmenin ilk şartı, acil durumun ne olduğunu fark etmek ve anlamaktan gecer. İkinci şartı ise; yardım edip etmeme kararının verilmesidir.

  • Olay yerinin güvenli hale getirilmesi (Olay yeri değerlendirme)

Hasta/yaralıya müdahale etmeden önce olay yerinin ilk yardımcı, hasta/yaralı ve çevredeki insanlar açısından güvenli olup olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir. İlk yardımcının can güvenliğinin her zaman önce geldiği unutulmamalıdır. Olayın ne olduğunu anlamaya çalışılmalıdır.

  • Olay yerinde sizi tehlikeye düşürecek bir durum varsa uzaklaşın ve yeteri kadar uzakta olduğunuzdan emin olun,
  • Alınması gereken önlemler varsa alın ve gerekli uyarıları yapın,
  • Trafik, yangın, elektrik kabloları vb. yönünden bir tehdit olup olmadığını değerlendirin,
  • Hasta/yaralının hırsızlık açısından risk altında olduğunu unutmayın. Bunun için dikkatli olun,
  • Olay yeri güvensiz veya kendinizi tehlikeye atmadan ilk yardım uygulamak mümkün değilse, 112 acil yardım numarasını arayarak yardım isteyin.

Olay Yerini Güvenli Hale Getirme:

  • Araç mümkünse kontağı kapatılıp, el freni çekilmeli, araç LPG li ise tüpün vanası kapatılmalıdır,
  • Olay yeri görünebilir biçimde işaretlenip, üçgen reflektör vb. kullanılarak işaretlenmelidir,
  • Meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır,
  • Olası patlama ve yangın riskini önlemek için olay yerinde sigara içilmemelidir,
  • Gaz varlığı söz konusu ise oluşabilecek zehirlenmelerin önlenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
  • Ortam havalandırılmalıdır,
  • Kıvılcım oluşturacak ışıklandırma ya da çağrı araçları kullanılmamalı/kullanımına izin verilmemelidir.
  • Hasta/yaralı yerinden oynatılmamalı,
  • Hasta/yaralılar hızla yaşam bulguları (ABC) yönünden değerlendirilmelidir,
  • Hasta/yaralı kırık ve kanama yönünden değerlendirilmelidir,
  • Bilinç kapalı olan hasta/yaralıya ağızdan hiçbir şey verilmemelidir,
  • Hasta/yaralılar sıcak tutulmalıdır,
  • Tıbbi yardım istenmelidir (112),
  • Hasta/yaralının endişeleri giderilmeli, nazik ve hoşgörülü olunmalıdır,
  • Hasta/yaralının yarasını görmesi engellenmelidir.
  • Hasta/yaralı ve olay hakkındaki bilgiler kaydedilmelidir,
  • Yardım ekibi gelene kadar olay yerinde kalınmalıdır.

2.HASTA YARALININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Panik havasının hâkim olduğu acil durumlarda ne yapılacağını ve ne yapılamayacağını bilmek son derece önemlidir.

Değerlendirme belli bir sıra ve 3 (üç) adımda yapılmalıdır. Bunlar sırası ile;

Adım 1: Birincil kontrolün gerçekleştirilmesi

Adım 2: Tüm vücudun baştan sona yeniden değerlendirilmesi

Adım 3: Hasta/yaralının hikâyesinin alınması

Adım 1: Birincil kontrolün gerçekleştirilmesi

Birincil kontrol ilk izlenim ile başlar. Bu aşamada aşağıdaki sorulara yanıt aranır:

• Kişi hasta mı, yaralı mı?

• Hasta/yaralı acıkca yanıt veriyor mu yoksa vermiyor mu? Bu onemlidir. Cunku, bilincin

bozulduğu durumlar genellikle yaşamı tehdit eder.

• Hasta/yaralı belirgin bir şekilde yeterli veya normal nefes alıyor mu? Nefes almanın bozulduğu durumlar genellikle yaşamı tehdit eder. Hasta/yaralı olmalı konuşabiliyorsa buyuk olasılıkla yeterince nefes alıyordur.

• Kanama belirtileri (kan fışkırması, kanlı giysiler veya yerde kan birikimi) var mı? Ancak vücudun icinde de kanama olabileceği ve kan kaybı gorulmese dahi hayati tehlike oluşturabileceği de unutulmamalıdır.

• İlk yardımcının, hasta/yaralı kanına veya diğer vucut sıvılarına temas etme ihtimali var mı?

(Eğer varsa mudahale oncesi gerekli onlemleri aldığınızdan emin olunmalıdır)

• Olay yerinde ilk yardımcı, hasta/yaralı veya cevredekiler icin tehlike var mı?

Yanıtın (Bilincin) değerlendirilmesi:

Hasta/yaralı hareketsiz ise, hafifce omuzlarına dokunun ve uyuyan bir kimseyi uyandırabilecek

kadar yuksek bir sesle “İyi misiniz?” diye sorun.

Sonraki kontrollerin nasıl ve hangi sırada gercekleştirileceği buyuk olcude bu sorunun cevabına

bağlıdır. Değerlendirmenin yanıt veren ve yanıt vermeyen şeklinde iki temel sonucu vardır.

Yanıt veren hasta/yaralıda: “İyi misiniz?” sorusuna cevap veren, inleyen veya hareket eden hasta/yaralı yanıtlı olarak kabul edilir. Ancak yanıt alınmasına rağmen hasta/yaralıda hava yolu tıkanıklığı, ciddi kanama, kalp krizi, şokun erken aşamaları veya başka bir ciddi durumun da olabileceği unutulmamalıdır. Bu durumların her biri gercek birer acil durum olarak kabul edilmeli ve bunlardan herhangi birinden şuphe edildiğinde 112 acil yardım numarası aranarak ya da aratılarak yardım istenmelidir.

İlk yardımcı yanıt veren hasta/yaralıda aşağıdaki adımları izlemelidir:

• Hasta/yaralının bilinci yerinde ise ilk olarak kendinizi tanıtın.

• Mümkünse goz teması kurun ve ilk yardım eğitiminiz olduğunu soyleyin.

• Ne yapacağınızı acıklayın ve ilk yardım icin izin isteyin.

• Aşağıdaki soruları sorarak hatırlama yeteneğini değerlendirin.

◊ Adınız nedir?

◊ Nerede olduğunuzu biliyor musunuz?

◊ İcerisinde bulunduğumuz ay ve yıl nedir?

◊ Size ne oldu?

• Gerekli ise 112 acil yardım numarasını arayarak veya aratarak yardım isteyin.

• Hasta/yaralının hareket ettirilmesinde sakınca yoksa rahat edebileceği uygun bir pozisyona

getirin (orneğin; uzanmak, sabit bir nesneye yaslanmak).

• Kanamanın olup olmadığını kontrol edin ve ciddiyetini değerlendirin.

• Hasta/yaralının solunumunu izleyin; anormal solunum sesleri (hırıltılı solunum) ve solunum

hızını kontrol edin.

• Gerekli ise hasta/yaralıyı derlenme pozisyonuna getirin.

Yanıt vermeyen hasta/yaralıda: “İyi misiniz?” sorusuna cevap vermeyen, inlemeyen veya hareketetmeyen hasta/yaralı yanıtsız olarak kabul edilir. Bu durumda ilk yardımcı aşağıdaki adımlarıizlemelidir.

• 112 acil yardım numarasını arayarak veya aratarak yardım isteyin.

• Hasta/yaralıyı duz, sert ve sağlam bir yuzeyeyatırın ve duzenli bir solunumunun olup

olmadığını anlayabilmek icin goğsune bakarakyukselme ve alcalma hareketlerini kontroledin. Herhangi bir hareket goremiyorsanızhasta/yaralı nefes almıyordur (Nefes almaile ic cekme tarzında olan goğus hareketleribirbirine karıştırılmamalıdır). Bu aşamada

artık zaman kaybetmeden Temel Yaşam Desteğine başlayın.

DİKKAT !!!

• !!! Eğer sağlık profesyoneli iseniz; ilave olarak 10 saniyeden uzun olmamak şartıyla nabzı

değerlendirip, nabız alamıyorsanız hasta/yaralıyı arrest (kalp durması) kabul ederek zaman

kaybetmeden Temel Yaşam Desteğine başlayın.

Birincil kontrol ne zaman sonlandırılmalıdır?

Birincil kontrol sırasında hayatı tehdit eden bir durum tespit edildiğinde, hemen mudahale edilmeli ve bu durum ortadan kaldırıldıktan sonra diğer adımlara gecilmelidir. Orneğin, bir hasta/yaralı hava yolu tıkanmışsa, diğer değerlendirme adımlarına gecmeden once tıkanıklık giderilmelidir

.

Adım 2: Tüm vucudun baştan sona yeniden değerlendirilmesi

Bu aşamada birincil kontrolu takiben hasta/yaralının tum vucudu baştan sona yeniden

değerlendirilmeli ve hayatı tehdit eden bir durum saptanması durumunda hemen duzeltilmelidir.

Yaralanmanın ciddi olduğunu duşunduren bilgiler dikkate alınmalıdır. Bunlar;

• Kişinin boyunun 3 (uc) katından daha yüksekten duşmesi

• Kişinin boyu kadar veya daha yuksekten baş ustu duşmesi

• Arac carpışmalarında fırlama, yuvarlanma, yuksek hız, motosiklet veya bisiklet ile carpışma

• Bilinc değişikliğine neden olan baş yaralanmaları

• Baş, goğus veya karın yaralanmaları (orneğin; bıcak veya ateşli silah)

• Buyuk yanık yarası

• Aynı arac icerisindeki bir yolcunun olduğu carpışmalar

• Aracın yayalara carpmasıdır.

Önemli yaralanma nedenlerine ek olarak, baş-boyun yaralanması olan bir hasta/yaralı aksi

kanıtlanmadıkca omurga yaralanması olduğu da varsayılmalıdır.

Adım 3: Hasta/yaralının hikayesinin alınması

Yaralanma nedenini belirlemek icin, hasta/yaralıdan neler olduğunu ayrıntılı olarak acıklaması

istenmelidir. Hasta/yaralı kişiye sorulması gereken soruların başında; “Sorun nedir?”, “Size ne

oldu?” ve “Herhangi bir yerin incindi mi?” yer alır.

DİKKAT !!!

• İlk yardımcının gorevi teşhis değildir. Teşhis işi doktora bırakılmalıdır.

3. Yardım cağrısı (112 acil yardım numarasının aranması)

İlk yardımcıdan beklenen 112 acil yardım numarasını arama veya aranmasını sağlama konusunda

dikkatli davranmasıdır.

112 acil yardım numarasının aranarak yardım istenmesinin sağladığı ceşitli avantajları vardır.

Bunlar:

• Size ilk yardımda kullanacağınız temel bilgileri verebilir.

• Hasta/yaralıya sağlık gorevlileri tarafından mudahale edilmesine imkan sağlar.

• Olay yerinde ve ambulans icerisindeki sağlık personeli tarafından sağlanan bakım, hasta/

yaralının hayatta kalma ve iyileşme şansını artırabilir.

• Ambulanslar ozel araca kıyasla hasta/yaralıyı daha hızlı bir şekilde hastaneye goturebilir.

112 acil yardım numarası aşağıdaki sorulardan herhangi birinin yanıtı “evet” ise veya cevap

şupheliyse aranmalıdır.

• Durum yaşamı tehdit ediyor mu?

• Durum daha da kotuleşebilir mi?

• Hasta/yaralının hareket ettirilmesi daha fazla yaralanmaya neden olur mu?

Aşağıdaki koşulların varlığında da 112 acil yardım numarasının aranması onerilmektedir:

• Ozellikle dinlenmekle duzelmeyen nefes almadaki zorluk

• Ani ve/veya şiddetli goğus veya sırt ağrısı

• Ozellikle nefes darlığı veya bayılma hissi ile ilişkili carpıntı

• Bayılma veya yanıt vermeme

• Denge kaybı, bulanık gorme, yuzde simetri kaybı, kollarda gucsuzluk, konuşma gucluğu ya da bozukluğu

• Ani, şiddetli baş donmesi

• Zihinsel durum değişiklikleri, olağandışı davranışlar veya yurume gucluğu

• Ani korluk veya gorme değişiklikleri

• Doğrudan bası ile durmayacak herhangi bir yaranın kanaması

• Acık kemik kırıkları

• Suda boğulma (suya batma)

• Buyuk yanık yarası

• Alerjik reaksiyon (ozellikle nefes almada zorluk varsa)

• Vucut sıcaklığındaki normal olmayan değişimler (aşırı sıcak veya soğuk)

• Zehirlenme veya aşırı doz ilac alımı

• Ani veya şiddetli ağrı

• Şiddetli veya tekrarlayan kusma veya ishal

• Oksurme veya kusma ile ilişkili kanama

• Davranışsal acil durumlar (kendine veya bir başkasına zarar vermek)

112 acil yardım numarası arandığında yapılacak konuşmanın şekli ve iceriği son derece

onemlidir. Bu konuşma sırasında dikkat edilecek hususlar aşağıda sıralanmıştır. Buna gore;

• Yavaş, sakin ve net bir şekilde konuşun.

• Oncelikle kendinizi tanıtın.

• Ne olduğuna dair bir acıklama yapın (orneğin; “Annem merdivenlerden duştu ve hareket

etmiyor”)

• Yardıma ihtiyacı olan hasta/yaralı sayısı ve ozel koşulları soyleyin (orneğin; “İki aracın dahil

olduğu bir trafik kazası oldu ve uc kişi arac icerisinde sıkıştı”)

• Hasta/yaralının durumunu acıklayın ve yapmış olduğunuz ilk yardım uygulamalarını soyleyin

(kanayan alana bası uygulamak gibi)

• Konumunuzu olay yerini tam olarak belirtecek şekilde verin.

4. İlk yardımın sağlanması

Bu kitabın sonraki bolumlerinde yer alan talimatlara gore ilk yardım yapılmalıdır. İlk yardım yaparken;

• Hasta/yaralıya ismi ile hitap edin.

• Hasta/yaralıya nasıl yardım edeceğinizi acıklayın ve guven verin.

• Hasta/yaralıyı dinleyin ve mumkun olduğunca rahat ettirin.

• Endişeli ise korkmasının normal olduğunu soyleyin.

• Eğer guvenliyse, ailesini ve sevdiklerini hasta/yaralıyla kalmaya teşvik edin.

• Hasta/yaralıya ne olduğunu ve neler olabileceğini acıklayın.

• Hasta/yaralıyı soğuktan ve aşırı sıcaktan koruyun.

• Ağır yaralı, bulantı hissi, uykuya meyil ve bilinc kaybı olan hasta/yaralıya kesinlikle yiyecek veya icecek bir şey vermeyin.

E. DERLENME (KURTARMA, İYİLEŞME,

SABİT YAN YATIŞ, RECOVERY) POZİSYONU

Bilincsiz bir hasta/yaralıda kaslar gevşer. Bu gevşeme nedeniyle dil hava yolunun tıkanmasına neden olabilir. Bu risk hasta/yaralının derlenme pozisyonuna getirilmesi ile duzeltilebilir. Ancak bunun icin derlenme pozisyonunun tanımında da yer aldığı şekli ile hasta/yaralının, bilincsiz ancak normal nefes alabiliyor olması şarttır.

Derlenme pozisyonu oncesi yapılması gereken ilk şey guvenliğin sağlanması ve yardım cağrılmasıdır.

Derlenme pozisyonunun uygulama basamakları sırası ile şu şekildedir.

Yetişkin ve cocuklarda;

• Hasta/yaralı yerde değilse ilk iş olarak yere yatırın.

• Hasta/yaralının çevrilmek istenilen tarafına diz çökün.

• Varsa gözlüklerini çıkarın.

• Her iki bacağının da uzanmış olduğundan emin olun.

Yakındaki kolu (yanında diz çöktüğünüz kol) hasta/yaralının vücuduna dik acı ile

yerleştirin. On kolunu ise avuç içi yukarı bakacak şekilde yukarı doğru bükün.

• Diğer kolunu göğsünün üzerine, elini ise el arkası diz çöktüğünüz taraftaki yanakta

olacak şekilde yerleştirin ve bir eliniz ile bu konumda tutun.

Diğer serbest elinizle, hasta/yaralının vücudunun diğer tarafındaki bacağını diz

seviyesinden tutarak ve ayak yerde kalacak şekilde bükerek kaldırın.

Bükülerek kaldırılan bu bacağı kendinize doğru çekerek hasta/yaralıyı dondurun.

• Hasta/yaralının ust bacağını kalca ve diz dik acılarda olacak şekilde yerleştirin.

• Hava yolunu acık tutmak icin hasta/ yaralının kafasını arkaya doğru eğin.

• Ağzın yere doğru eğimli olduğundan emin olun. (Bu, kan veya kusma nedenli boğulma riskini onleyecektir)

• Hasta/yaralıyı yalnız bırakmayın ve durumunu gozlemlemeye ve nefesini izlemeye devam edin.

• Hasta/yaralı nefes almayı bırakırsa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

Bebeklerde:

• Bebeği, başı aşağı bakacak şekilde kollarınızın arasına alın.

II. VÜCUT SİSTEMLERİ

A. TANIMLAR

Sistem nedir?

Vücudumuzda her biri ayrı bir görevi yerine getiren organlar bulunur. Organlar bir araya gelerek ve

birlikte koordineli bir şeklide çalışarak sistemleri oluştururlar.

B. DOLAŞIM SİSTEMİ

Görevi: Bu sistem; kalp ve kan damarları ile taşınan kandaki oksijen, besin ve diğer gereklimaddelerin hücrelerimize ulaştırılması ve hücrelerimizde oluşan karbondioksit ile artık maddelerin uzaklaştırılması şeklinde calışır.

Sistemde yer alan yapılar: Dolaşım sistemi başlıca kalp, damarlar (atardamar, toplardamar ve kılcal damar) ve kandan oluşur.

Kalp: Goğus kafesinin ortasında yer alır. Kalbin onunde iman tahtası adı verilen goğus kemiği, arkasında omurga ve her iki yanında ise akciğerler yer alır. Kalp, kas dokusundan oluşan iki kulakçık ve iki karıncıktan oluşur. Kalp, duzenli ve ritmik olarak kasılma ve gevşemeler ile vucuttan gelen kanı akciğerlere, akciğerlerden donen kanı ise vucudumuza pompalar.

Damarlar: Damarlar, kalbin pompaladığı kanın tum vucudumuza ulaşmasını sağlayan borucuklar sistemidir. Temiz kanın dolaştığı damarlara atar damar, kirli kanın dolaştığı damarlara toplar damar ve ikisinin bağlantı noktalarında yer alan damarlara ise kılcal damar adı verilir. Atar damarların cilde yakın olduğu yerlere parmakla hafifce bastırılarak kalp atış hızı (nabız) anlaşılabilir. Orneğin; boynun her iki yanında yer alan ve beyne giden şah damarlarından (karotis), kasık bölgesindeki kasık damarlarından (femoral), dirsek ic yuzundeki kol damarlarından (brakial) veya el bilek ic yüzünde yer alan atar damarlardan (radial) kalp atış hızı sayılabilir.

Kan: Kan oksijeni, besin maddelerini, hormonları, vitaminleri ve antikorları dokulara taşıyan ve oluşan karbondioksit ve atık maddeleri ise vucuttan uzaklaştıran yaşamsal bir sıvıdır. Bir insanda vucut ağırlığının yaklaşık olarak %8 ‘i kadar kan bulunur.

C. SOLUNUM SİSTEMİ

Gorevi: Tum organ ve dokularımızı oluşturan hucrelerin yaşaması icin gerekli olan oksijeni havadan almamızı ve hucrelerimizde oluşan karbondioksiti ise dışarı atmamızı sağlayan sistemdir.

Sistemde yer alan yapılar: Solunum sistemi, ağız ve burun ile başlar, ağzın arka tarafında yer alan yutak ile devam eder. Yutak sonrası gelen ve ses tellerini barındıran gırtlağı ana hava yolu (trakea)takip eder. Ana hava yolu sırası ile biraz aşağıda iki buyuk dala (sağ ve sol ana bronş), bunlarda daha kucuk hava yollarına (bronşioller) ayrılırlar. En sonda ise alveol adı verilen hava keseleri yer alır. Ancak bu sistemdeki ana organımız akciğerlerdir.

Gorevi: Vucudun tum sistemlerinin calışmasını kontrol eden sinir hucrelerinden oluşan sistemdir.

Sistemde yer alan yapılar: Ana organlar beyin ve omuriliktir. Merkezi sinir sistemini bu organlar oluştururlar.

Akciğerler:

Akciğerlerimiz, goğus kafesinin icinde, nefes alıp verdikce genişleyen ve büzülen,

kaburgaların sardığı kafesin icinde bulunan sungerimsi, elastik bir organdır. Nefes alıp verme sayısı yeni doğan doneminden başlayarak yaş ilerledikce azalır.

D. SİNİR SİSTEMİ

Gorevi: Vucudun tum sistemlerinin calışmasını kontrol eden sinir hucrelerinden oluşan sistemdir.

Sistemde yer alan yapılar: Ana organlar beyin ve omuriliktir. Merkezi sinir sistemini bu organlar oluştururlar.

Beyin ve omurilik: Beyin kafatası icerisinde, omurilik ise omurga icerisinde yer alır. Beyin ve omurilik, kafatası ile omurga birleşim yerinden birbiri ile bağlantılıdır. Beyin ve omurilikten çıkan sinirler tum organ ve dokulara dağılarak cevresel sinir sistemini oluştururlar. Sinir hucreleri cok ozel hucrelerdir ve kendilerini yenileme kabiliyetleri yoktur. Bu nedenle olen bir sinir hücresinin fonksiyonu kaybolmuş olur. Ozellikle beyin, oksijen ihtiyacı cok olan ve bu yuzden kanlanması bololan bir organdır. Solunum ve dolaşım sistemlerinin bozulmasından en hızlı etkilenecek sistem sinir sistemidir. Beyin oksijensizliğe herhangi bir hasarlanma olmadan en fazla 4-6 dakika dayanabilir.

E. KAS-İSKELET SİSTEMİ

Gorevi: Vucuda şeklini veren ve hareket etmesini sağlayan sistemdir. Ayrıca iç organları hasarlardan korur.

Sistemde yer alan yapılar: Başta kemik olmak üzere kaslar, bağlar ve eklemlerden oluşur.

Kemikler: Kemikler beyin, omurilik, kalp ve akciğer gibi yaşamsal organlarımızı koruyan güçlü yapılardır.

Kaslar: Vucut hareketi kasların yaptığı işten kaynaklanır (orneğin; yurume, nefes alma, kalbin atması gibi). Kas dokusunun iş yapmasını sağlayan şey, bir sinir uyarısı ile uyarıldığındaki kasılma yeteneğidir.

Eklem: Eklem iki ya da daha fazla sayıda kemiğin buluştuğu veya birleştiği yerdir. Omuz eklemi gibi hareketli veya kafatasındaki gibi hareketsiz olabilirler.

F. SİNDİRİM SİSTEMİ

Gorevi: Temel gorevi sindirim olan ve bu sayede besinlerdeki protein, şeker ve yağ gibi maddelerin ortaya cıkarılarak enerji ihtiyacının karşılanmasını sağlayan sistemdir.

Sistemde yer alan yapılar: Ağız, yutak, yemek borusu, mide, bağırsaklar ve anusten oluşan sindirim kanalı ile pankreas, karaciğer ve safra kesesi gibi yaptıkları salgılar ile sindirimi kolaylaştıran yapılardan oluşur. Sindirilen besinler kana karışarak once karaciğerde işlenir ve kalp vasıtası ile de tum vucuda gonderilmek sureti ile hucrelerin enerji ihtiyacı karşılanır.

G. BOŞALTIM SİSTEMİ

Gorevi: Kandaki atık maddelerin vucuttan uzaklaştırılmasını sağlayan sistemdir.

Sistemde yer alan yapılar: Bobrekler, idrar kanalları ve idrar torbasından oluşur.

Bobrekler: Kanın suzulerek atık maddelerden temizlendiği organlardır. Ayrıca vucudun sıvı

dengesini ve kan basıncını duzenleme fonksiyonları da vardır. Vucudumuza alınan tum besin, ilaç veya maddeler kana karıştıktan sonra bobreklere ulaşır ve vucuda zararlı veya fazla maddeler idrar ile dışarı atılır.

Gorevi: Tum vucudu kaplayan en buyuk ve en ağır organdır. Derin dokuları yaralanmalardan ve mikroplardan korur. Aynı zamanda ısı kaybını da onler. Kanın suzulmesi ile oluşan atık maddelerin bir kısmının vucuttan uzaklaştırılması da cilt sayesinde olur. Aynı zamanda terleme yolu ile sıvı ve tuz dengesinin korunmasına da yardımcı olur.

H.CİLT

Sistemde yer alan yapılar: Cilt, dış ve ic olmak uzere iki doku tabakasından oluşur.

Dış tabaka: Cildin dış tabakasının ust kısmı, surekli olarak dokulen ve bu katmanın alt kısmında yapılan yeni hucrelerle değiştirilen olu cilt hucrelerinden oluşur. Cildin dış tabakası cildi esnek ve su gecirmez tutan yağ bezlerinden salgılanan sebum adı verilen yağlı bir madde ile korunur.

İc tabaka: Cildin ic tabakası kan damarlarını, sinirleri, kasları, yağ bezlerini, ter bezlerini ve sac koklerini icerir. Cildin ic tabakası icindeki duyu sinirlerinin ucları ısı, soğuk, ağrı ve hatta en ufak bir dokunuş gibi vucudun yuzeyindeki hislerin algılamasını sağlar. Aynı zamanda cildin ic tabakasında yer alan kan damarları cilde besin sağlamanın yanı sıra, ısıyı koruyarak veya serbest bırakarak vucut sıcaklığını duzenlemeye yardımcı olur.

III. ACİL TAŞIMA TEKNİKLERİ
  • GENEL BİLGİLER

Gelişen teknolojiyle birlikte doğal afetlerin varlığı insanoğlunun her an yaşamı tehlikeye sokan bir durumla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Öyle ki; bazen motorlu araç kazası sonrasında araçta sıkışan birine müdahale, bazen de heyelan ya da deprem sonrası göçük altında kalan birine yardım etme ihtiyacı ortaya çıkabilmektedir. Ancak yardım etme amacıyla başlatılan derlenme çabaları her zaman yüz güldürücü bir şekilde sonuçlanmamaktadır.

Olay sırasında kendi hayatını gözetmeksizin mücadele içerisine giren bir ilk yardımcı hem kendisinin hem de yardım etmek istediği kişinin hayatını kaybetmesine ya da durumun daha da kötüye giderek sakatlanmasına neden olabilmektedir. Olayın ortaya çıkış nedeni ne olursa olsun öncelik olay yeri güvenliği, dolayısıyla ilk yardımcının ve hasta/yaralının güvenliğinin sağlanmasıdır. Mevcut durumun ağırlaşmasını önlemek için olay yerinin değerlendirilmesi ve oluşabilecek tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmak önemlidir. Bu nedenle ilk yardımcı kendi güvenliğini riske sokmaksızın gereksiz zorlama ve yaralanmalara engel olmak için birtakım kurallara uymak zorundadır. Öncelikle yardım istenmeli ve ekip halinde hareket edilmelidir.

Taşıma teknikleri uygulanırken uyulması gereken temel kurallar:

• Yakın mesafede durulmalı

• Kuvvetli ve uzun kas grupları kullanılmalı

• Sırt gerginliğini korumak için diz ve kalçalar bükülmeli

• Yerden destek alacak şekilde her iki ayağı da kullanarak, destek ayağı arkada olacak şekilde biri diğerinden biraz önde yerleştirilmeli

• Omuzlar, kalça kemiğinin ve omuriliğin hizasında tutulmalı

• Ağırlık kaldırırken karın muntazam tutulup uyluk kasları kullanılmalı

• Kalkarken ağırlık kalça kaslarına verilmeli ve dizler en uygun biçimde tutulmalı

• Baş her zaman düz tutulmalı, homojen ve düzgün bir şekilde hareket ettirilmeli

• Yavaş ve düzgün adımlarla yürünmeli ve adımlar omuzdan daha geniş olmamalı

• Yön değiştirirken ani dönme ve bükülmelerden kaçınılmalıdır.

Uygun ilk yardım müdahalesi sonrası nakledilmesi gereken hasta/yaralının nakli sırasında uyulması gereken temel kurallar:

• Gerekli olmadığı sürece hasta/yaralı hareket ettirilmemelidir. Ancak tehlike söz konusuysa, her türlü riske rağmen hasta/yaralının acil taşınması zorunlu hale gelebilir. Bu durumda eğer mümkünse hasta/yaralı en kısa sürede güvenli bir yere taşınmalıdır.

• Taşıma hızlı ancak güvenli şekilde gerçekleştirilmelidir.

• Hasta/yaralı baş-boyun-gövde ekseni esas alınarak en az altı destek noktasından kavranmalıdır.

• Tüm hareketleri yönlendirecek sorumlu bir kişi olmalı, bu kişi hareketler için gereken komutları (dikkat, kaldırıyoruz gibi) vermelidir. Bu kişi genellikle ağırlığın fazla olduğu ve en fazla dikkat edilmesi gereken bölge olan baş ve boyun kısmını tutan kişi olmalıdır.

• Nakil esnasında hasta/yaralının genel durumu, solunumu, bilinci ve mevcut durumundaki değişiklikler (vücut dışına herhangi bir kanama olup olmaması gibi) meydana gelmişse oluş zamanı belirtilerek kayıt altına alınmalıdır.

B. ACİL TAŞIMA TEKNİKLERİ

Taşıma esnasında ortamda bulunan kişi sayısı, olayın şekli, nakledilecek sağlık tesisine olan uzaklık ve ulaşımın sağlanacağı yolun durumu kullanılması planlanan taşıma yönteminin nasıl olması gerektiğinin belirlenmesinde etkilidir.

1. Araç içerisindeki hasta/yaralının taşınması (Rentek manevrası):

Patlama, yangın ya da solunumun durması gibi hayati tehdit oluşturan bir durum söz konusu ise araç içerisindeki hasta/yaralının özellikle omurgasını koruyarak tahliye edilmesini sağlayan yöntemdir.

İlk yardımcı kurtarma işlemleri sırasında araç içerisindeki yaralı sayısını, yaralının konumunu ve hava yastığının açılıp açılmadığını mutlaka kontrol etmelidir. Olay yerine ulaşan sağlık ekibine bu konuda bilgilendirme yapmalıdır.

Hasta/yaralının araç içerisinden çıkarma işlem basamakları şu şekilde olmalıdır:

• Olay yerinin; ilk yardımcı, hasta/yaralı ve çevredekiler açısından güvenli olduğundan emin olun.

• Kazaya karışan araçlar çalışmıyor olsa bile kontağını kapatın ve hareket etmelerini önlemek için el frenlerini çekin. Ayrıca, lastiklere de hareket etmemeleri için takoz benzeri bir engel koyun.

• Hiç kimsenin olay yerinde ve yakınında sigara içmesine izin vermeyin.

• Hasta/yaralının omuzlarına hafifçe dokunarak “İyi misin?” diye sorarak bilinç değerlendirmesi yapın.

• Eğer ortamda başka birileri varsa, onlardan 112 acil yardım numarasını aramalarını isteyin, yoksa bizzat kendiniz arayın.

• Göğüs hareketlerini gözlemleyerek hasta/yaralının nefes alıp almadığı kontrol edin.

• Hasta/yaralının ayaklarının pedala sıkışmadığından emin olun ve emniyet kemerini açın.

• Hasta/yaralıya hafif hareketlerle yan tarafından yaklaşın.

• Hasta/yaralının dış taraftaki elini diğer koltuk altından geçirin ve mümkünse diğer elini de pantolonunun veya kemerinin içine yerleştirin.

• Bir elinizi hasta/yaralının koltuk altından geçirin ve çenesini kavrayın. Yanağınızı hasta/yaralının yanağına dayayarak destek alın. Diğer elinizi de hasta/yaralının uzakta olan koltuk altından geçirerek elini kavrayın.

• Hasta/yaralıyı baş-boyun ve omurga hizasını bozmadan aynı düzlem üzerinde araçtan dışarı çekin.

• Hasta/yaralıyı yavaşça yere veya sedyeye yerleştirin.

2. Tek kişilik taşıma teknikleri:

a. Sürükleme yöntemi ile taşıma: Özellikle çok kilolu ve kurtarıcıdan daha iri yapılı hasta/yaralılar ile dar, basık ve geçiş güçlüğü olan yerlerden çıkarmalarda herhangi bir yaralanmaya neden olmamak için seçilebilecek bir yöntemdir. Sürükleme yöntemi ayak bileklerinden ya da koltuk altından tutarak sürükleme şeklinde uygulanabilir.

b. Kucakta taşıma (Önde beşik yöntemi): Bilinci açık olan çocuklar ya da zayıf yetişkinler için kullanışlı bir yöntemdir. Uygulama basamakları şu şekildedir:

• Bir elle hasta/yaralının dizlerinin altından tutularak destek alınır.

• Diğer elle gövdenin ağırlığı yüklenilerek hasta/yaralının sırtından kavranır.

• Hasta/yaralıya kollarını ilk yardımcının boynuna dolaması söylenir.

• Ağırlık dizlere verilerek kalkılır.

c. Omuzdan destek alarak taşıma (Yan koltuk desteği): Hafif ve yürüyebilecek durumdaki hasta/yaralıların taşınmasında kullanılır. Ortamda bulunan ilk yardımcı sayısına göre bir ya da daha fazla ilk yardımcı tarafından uygulanabilir. Uygulama basamakları şu şekildedir:

• İlk yardımcı hasta/yaralının bir kolunu kendi boynuna dolayarak destek verir.

• İlk yardımcı boşta kalan kolu ile de hasta/yaralının belini tutarak yardım eder.

d. Sırtta taşıma (Denk kayışı): Bilinci açık hasta/yaralının taşınmasında tercih edilen bir yöntemdir. Uygulama basamakları şu şekildedir:

• İlk yardımcı hasta/yaralının ön tarafına sırtı dönük olarak çömelir ve bacaklarından kavrar.

• Hasta/yaralının kolları ilk yardımcının göğsünde birleştirilir.

• Ağırlık dizlere verilerek hasta/yaralı kaldırılır.

e. Omuzda taşıma (İtfaiyeci yöntemi): Yürüyemeyen ya da bilinci kapalı hasta/yaralının taşınmasında kullanılabilir. Uygulama basamakları şu şekildedir:

• İlk yardımcı sol kolu ile omzundan tutarak hasta/yaralıyı oturur duruma getirir.

• Çömelerek sağ kolunu hasta/yaralının bacaklarının arasından geçirir.

• Hasta/yaralının vücudunu sağ omzuna alır ve önde boşta kalan el bileğini kavrar.

• Ağırlığı dizlerine vererek kalkar ve hızla olay yerinden uzaklaşır.

3. Birden fazla kişi ile yapılan taşıma teknikleri

a. İki kişi ile ellerin üzerinde taşıma (Altın beşik yöntemi): Hasta/yaralının ciddi bir yaralanması yoksa ve kendisi de yardım edebiliyorsa iki, üç veya dört elle altın beşik yapılarak taşınabilir.

Uygulama basamakları şu şekildedir:

• İki elle: İlk yardımcıların birer elleri boşta kalır, bu elleri birbirlerinin omzuna koyarlar, diğer elleri ile bileklerinden kavrayarak hasta/yaralı oturtulur.

• Üç elle: Birinci ilk yardımcı bir eli ile ikinci ilk yardımcının omzunu kavrar, diğer eli ile ikinci ilk yardımcının el bileğini kavrar. İkinci ilk yardımcı bir el ile birinci ilk yardımcının bileğini, diğer eli ile de kendi bileğini kavrar.

• Dört elle: İlk yardımcılar bir elleri ile diğer el bileklerini, öbür elleri ile de birbirlerinin bileklerini kavrarlar.

b. Kollar ve bacaklardan tutarak taşıma (Teskereci yöntemi): Hasta/yaralı bir yerden kaldırılarak hemen başka bir yere aktarılacaksa kullanılır. İki ilk yardımcı tarafından uygulanır. Uygulama basamakları şu şekildedir:

• İlk yardımcılardan biri sırtı hasta/yaralıya dönük olacak şekilde bacakları arasına çömelir ve elleri ile hasta/yaralının dizleri altından kavrar.

• İkinci ilk yardımcı hasta/yaralının baş tarafına geçerek kolları ile koltuk altlarından kavrar. Bu şekilde kaldırarak taşırlar.

c. Omuzdan destek alarak taşıma (Yan koltuk desteği): Hafif ve yürüyebilecek durumdaki hasta/yaralıların taşınmasında kullanılır. Ortamda bulunan ilk yardımcı sayısına göre bir ya da daha fazla ilk yardımcı tarafından uygulanabilir. Uygulama basamakları şu şekildedir:

• İlk yardımcı hasta/yaralının bir kolunu kendi boynuna dolayarak destek verir.

• İlk yardımcı boşta kalan kolu ile hasta/yaralının belini tutarak yardım eder.

d. Sandalye ile taşıma: Hasta/yaralının bilincinin olması gereklidir. Özellikle merdiven inip çıkarken çok kullanışlı bir yöntemdir. İki ilk yardımcı tarafından uygulanır. Biri sandalyeyi arka taraftan oturulacak kısma yakın bir yerden, diğeri sandalyenin ön bacaklarını aşağı kısmından kavrayarak tutar.

4. Sedye ile taşıma yöntemi:

Sedye ile taşıma yönteminde kullanılmak üzere bir sedyenin yapılması gerekir. Bunun için kullanılabilecek yöntemler;

• Bir battaniye ile geçici sedye oluşturma: Tek bir battaniye ile sedye oluşturma sırasında battaniye yere serilir ve kenarları rulo yapılır. Hasta/yaralı üzerine yatırılarak kısa mesafede güvenle taşınabilir.

• Bir battaniye ve iki kirişle geçici sedye oluşturma: Yeterli uzunlukta iki kiriş ile sedye oluşturmak mümkündür. Bu uygulama şu şekilde yapılır:

◊ Bir battaniye yere serilir.

◊ Battaniyenin 1/3’üne birinci kiriş yerleştirilir ve battaniye bu kirişin üzerine katlanır.

◊ Katlanan kısmın bittiği yere yakın bir noktaya ikinci kiriş yerleştirilir.

◊ Battaniyede kalan kısım bu kirişin üzerini kaplayacak şekilde kirişin üzerine doğru getirilir.

◊ Hasta/yaralı bu iki kirişin arasında oluşturulan bölgeye yatırılır.

Hasta/yaralının sedyeye aktarılması: Hasta/yaralının sedyeye aktarılması için kaşık, köprü, karşılıklı durarak kaldırma veya kütük yuvarlama tekniklerinden herhangi biri kullanılabilir.

• Bir battaniye yere serilir.

• Battaniyenin 1/3’üne birinci kiriş yerleştirilir ve battaniye bu kirişin üzerine katlanır.

• Katlanan kısmın bittiği yere yakın bir noktaya ikinci kiriş yerleştirilir.

• Battaniyede kalan kısım bu kirişin üzerini kaplayacak şekilde kirişin üzerine doğru getirilir.

• Hasta/yaralı bu iki kirişin arasında oluşturulan bölgeye yatırılır.

• Birinci ilk yardımcı baş ve omzundan, ikinci ilk yardımcı sırtının alt kısmı ve uyluğundan, üçüncü ilk yardımcı dizlerinin altından ve bileklerinden kavrar. Daha sonra kendi ellerini hasta/yaralının vücudunun altından geçirerek kavrarlar.

• Başını ve omzunu tutan birinci ilk yardımcının komutu ile tüm ilk yardımcılar aynı anda hasta/yaralıyı kaldırarak dizlerinin üzerine koyarlar.

• Aynı anda tek bir hareketle hasta/yaralıyı göğüslerine doğru çevirirler.

• Sonra uyumlu bir şekilde ayağa kalkar ve aynı anda düzgün bir şekilde sedyeye koyarlar.

Kaşık Tekniği: Bu teknik hasta/yaralıya sadece bir taraftan ulaşılması durumunda 3 (üç) ilk yardımcı tarafından uygulanır.

• İlk yardımcılar hasta/yaralının tek bir yanında bir dizleri yerde olacak şekilde diz çökerler.

• Hasta/yaralının elleri göğsünde birleştirilir.

• Birinci ilk yardımcı baş ve omzundan, ikinci ilk yardımcı sırtının alt kısmı ve uyluğundan, üçüncü ilk yardımcı dizlerinin altından ve bileklerinden kavrar. Daha sonra kendi ellerini hasta/yaralının vücudunun altından geçirerek kavrarlar.

• Başını ve omzunu tutan birinci ilk yardımcının komutu ile tüm ilk yardımcılar aynı anda hasta/yaralıyı kaldırarak dizlerinin üzerine koyarlar.

• Aynı anda tek bir hareketle hasta/yaralıyı göğüslerine doğru çevirirler.

• Sonra uyumlu bir şekilde ayağa kalkar ve aynı anda düzgün bir şekilde sedyeye koyarlar.

Köprü Tekniği: Bu teknik hasta/yaralıya iki taraftan ulaşılması durumunda 4 (dört) ilk yardımcı tarafından uygulanır.

• Üç ilk yardımcı bacaklarını açıp hasta/yaralının üzerine hafifçe çömelerek yerleşirler.

• Bunlardan birincisi hasta/yaralının başını koruyacak şekilde omuz ve ensesinden, ikincisi kalçalarından, üçüncüsü ise dizlerinin altından tutar.

• Birinci ilk yardımcının komutu ile ilk yardımcılar birlikte hareket ederek hasta/yaralıyı kaldırırlar.

• Dördüncü ilk yardımcı sedyeyi arkadaşlarının bacakları arasına iterek hastanın altına yerleştirir ve hasta/yaralı ilk yardımcılar tarafından sedyenin üzerine yavaşça konur.

Karşılıklı durarak kaldırma: Bu teknik omurga yaralanmalarında ve şüphesinde 3 (üç) ilk yardımcı tarafından uygulanır.

• İki ilk yardımcı hasta/yaralının göğüs hizasında karşılıklı diz çökerler.

• Üçüncü ilk yardımcı hasta/yaralının dizleri hizasında diz çöker.

• Hasta/yaralının kolları göğsünün üzerinde birleştirilerek düz yatması sağlanır.

• Baş kısımdaki ilk yardımcılar kollarını baş-boyun eksenini koruyacak şekilde hasta/yaralının sırtına yerleştirirler.

• Hasta/yaralının dizleri hizasındaki üçüncü ilk yardımcı kollarını açarak hasta/yaralının bacaklarını düz olacak şekilde kavrar. Verilen komutla, tüm ilk yardımcılar hasta/yaralıyı düz olarak kaldırarak sedyeye yerleştirirler.

Kütük yuvarlama tekniği: Bu teknik; baş-boyun ya da omurga yaralanmasından şüphelenilen tüm hasta/yaralılara uygulanır. Amaç, hasta/yaralının bazı müdahaleler ve taşıma sırasında daha fazla zarar görmesini engellemektir. Uygulama sırasında dikkat edilmesi gereken husus, hasta/yaralının yan tarafına döndürülmesi sırasında baş-boyun ve omurganın aynı hizada tutulmasıdır. Bu tekniği uygun bir şekilde gerçekleştirebilmek için en az 2 (iki) ilk yardımcı gereklidir. Ancak baş-boyun ya da omurga yaralanmasından şüphelenilen hastalarda ideal olanı en az 4 (dört) ilk yardımcının bulunmasıdır.

• Hasta/yaralının başını tutmak ve tekniği yönlendirmek için 1 (bir) ilk yardımcı

• Göğüs, karın ve alt uzuvları destekleyerek hastayı döndürmek için 2 (iki) ilk yardımcı

• Planlanan faaliyeti (sedyenin yerleştirilmesi gibi) gerçekleştirmek için 1 (bir) ilk yardımcı

Kütük yuvarlama tekniğinin 4 (dört) ilk yardımcı ile yapılışı ve hasta/yaralının sedye üzerine alınışı:

Hasta/yaralının başını tutacak olan ilk yardımcı hasta/yaralının baş kısmına geçer. Hasta/yaralıya tekniği açıklar ve hareketsiz kalmasını ister.

1. Aşama: Her iki elinin avuç içlerini hasta/yaralının kulaklarının üzerine gelecek şekilde yerleştirir. Herhangi bir çekme, itme ya da döndürme hareketi uygulamadan baş-boyun ve omurgayı aynı hizada tutar.

2. Aşama: Hasta/yaralının yan tarafında yer alan ilk yardımcılar hasta/yaralı hangi tarafa döndürülecek ise o tarafa geçerler. Bunun için bir tanesi hasta/yaralının göğüs hizasına, diğeri ise bacak hizasına geçip diz çöker. Eğer hasta/yaralının kollarından biri yaralanmış ise döndürme işlemi sağlam olan tarafa doğru yapılır.

3. Aşama: Döndürme işlemine başlamadan önce göğüs hizasında yer alan ilk yardımcı hasta/yaralının yakın kolunu dizleri ile sabitleyerek yerinde tutar. Uzak olan kol ise herhangi bir yaralanma yoksa hasta/yaralının göğsünün üzerine yerleştirilir.

4. Aşama: Döndürme işlemi öncesinde ilk yardımcılar hasta/yaralının karşı taraftaki omuz, kalça, bacak ve uyluk kısımlarından tutarlar. Mümkünse hasta/yaralının bacakları arasına yastık konur.

5. Aşama: Herkes hazır olduğunda, baş tarafta yer alan ilk yardımcıdan gelen komutlara uyularak ve eş zamanlı olarak “3”, “2”, “1” şeklinde sayarken hasta/yaralı yan tarafına doğru döndürülür.

6. Aşama: Döndürme sırasında hasta/yaralının baş ve boynu nötr (düz) pozisyonda tutulur.

7. Aşama: Bu aşamada hasta/yaralının baştan ayağa kadar arka tarafı hızlı bir şekilde, bir ilk yardımcı (tercihen 4. ilk yardımcı) tarafından yaralanmalar için incelenir.

8. Aşama: Hasta/yaralı, döndürme işleminde yer alan ilk yardımcılar tarafından 30–45 derece bir açı ile tutulurken 4. ilk yardımcı hastanın altına sedye yerleştirir.

9. Aşama: Baş tarafta yer alan ilk yardımcıdan gelen komutlara uyularak ve eş zamanlı olarak “3”, “2”, “1” şeklinde sayarken hasta/yaralı tekrar sedye üzerine gelecek şekilde sırt üstü pozisyona getirilir.

Taşıma sırasında hasta/yaralının sedyeden düşmemesi ve ilk yardımcıların taşıma sırasında zarar görmemeleri için birtakım kurallara uyulması gerekir. Bunlar:

• Hasta/yaralının sedyeden düşmesini önlemek için sedyeye sabitlenmeli

• Sedye daima yatay pozisyonda olmalı ve hasta/yaralının başı gidiş yönünde olmalı

• Tercihen kas gücü daha fazla olan ilk yardımcı baş kısmında konumlanmalı

• Sedye hareketlerini yönlendirmek için ilk yardımcılardan biri sorumlu olmalı ve hareket onun komutlarıyla sağlanmalı

• Sedyenin baş kısmında yer alan ilk yardımcı sağ, arkadaki ilk yardımcı sol ayağıyla yürümeye başlamalı

• Hasta/yaralı battaniye ya da çarşaf gibi bir malzeme ile sarılmalıdır.

Sedye üzerine alınmış olan hasta/yaralı, ilk yardımcı sayısına göre 2 (iki) ya da 4 (dört) kişi ile taşınabilir.

Sedyenin iki ilk yardımcı tarafından taşınması:

• Her iki ilk yardımcı yere eğilerek, sırtları düz, bacakları kıvrık olacak şekilde sedyenin iki ucundaki iç kısımlarda dururlar.

• Komutla birlikte sedyeyi kaldırırlar ve yine komutla dönüşümlü adımla yürümeye başlarlar.

• Önde yürüyen yoldaki olası engelleri haber vermekle sorumludur.

Sedyenin dört ilk yardımcı tarafından taşınması: Hasta/yaralının durumu ağır ya da taşınacağı mesafe uzun, zor ve engelli ise sedye dört ilk yardımcı ile taşınmalıdır.

• İlk yardımcılardan ikisi hasta/yaralının baş tarafında, diğer ikisi ise ayak kısmında sırtları dik, bacakları bükülü olarak sedyenin yan kısımlarında çömelirler. Sedyenin sapından tutarlar ve “yukarı” komutu ile sedyeyi kaldırırlar.

• Sedyenin sol tarafından tutanlar sol, sağ tarafından tutanlar ise sağ adımlarıyla yürümeye başlarlar.

• Dar bölgeden yürürken ilk yardımcılar sırtlarını sedyenin iç kısmına vererek yerleşirler.

• Merdiven veya yokuş inip çıkarken, sedye mümkün olabilecek en yatay pozisyonda tutulmalıdır. Buna göre taşıma işlemini gerçekleştiren ilk yardımcılar sedyenin pozisyonunu ayarlayabilmek için bir tarafı omuz hizasından tutarken diğer taraf uyluk hizasında tutmalıdır.

IV. OTOMATİK EKSTERNAL DEFİBRİLATOR (OED)

A. OED TANITIMI

1. OED Nedir?

OED, bir defibrilator turudur ve defibrilatorler kalbe şok uygulaması yapmaya yarayan cihazlardır.

OED, ani kalp durması sırasında goğse yapıştırılan pedler (elektrotlar) vasıtası ile kalbe şokverilmesini sağlayan hafif, kullanımı kolay ve taşınabilir bir cihazdır. Bu cihazlar OED kullanımını kapsayan ilk yardım eğitimi almış herkes tarafından kullanılabilir.

2. OED nasıl etki eder?

Ani kalp durması; kalpte aniden ortaya cıkan işlev bozukluğunda ve kalp beklenmedik bir şekilde atmayı bıraktığında ortaya cıkar. Birkac dakika icinde tedavi edilmediği takdirde hızla olume yol acar.

Ani kalp durması coğunlukla kalbin pompa işlevini yapmasına engel olan elektriksel bozukluktan kaynaklanır. Kalbin hızlı bir şekilde bu durumdan kurtarılması icin kalbe şok uygulanması gerekir.

Ani kalp durmasından sonraki 3-5 dakika icinde uygulanabilen şok, sağ kalıma % 50-70 oranında olumlu katkı sağlar. Gecikilen her bir dakika icin ise hasta/yaralının hayatta kalma şansı % 10-12 oranında duşer. OED yardımı ile uygulanan şok, kalbin pompa işlevini yapmasına engel olanelektriksel bozuklukların ortadan kaldırılması ve normal ritmin devam etmesini sağlamak sureti ile etki eder.

3. OED neden onemlidir?

OED’ler;

• Hastane oncesindeki tum ilk yardımcılar tarafından kullanılabilir olması,

• Taşınabilir olması ve

• Daha fazla insanın hayatta kalmasını sağlayacağından dolayı onemlidir.

4. OED ceşitleri nelerdir?

Bircok farklı OED modeli mevcuttur. Kullanım ilkeleri her biri icin aynıdır, ancak ekran ve secenekler

farklılık gosterebilir. Tum OED’ler aşağıdaki ortak unsurlara sahiptir:

• Acma/kapama mekanizması

• Kablo ve pedler (elektrotlar)

• Kalp ritmini değerlendirme yeteneği

• Şok verme yeteneği

• Sesli ve/veya gorsel komut sistemi

• Kolay taşınabilirlik icin pil ile calıştırma

OEDler Tam Otomatik veya Yarı Otomatik olabilir:

  • Tam otomatik OED: Kalpteki düzensiz ritmi tanıyan ve şok

uygulaması icin ilk yardımcının herhangi bir duğmeye basmasına

gerek olmayan cihazlardır.

  • Yarı otomatik OED: Kalpteki duzensiz ritmi tanıyan ve şok

uygulaması icin ilk yardımcının cihaz uzerindeki şok duğmesine

basması gereken cihazlardır.

5. OED nasıl calışır?

OED icindeki bir mikroişlemci, hasta/yaralının kalp ritmini yapışkan

elektrotlar aracılığıyla analiz eder ve ilk yardımcıya şok gerekip gerekmediği

komutunu verir. Eğer gerekli ise, kaydedilmiş bir ses, ilk yardımcıdan

OED’deki şok düğmesine basmasını ister. Tam otomatik OED’lerde şok

uygulaması icin ilk yardımcının düğmeye basmasına gerek yoktur.

Cihaz şoku kendisi otomatik olarak verir. Sesli ve/veya görsel komutlar ilk

yardımcıyı işlem boyunca yönlendirir.

6. OED kullanımı guvenli midir?

OED’lerin sesli ve/veya gorsel komutları yerine getirildiği takdirde hastaya zarar verilmesi mümkün değildir. Bu cihazlar sadece hayatı tehdit eden ritimler icin şok onerdiğinden ve uyguladığından dolayı güvenlidir.

B.OED KULLANILAN DURUMLAR

OED kullanımı “Temel Yaşam Desteği” uygulaması icerisinde yer alır ve hayatı tehdit eden kalp ritimlerinin geri döndürülmesinde kullanılır.

C.OED UYGULAMASI

1. OED kullanımı sırasında dikkat edilmesi gereken genel ilkeler:

• OED hasta/yaralının solunumunu değerlendirmez.

• Hasta/yaralıya mudahale etmeden once olay yerinin ilk yardımcı, hasta/yaralı ve cevredeki

insanlar acısından risk taşıyıp taşımadığının mutlaka değerlendirilmesi gerekir.

• Pedlerin yapışacağı bolgenin kuru olması gerekir. Eğer ıslaklık var ise pedler yerleştirilmeden once goğus kurulanmalıdır.

• Hastanın göğsünün kıllı olması, boyun ve/veya goğuste takı vb. şeylerin bulunması pedlerin

iletiminde sorun yaratır. Bu durumlarda cihazın yanında bulunan ilk yardım kiti icerisindeki

makas, eldiven, tıraş bıçağı vb. malzemeler kullanılabilir. Takı ve benzerleri ayrı bir poşet

içerisinde muhafaza edilmelidir.

• Pedlerin yapıştırılacağı bolgede acık yara var ise pedler yara uzerine yapıştırılmamalıdır. Ayrıca, goğus bolgesinde yapıştırılmış ilac bantları var ise oncelikle bantlar cıkartılmalı ve sonra pedler yapıştırılmalıdır.

• Gebeler ile kalp pili olduğu bilinen hastalarda OED kullanılabilir, ancak pedler kalp pili üzerine değil 2,5 cm uzağına yapıştırılmalıdır.

• OED; kalp ritmi analizi yaparken ve şok verirken hasta/yaralıya dokunulmamalıdır. Ayrıca hasta/yaralının bulunduğu yuzey iletken ozellikte ise temas edilmemelidir. İlk yardımcı, aynı zamanda hasta/yaralıya dokunulmaması gerektiğini cevredekilere yuksek sesle soylemelidir.

• OED ve “Temel Yaşam Desteği” uygulamasından sonra yaşam belirtisi gosteren hasta/yaralıya derlenme pozisyonu verilmelidir. Kesinlikle OED kapatılmamalı ve pedler cıkartılmamalıdır. Bu şekilde cihaz analiz yapmaya devam edecek ve ilk yardımcıyı sesli ve/veya görsel komutlar ile yönlendirebilecektir.

OED kullanılmaması gereken durumlar:

• OED; yağmur altında, ıslak ve metal zeminde olan hasta/yaralıya uygulanmamalıdır. Bu

durumda hasta/yaralı kuru bir zemine cekilerek, goğus kafesi kurulandıktan sonra pedlerin ve

goğus kafesinin tekrar ıslanmaması sağlanabiliyorsa kullanılmalıdır.

• Yangın ve patlama tehlikesi olan yanıcı gazların bulunduğu ve yoğun oksijenin olduğu ortamlarda kullanılmamalıdır. Bunun yanı sıra surekli oksijen verilen bir hastada mudahale sırasında oksijen kaynağı kesilmeli veya uzaklaştırılmalıdır.

2. Yetişkinlerde OED uygulaması:

• OED’yi hasta/yaralının yanına uygun şekilde (yatay konumda) yerleştirin.

• OED kapağı acıldığında otomatik olarak acılan bir model değil ise acma duğmesine basarak

cihazı calıştırın.

• Cihazın yaptığı sesli ve/veya gorsel komutları takip ederek yetişkin hasta pedlerini paketinden cıkarın.

Pedler OED’ye takılı değil ise takın.

• Pedler, goğsun neresine yerleştirilmesi gerektiğini gosteren bir şema ile birlikte gelir. Buna

gore; pedlerden birini goğus kemiğinin sağına, koprucuk kemiğinin hemen altına ve sağ meme başının ustune, diğer pedi ise goğsun sol tarafına, meme başının soluna ve alt kaburga sınırının uzerine yerleştirin.

• İki ilk yardımcı var ise; birisi goğse pedleri yerleştirirken diğeri “Temel Yaşam Desteği”

uygulamasına devam etmelidir.

• Pedlerin hasta/yaralının goğsunde birbirine değmediğinden emin olun.

• Pedleri cıplak goğse sıkıca yapıştırın.

• OED kalp ritmini analiz ederken, hasta/yaralıya dokunmayın ve kimsenin de dokunmasına izinvermeyin. Bununla ilişkili olarak cihazın sesli yonlendirmesi size komut verecektir. Cevredekileri hasta/yaralıya dokunmamaları icin yuksek sesle uyarın.

Şok verilecek ise;

◊ Hasta/yaralıya dokunmayın ve kimsenin de dokunmasına izin vermeyin. Bununla ilişkili olarak cihaz size komut verecektir. Cevredekileri hasta/yaralıya dokunmamaları icin yuksek sesle tekrar uyarın ve hic kimsenin hastaya dokunmadığından emin olun.

◊ OED tam otomatik ise şoku kendisi verir, yarı otomatik ise sizin bir duğmeye basmanız istenir.

Cihazın yönlendirmelerini takip edin.

◊ Şok sonrası “Temel Yaşam Desteğine” başlayın.

Şok gerekli değil ise;

◊ Cihazın sesli yönlendirmelerini takip edin.

◊ “Temel Yaşam Desteğine” başlayın.

• OED ve Temel Yaşam Desteği uygulamasından sonra yaşam belirtisi (hareket, oksuruk veya normal soluk alıp verme, gozlerin acılması gibi) gosteren hasta/yaralıya derlenme pozisyonu verin. Kesinlikle cihazı kapatmayın ve pedleri cıkarmayın. Bu şekilde cihaz analiz yapmaya devam edecek ve ilk yardımcıyı sesli ve/veya gorsel komutlar ile yonlendirebilecektir.

3. Bebek (29 gun-1 yaş arası) ve Cocuklarda (1-8 yaş arası) OED uygulaması;

• OED ve ped secimini doğru yapın. Bunun icin:

◊ Sekiz yaşından buyuk cocuklarda standart yetişkin OED’ler ve pedler kullanın.

◊ 1-8 yaş arası cocuklar icin cocuk (pediatrik) pedleri ve cocuk ozelliği olan OED’leri kullanın.

Ancak OED’nin cocuk modu veya cocuk pedleri yoksa, standart yetişkin OED ve pedlerini kullanın.

◊ 1 (bir) yaşından kucuk bebeklerde (29 gun-1 yaş) manuel (elle doz ayarlanabilen) defibrilatorleri tercih edin (Bu oneri sağlık profesyonelleri icindir).

◊ (*) Manuel defibrilator yoksa, uluslararası kabul goren otorite veya kuruluşlara gore cocuk

(pediatrik) pedleri ve cocuk ozelliği olan OED’lerin kullanımı onerilir. Ancak bunlar da yoksa standart yetişkin OED ve pedlerinin kullanımı kabul edilebilir.

• OEDyi hastanın yanına uygun şekilde (yatay konumda) yerleştirin.

OED kapağı acıldığında otomatik olarak acılan bir model değil ise acma duğmesine basarak

cihazı calıştırın.

• OED’nin yaptığı sesli ve/veya gorsel komutları takip ederek pedleri paketinden cıkarın.

• Pedler OED’ye takılı değil ise takın.

• Pedler goğsun neresine yerleştirilmesi gerektiğini gosteren bir şema ile birlikte gelir. Pedin

uzerindeki resmi dikkatlice gozden gecirin. Eğer cocuk 8 (sekiz) yaşın uzerinde ise, pedlerden

birini goğus kemiğinin sağına, koprucuk kemiğinin hemen altına ve sağ meme başının ustune,

diğer pedi ise goğsun sol tarafına, meme başının soluna ve alt kaburga sınırının uzerine

yerleştirin.

• Cocuk 8 (sekiz) yaşın altında ve pedler cok buyukse, birbirine değme riski varsa; on-arka

pozisyonu kullanın. Pedlerden birini ust arkaya (kurek kemikleri arasına) ve diğer pedi ise

goğsun on kısmına yerleştirin (mumkunse hafifce sola).

• İki ilkyardımcı var ise; birisi goğse pedleri yerleştirirken diğeri “Temel Yaşam Desteği”

uygulamasına devam etmelidir.

• Pedlerin cocuğun goğsunde birbirine değmediğinden emin olun.

• Pedleri cıplak goğse sıkıca yapıştırın.

• OED kalp ritmini analiz ederken, hasta/yaralıya dokunmayın ve kimsenin de dokunmasına izin vermeyin. Bununla ilişkili olarak cihazın sesli yonlendirmesi size komut verecektir. Cevredekileri cocuğa dokunmamaları icin yuksek sesle uyarın.

Şok verilecek ise;

◊ Cocuğa dokunmayın ve kimsenin de dokunmasına izin vermeyin. Bununla ilişkili olarak cihaz size komut verecektir. Cevredekileri cocuğa dokunmamaları icin yuksek sesle tekrar uyarın ve hic kimsenin hastaya dokunmadığından emin olun.

◊ OED tam otomatik ise şoku kendisi verir, yarı otomatik ise sizin bir duğmeye basmanız istenir.

Cihazın yönlendirmelerini takip edin.

◊ Şok sonrası “Temel Yaşam Desteğine” başlayın.

Şok gerekli değil ise;

◊ Cihazın sesli yonlendirmelerini takip edin.

◊ “Temel Yaşam Desteğine” başlayın.

• OED ve Temel Yaşam Desteği uygulamasından sonra yaşam belirtisi (bebekler ve cocuklar

icin; hareket, oksuruk veya normal soluk alıp verme, gozlerin acılması gibi) gosteren bebek/

cocuğa derlenme pozisyonu verin. Kesinlikle cihazı kapatmayın ve pedleri cıkarmayın. Bu

şekilde cihaz analiz yapmaya devam edecek ve ilk yardımcıyı sesli ve/veya gorsel komutlar ile yönlendirebilecektir.

  • YAŞAM ZİNCİRİ

Yaşam zincirindeki her halka son derece onemli ve de gereklidir. Halkalar olay yerinde başlar ve hastanede sonlanır. Halkaların herhangi birinde olan eksiklik veya gecikme Temel Yaşam Desteği başarısını azaltarak hastanın hayatta kalma şansını azaltır.

D. ÇOCUKLARDA TEMEL YAŞAM DESTEĞİ (HASTANEDEN TABURCU OLMUŞ YENİDOĞAN, BEBEK VE ÇOCUKLAR)

Temel Yaşam Desteği uygulamasının amacı, toplumda, hastane oncesi alanda ve hastanede kalbidurmak uzere olan, kalbi durmuş ve mudahalesi yapılmış cocukların erken donemde tanınması vetedavi edilmesidir.

Cocuklarda Temel Yaşam Desteği belirli bir sıra ile yapılması gerekir. Bu konu başlığında bu sıra dikkate alınarak cocuklarda Temel Yaşam Desteğinde yer alan guvenlik, yanıtın değerlendirilmesi ve 112 acil yardım numarasının aranması, hava yolu ve solunumun değerlendirilmesi, goğus basısı ve uygulanışı, solunum desteği uygulanışı ve Temel Yaşam Desteğinin sonlandırılması konuları anlatılacaktır.

Ergenlik bulguları olan cocuklar icin, erişkin canlandırma yonergeleri yani erişkin Temel Yaşam Desteği Kılavuzu uygulanmalıdır.

Yenidoğan bebekler icin; yenidoğan canlandırma yonergeleri kullanılmalıdır. Bu yonergelersıklıkla doğumhanede uygulanır. Ancak hastaneden taburcu olmuş yenidoğan bebekler için Cocuk Temel Yaşam Desteği Kılavuzu uygulanabilir.

Tanımlar:

Yenidoğan bebek: Yenidoğmuş-28 gun arasındaki bebek

Bebek: 29 gun-1 yaş arasındaki bebek

1. Guvenlik:

• Olay yerinin; kendiniz, bebek/cocuk ve cevredekiler acısından guvenli olduğundan emin olun.

• Eğer gerekli ve de mumkunse uygulama başlamadan once bebek/cocuğu guvenli bir alana

taşıyın.

2. Yanıtın değerlendirilmesi ve 112 acil yardım

numarasının aranması:

• Çocuklarda omuzlara hafifce dokunup yuksek sesle “İyi misiniz?” diye sorarak

yanıtı kontrol edin.

• Bebekler konuşamadığı icin, bebeğin sizinle olan etkileşimi, sizi gozleri ile takip

edebilmesi ve sesli uyaran verdiğinizde size donmesi bebeğin bilincinin acık yani yanıtlı

olduğunu duşundurmelidir. Alınan yanıta gore iki farklı yaklaşım soz konusudur. Buna

göre eğer; Bebek/cocuk yanıtlı ise:

• Cocuğun bilinci acık, konuşabiliyor ve hareket edebiliyorsa (Bebekler ayına uygun agulama

yapabiliyorsa, goz takibi ve ses takibi varsa) 112 acil yardım numarasını arayın veya aratın.

• Arama sırasında mumkunse telefonunuzun hoparlorunu acarak telefondaki sağlık gorevlisinin

komutlarını dinleyin.

• Yardım cağırma ve ilk yardım basamaklarını eş zamanlı olarak yurutun.

• Bebek/cocuğun yanına diz cokun.

• Bebek/cocuğun boyun ve goğsunu saran sıkı giysileri gevşetin.

• Sağlık ekibi gelinceye kadar tehlike yaratmadığı muddetce bebek/cocuğu bulunduğu pozisyonda

bırakın ve duzenli aralıkla kontrol edin.

Bebek/cocuk yanıtsız ise:

• Tek başınıza iseniz:

◊ Hemen etrafınıza seslenin ve yardım isteyin.

◊ Yardım cağrınıza karşılık veren birisi olursa 112 acil yardım numarasını aramasını ve OED

cihazını getirmesini isteyin.

◊ Yardım cağrınıza karşılık veren birisi yoksa 112 acil yardım numarasını kendiniz arayın. Arama sırasında mumkunse telefonunuzun hoparlorunu acarak telefondaki sağlık gorevlisinin

komutlarını dinleyin.

◊ Yardım cağırma ve ilk yardım basamaklarını eş zamanlı olarak yurutun.

• İki veya daha fazla kişi varsa:

◊ İlk yardımcılardan biri bebek/cocuğa yardım ederken, ikincisinin 112 acil yardım numarasını aramasını ve OED cihazını getirmesini sağlayın.

3. Hava yolu ve solunumun değerlendirilmesi:

• Bebek/cocuğun ağız icini kontrol edin. “Gorunen” yabancı cisim var ve çıkarabileceğinizden eminseniz cıkarın (yiyecek parcası gibi). Yabancı cisim gormuyorsanız elinizi korlemesine ağız icine sokmayın.

• Hava yolu acıklığını sağlayın. Hava yolu acıklığı icin lutfen ilgili bolume bakınız.

• Aynı anda “10 saniye” sureyi aşmayacak şekilde solunum kontrolu yapın.

• Solunum kontrolu icin bebek/cocuğun nefes alıp almadığını ve goğus kafesinin hareket edip

etmediğini kontrol edin.

• Kalp durması sonrası ilk 1-2 dakika icerisinde bebek/cocukta zorlu ve sık olmayan ic cekme

tarzında nefes alıp verme cabası gorulebilir (gasping). Bu normal soluk alıp verme ile

karıştırılmamalıdır.

Solunumu varsa:

◊ Bebek/cocuğu derlenme pozisyonuna getirin.

◊ 112 acil yardım numarası hala aranmamışsa arayın ya da aratın.

Solunum yoksa:

◊ Temel Yaşam Desteğine başlayın.

Goğus basısı ve solunum desteğine başlayın. OED cihazı gelene kadar goğus ve solunum desteğini

surdurun.

Bebekler ve cocuklar icin, eğer ilk yardımcı solunum desteği vermek istemiyorsa veya veremiyorsa,

kurtarıcıların yalnızca goğus basısı yapması onerilir.

DİKKAT !!!

Eğer sağlık profesyoneli iseniz;

◊ Solunumu olmayan cocuğun 10 saniyeden uzun olmamak şartıyla nabzı değerlendirilir;

(bebekler icin nabız kontrolu brakial arterden, cocuklar icin nabız kontrolu ise karotis arterden

veya femoral arterden) nabız alınamazsa cocuk arrest (kalp durması) olarak kabul edilmeli ve

kalp masajına başlanmalıdır.

◊ Solunumu yok ama nabzı hissedebiliyorsa, dakikada 20- 30 solunum (1 yaş altı icin 30 solunum,

1 yaş ustu icin 20 solunum) (2 dakika sure ile) olacak şekilde hastayı solutun. İki dakika

sonunda 10 saniyeden uzun olmamak şartıyla yeniden nabız kontrolu yapın. Cocuğun nabzı

dakikada 60 atım altında ise ve dolaşım bozukluğu bulguları varsa kalp masajına başlayın. Bu

durumlar yoksa her iki dakikada bir nabız kontrolu yaparak hastayı solunumu geri gelene kadar

solutmaya devam edin.

4. Göğüs basısı ve uygulanışı:

Temel Yaşam Desteğinde uygulanacak goğus basısının etkin olması istendiğinden, goğus basısıHIZLI BASTIR, GUCLU BASTIR prensibine gore yapılmalıdır. Bu yuzden iki ve uzeri ilk yardımcı varlığında, basıların kalitesindeki duşmeyi engellemek adına goğus basısı yapan ilk yardımcının

iki dakikada bir değiştirilmesi onerilmektedir. Kalp masajı mumkunse SERT bir zemin üzerinde yapılmalıdır.

Tek ilk yardımcı varlığında, ikinci yardımcı gelene kadar goğus basısı suni solunum oranı 30:2 olacak şekilde iki dakika icinde 5 (beş) dongu olarak yapılmalıdır.

İki veya daha fazla ilk yardımcı varlığında, goğus basısı suni solunum oranı 15:2 olacak şekilde iki dakika icinde 5 (beş) dongu olarak yapılmalıdır.

Bebekler ve cocuklar icin, ilk yardımcılar kurtarıcı soluk vermek istemiyorlarsa veya veremiyorlarsa, bu durumda yalnızca goğus basısı yapmaları onerilir.

Göğüs basısı yerinin tespiti:

Çocuklar için:

• Her iki elin işaret parmakları ile iman tahtasının alt ve ust ucunu tespit edin.

• İşaret parmaklarınızı dikkate alarak başparmaklarınız ile iman tahtasını iki eşit parcaya bolun.

• Goğus basısı icin cocuğun durumuna gore 1 veya 2 el tekniği şeklinde uygulanabilir.

• Elinizin topuğunu iman tahtasının . alt yarısına iman tahtasının alt ucundaki

cıkıntıdan uzak duracak şekilde yerleştirin.

Avuc ici ve parmaklar goğus kafesi ile temas etmemelidir.

• Elinizin iman tahtasının tam üzerinde olduğundan emin olun.

Bebekler için:

İki başparmak kullanılarak goğus basısı

tekniği;

◊ İki ilk yardımcı varlığında onerilen tekniktir.

◊ İki meme cizgisi arasından cizilen hayali cizginin ortasına, iman tahtası uzerine

başparmaklar yerleştirilir. Eller bebeğin govdesini sarmış olur.

İki parmak kullanılarak goğus basısı tekniği:

◊ Tek kurtarıcının hem solunum hem goğus basısı yapması gerektiği durumlarda tercih edilen

tekniktir.

◊ İki meme cizgisi arasından cizilen hayali cizginin ortasına, iman tahtası uzerine işaret ve orta parmak yan yana yerleştirilir.

• Cift el kullanacaksanız diğer eli alttaki elin uzerine gelecek şekilde yerleştirin ve parmaklarınızı kilitleyin.

• Dirseklerinizi bukmeyin ve dik tutun.

• Govde ile kol/kollar arasında 90 derecelik bir acı oluşturun.

Göğüs basısı tekniği:

◊ Hangi yontemi kullanırsanız kullanın goğus basısı esnasında iman tahtası uzerine aşağı ve dik bir şekilde kuvvet uygulayın.

◊ Goğus basısı sırasında iman tahtasının alt ucunda yer alan cıkıntıdan uzak durun.

◊ Bası derinliğini iman tahtası bebekler icin 4 cm ve cocuklar icin 5 cm cokecek şekilde ayarlayın.

İman tahtasını daha fazla cokturmeyin. Cocuklar ergenliğe ulaştıktan sonra, iman tahtasının

yetişkin bası derinliği olan en az 5 cm, en fazla 6 cm cokturulmesi uygundur. Eğer gerekli ise bası derinliği ayarlanırken goğus on arka capının 1/3 oranında cokturulmesi şeklinde yaklaşılabilir.

◊ Her bası sonrası ellerinizi iman tahtasından ayırmaksızın goğus kafesinin eski haline dönmesine izin verin. Bu kalbin yeniden yeterince kan ile dolabilmesi icin gereklidir.

◊ Goğus basısı sırasında ellerin goğus kafesinden hicbir şekilde ayrılmamasına ve tespit edilen noktadan sağa veya sola doğru yer değiştirmemesine dikkat edin. Aksi halde iman tahtası ile kaburgalar arasındaki eklemlerde ayrılmalar ve/veya kaburga kırıkları meydana gelebilir.

◊ Basılar arası kesinti yapmayın. Zorunlu hallerde yapılacak kesintilerde sure olarak 10 saniyeyi aşmayın.

Göğüs basısında bası hızı:

Eğer mumkunse (sağlık profesyoneli ve deneyimli ilk yardımcılar) goğus basısı ile solunum desteği beraber verilmelidir. Ancak solunum desteği verilmesi ilk yardımcı acısından risk oluşturuyorsa (bulaşıcı hastalıklar gibi) sadece goğus basısı şeklindeki uygulama da tercih edilebilir.

• Yalnızca göğüs basısı yapmak istiyorsanız:

◊ Dakikada 100-120 goğus basısı olacak şekilde bir ritim sağlayın ve bunu 2 (iki) dakika boyunca uygulayın.

◊ Goğus basısı uygulanırken OED cihazı gelirse kalp masajına ara vermeksizin ikinci bir ilk

yardımcının OED cihazını hastaya bağlamasına izin verin.

◊ OED kullanımını gerektiren bir durum varsa zaman kaybetmeksizin hemen kullanın. Ardından ara vermeksizin goğus basısına devam edin.

◊ OED kullanımını gerektiren bir durum ve yaşamsal bulgular yoksa ara vermeksizin goğus

basısına devam edin.

◊ OED kullanımı icin lutfen ilgili bolume bakınız.

• Göğüs basısı ve solunum desteğini birlikte uygulamak istiyorsanız.

◊ Bebek ve cocuklar icin, tek ilk yardımcı iseniz, 30 goğus basısı, 2 (iki) solunum; iki veya daha fazla ilk yardımcı iseniz 15 goğus basısı, 2 (iki) solunum olacak şekilde uygulama yapın.

◊ Uygulamayı iki dakika icinde 5 (beş) kez tekrarlandıktan sonra bebek veya cocuğu kontrol edin.

◊ Goğus basısı uygulanırken OED cihazı gelirse goğus basısına ara vermeksizin ikinci bir ilk

yardımcının OED cihazını hastaya bağlamasına izin verin.

◊ OED kullanımını gerektiren bir durum varsa zaman kaybetmeksizin hemen kullanın. Ardından ara vermeksizin goğus basısına devam edin.Göğüs basısı tekniği:

◊ Hangi yontemi kullanırsanız kullanın goğus basısı esnasında iman tahtası uzerine aşağı ve dik bir şekilde kuvvet uygulayın.

◊ Goğus basısı sırasında iman tahtasının alt ucunda yer alan cıkıntıdan uzak durun.

◊ Bası derinliğini iman tahtası bebekler icin 4 cm ve cocuklar icin 5 cm cokecek şekilde ayarlayın.İman tahtasını daha fazla cokturmeyin. Cocuklar ergenliğe ulaştıktan sonra, iman tahtasının yetişkin bası derinliği olan en az 5 cm, en fazla 6 cm cokturulmesi uygundur. Eğer gerekli ise bası derinliği ayarlanırken goğus on arka capının 1/3 oranında cokturulmesi şeklinde yaklaşılabilir.

◊ Her bası sonrası ellerinizi iman tahtasından ayırmaksızın goğus kafesinin eski haline dönmesine izin verin. Bu kalbin yeniden yeterince kan ile dolabilmesi icin gereklidir.

◊ Goğus basısı sırasında ellerin goğus kafesinden hicbir şekilde ayrılmamasına ve tespit edilen noktadan sağa veya sola doğru yer değiştirmemesine dikkat edin. Aksi halde iman tahtası ile kaburgalar arasındaki eklemlerde ayrılmalar ve/veya kaburga kırıkları meydana gelebilir.

◊ Basılar arası kesinti yapmayın. Zorunlu hallerde yapılacak kesintilerde sure olarak 10 saniyeyi aşmayın.

Göğüs basısında bası hızı:

Eğer mumkunse (sağlık profesyoneli ve deneyimli ilk yardımcılar) goğus basısı ile solunum desteği beraber verilmelidir. Ancak solunum desteği verilmesi ilk yardımcı acısından risk oluşturuyorsa (bulaşıcı hastalıklar gibi) sadece goğus basısı şeklindeki uygulama da tercih edilebilir.

• Yalnızca göğüs basısı yapmak istiyorsanız:

◊ Dakikada 100-120 goğus basısı olacak şekilde bir ritim sağlayın ve bunu 2 (iki) dakika boyunca uygulayın.

◊ Goğus basısı uygulanırken OED cihazı gelirse kalp masajına ara vermeksizin ikinci bir ilk

yardımcının OED cihazını hastaya bağlamasına izin verin.

◊ OED kullanımını gerektiren bir durum varsa zaman kaybetmeksizin hemen kullanın. Ardından ara vermeksizin goğus basısına devam edin.

◊ OED kullanımını gerektiren bir durum ve yaşamsal bulgular yoksa ara vermeksizin goğus

basısına devam edin.

◊ OED kullanımı icin lutfen ilgili bolume bakınız.

• Göğüs basısı ve solunum desteğini birlikte uygulamak istiyorsanız.

◊ Bebek ve cocuklar icin, tek ilk yardımcı iseniz, 30 goğus basısı, 2 (iki) solunum; iki veya daha fazla ilk yardımcı iseniz 15 goğus basısı, 2 (iki) solunum olacak şekilde uygulama yapın.

◊ Uygulamayı iki dakika icinde 5 (beş) kez tekrarlandıktan sonra bebek veya cocuğu kontrol edin.

◊ Goğus basısı uygulanırken OED cihazı gelirse goğus basısına ara vermeksizin ikinci bir ilk

yardımcının OED cihazını hastaya bağlamasına izin verin.

◊ OED kullanımını gerektiren bir durum varsa zaman kaybetmeksizin hemen kullanın. Ardından ara vermeksizin goğus basısına devam edin.

◊ OED kullanımını gerektiren bir durum ve yaşamsal bulgular yoksa ara vermeksizin goğus

basısına devam edin.

◊ OED kullanımı için lütfen ilgili bölüme bakınız.

5. Solunum desteği uygulanışı:

Bebekler ve cocuklar icin, halktan kurtarıcılar solunum desteği vermek istemiyorlarsa veya

veremiyorlarsa bu durumda yalnızca goğus basısı yapmaları onerilmektedir.

Solunum desteği uygulanacaksa:

• Baş geri-cene yukarı pozisyonu vererek hava yolu acıklığını sağlayın.

• Ağızdan ağıza soluk verme deneyimli ilk yardımcılara onerilen soluk verme yontemidir.

• Ancak ağızdan ağıza soluk verme yontemi kullanılamıyorsa (ağızda ciddi yaralanma veya

ağzın acılamadığı durumlarda vs.) alternatif olarak ağızdan buruna soluk verme yontemi de

uygulanabilir.

• Ağızdan ağıza soluk verme:

◊ Baş geri-cene yukarı pozisyonunda alın uzerine konulan elin baş ve işaret parmağını kullanarak cocuğun burnunu kapatın.

◊ Normal bir soluk alın, cocuğun ağzına ağzınızı yerleştirin ve goğus kafesi yeterince kalkıncaya kadar bir saniye icerisinde ufleyin.

◊ Nefesin boşalmasını bekleyin ve ardından 2. solunum desteğini uygulayın.

• Ağızdan ağız ve burna soluk verme:

Küçük bebekler icin kullanılabilir.

◊ Normal bir soluk alın, baş geri-cene yukarı pozisyonunda iken bebeğin ağız ve burnuna

ağzınızı yerleştirin ve goğus kafesi yeterince kalkıncaya kadar bir saniye icerisinde ufleyin.

◊ Nefesin boşalmasını bekleyin ve ardından 2.solunum desteğini uygulayın.

İki ilk yardımcı olması durumunda normal dongu değiştirilmemeli ve ilk yardımcılardan biri goğus basısı yaparken diğeri solunum desteği vermelidir.

6. Temel Yaşam Desteğinin Sonlandırılması:

Temel Yaşam Desteğine;

• Bebek/cocuk duzelinceye, ilk yardımcı yoruluncaya veya sağlık ekibi olay yerine gelinceye kadar devam edilmelidir.

• Bilinci yerine gelen, normal solunumu olan, konuşmaya başlayan, gozunu acan ve hareketlenen bebek/cocukta ise Temel Yaşam Desteğine devam edilmemelidir. Temel Yaşam Desteği sonlandırılmalı ve gerekli ise bebek/cocuğa derlenme pozisyonu verilmelidir.

• Bebek/cocuk yalnız bırakılmamalı, durumunu gozlemeye devam edilmelidir.

VI. HAVA YOLU TIKANIKLIĞINDA İLK YARDIM

Yabancı cisme bağlı hava yolu tıkanıklığı en yaygın gorulen hayatı tehdit eden acil durumlararasında yer alır. Hava yolu tıkanıklığı, hızlı ve etkili bir şekilde mudahale edilmezse solunum ve kalp durmasına dahi neden olabilir. Bu yuzden aniden nefes alamadığını veya boğulduğunu belirten bir kişide, yabancı cisme bağlı hava yolu tıkanıklığı akla gelmelidir. Tıkanıklık gelişmiş kişi cevap verebiliyorsa bu erken mudahale icin bir fırsat var anlamına gelir.

Hava yolu tıkanıklığı karşımıza iki şekilde cıkabilir. Bunlar; kısmi ya da tam tıkanmadır.

Kısmi tıkanma: Yutulan veya hava yoluna kacan yabancı cismin, hava gecişinde azalmaya neden olması sonucu ortaya cıkan tabloya verilen isimdir. Kısmi tıkanmada az da olsa bir miktar hava gecişi vardır. Ancak kısmi tıkanıklık tam tıkanıklığa ilerleyebilir.

Tam tıkanma: Yutulan veya hava yoluna kacırılan yabancı cismin hava gecişini tamamenengellemesi sonucu ortaya cıkan tablodur. Tam tıkanmada hava gecişi yoktur.

BEBEKLERDE HAVA YOLU TIKANIKLIĞI

Bebekten kastedilen 1 (bir) yaş altındaki cocuklardır (29 gün-1 yaş).

Bebeklerde hava yolu tıkanıklığı nedenleri:

Bebekler gıda başta olmak uzere kucuk oyuncak ve cisimleri solunum yoluna kacırabilirler.

Bebeklerde keşfetme merakı ile ellerine gecirdikleri cisimleri ağızlarına sokmaları ile hava yolu tıkanıklıkları gorulebilir.

Bebeklerde hava yolu tıkanıklığı belirti ve bulguları:

Bebek yemek yerken, oyuncaklarla oynarken veya evin icinde emeklerken aniden nefes almakta zorlanırsa buyuk ihtimalle yabancı cisim yutmuştur. Bebeklerde hava yolu tıkanıklığını anlamak yetişkine gore daha zordur. Konuşma yetisi ve tıkanma sonrası yetişkinler tarafından ortaya konan beden hareketlerini bebeklerde gormek mumkun değildir. Bu nedenle, bebeklerde meydana gelen tıkanıklığı anlayabilmek icin bebeğin goğus ve karın hareketlerini izlemek, ağız ve burundan nefes alıp verme ile oluşan hava akımını dinlemek ve hissetmeye calışmak gerekmektedir.

Bebeklerde tam tıkanıklık durumunda:

Bebeklerde hava yolu tıkanıklığında ilk yardım

İlk yardım uygulamaları bilincin acık olup olmadığına ve tıkanıklığın kısmi veya tam olup olmadığına göre değişir.

Kısmi hava yolu tıkanıklığında ilk yardım:

• Bebeğin kendi kendine solumasına ve oksurmesine izin vererek izleyin.

• Bebeği kucağınıza alıp başını yukseltip ya da gazını cıkarıyormuş gibi omzunuza yaslayın ve kendi cabası ile yabancı cismi cıkarmasını bekleyin.

• Kısmi hava yolu tıkanıklığında sırt vuruları ve goğus basıları gibi aşırıya kacan yaklaşımlar,

Istenmeyen ciddi sonuclara neden olabilir ve hava yolu tıkanıklığını kotuleştirebilir.

Tam hava yolu tıkanıklığında ilk yardım:

Bilinc durumunu değerlendirin ve ona gore mudahale edin. Eğer:

Bebeğin bilinci açıksa:

• Hemen etrafınıza seslenin ve yardım isteyin.

• Yardım cağrınıza karşılık veren birisi olursa 112 acil yardım numarasını aramasını isteyin.

• Yardım cağrınıza karşılık veren birisi yoksa 112 acil yardım numarasını kendiniz arayın ve

arama sırasında mumkunse telefonunuzun hoparlorunu acarak telefondaki sağlık görevlisinin

komutlarını dinleyin.

• Yardım cağırma ve ilk yardım basamaklarını eş zamanlı olarak yurutun.

• Sırt vurusuna başlayın. Bunun için:

Bebeğin düşmesini onlemek ve yabancı cismin cıkarılmasına yardımcı olmak icin oturur veya

diz çökmüş pozisyonda iken uyluklarınızdan destek alın.

◊ Bebeğin yüzü yere bakacak ve başı gövdesinden daha aşağıda olacak şekilde ön kolunuz boyunca yatırın. Bu esnada bebeğin baş aşağı ve yuzustu pozisyonda olduğundan emin olun. Sağ elinizi kullanıyorsanız, sol ön kolunuzun uzerine yatırın; eğer sol elinizi kullanıyorsanız bu durumda da sağ ön kolunuzun uzerine yatırın.

Bir elin başparmağını alt cenenin acısına ve aynı elden bir veya iki parmağınızı cenenin diğer tarafındaki aynı noktaya yerleştirerek bebeğin başını destekleyin.

◊ Baş desteği yaparken cenenin altındaki yumuşak dokuları sıkıştırmayın, boğazına bastırmayın ve bebeğin ağzını kapatmayın.

◊ Serbest elinizle, avucunuzun tabanı ile bebeğin kurek kemikleri arasına aşağı ileri yone doğru 5 (beş) defa sert sırt vurusu yapın.

◊ Bebeği diğer kolunuzun uzerine sırt ustu ve başı hafif aşağıda olacak şekilde tek hamlede

cevirin.

◊ Cevirme işlemi sırasında sırt vurusu yapan elinizi bebeğin başının arkasına yerleştirerek başı desteklemeyi unutmayın.

Cismin cıkıp cıkmadığını ve bebeğin rahatca nefes alıp alamadığını kontrol edin.

◊ Cismi goruyorsanız, katı bir cisimse ve cıkarabileceğinizden emin iseniz parmak supurme

hareketi ile tek hamlede almaya calışın. Ancak emin değilseniz dokunmayın ve kesinlikle arkaya doğru itmeyin. Rastgele parmak supurme hareketini kullanmaktan kacının.

• Hava yolu tıkanıklığını gidermek icin 5 (beş) defa uygulanan sırt vurusu başarısız olursa, 5 (beş) defa olacak şekilde goğus basısı yapın. Bu işlem sırasında;

Bebek baş aşağı ve sırtustu pozisyonda olmalıdır.

◊ Meme cizgisinin yaklaşık bir parmak altında bebeğin iman tahtasının ortasına

iki parmağınızı (işaret ve orta parmak) yerleştirin.

◊ Goğus on arka capının yaklaşık ucte biri kadar cokmeye neden olacak şekilde goğus

basısı yapın.

◊ Goğus basılarını Temel Yaşam Desteğindeki basılara benzer ancak daha keskin ve daha

yavaş bir hızda, iceri ve yukarı doğru iterek uygulayın.

◊ Goğus basısını peş peşe 5 (beş) defa tekrarlayın.

◊ Yabancı cismin cıkıp cıkmadığını kontrol edin.

• Yabancı cisim cıkana kadar ya da bebek bilincini kaybedene kadar 5 (beş) goğus basısını ve 5 (beş) sırt vurusunu donuşumlu olarak yapmaya devam edin.

Bebeğin bilinci kapanırsa veya bilinci kapalı halde bulunursa:

• Bebeği yere veya sert ve guvenli bir yuzeye yatırın.

• 112 acil yardım ekibi hala gelmediyse veya aranmamışsa hemen arayın veya aratın.

• Bunun icin:

◊ Telefonunuz varsa 112 acil yardım numarasını arayın ve mumkunse telefonunuzun hoparlorunu acıp bir yandan telefondaki sağlık gorevlisinin direktiflerini dinleyin.

◊ Yardım cağırma ve ilk yardım basamaklarını eş zamanlı olarak yurutun.

• Temel Yaşam Desteğine başlayın.

DİKKAT!!!

• Bebek tekrar normal nefes alsa bile en yakın sağlık kuruluşuna acilen ulaşması sağlanmalıdır.

Cunku yabancı cisim ust ya da alt solunum yollarında kalabilir ve istenmeyen sonucların ortaya çıkmasına yol açabilir.

BİLİNÇ BOZUKLUKLARINDA İLK YARDIM

Bilinç nedir?

Kişinin kendisinden ve çevresinden haberdar olması halidir. Bu sayede beyin dikkat, hafıza, davranışları planlanma ve algı gibi fonksiyonlar ile iç ve dış çevreden gelen uyarıları doğru olarak alabilir ve değerlendirebilir.

Bilinç bozukluğu nedir?

Bilincin hafif uyku halinden hiçbir uyarana yanıt vermediği derin uyku haline kadar olan değişimleri kapsayan durumdur.

Koma nedir?

Kişinin iç ve dış uyaranlardan haberdar olmadığı, gözlerinin kapalı olduğu ve uykuya benzeyen ancak uyandırmanın mümkün olmadığı bir durumdur.

  • BİLİNÇ BOZUKLUĞU

Bilinc bozukluğunun değerlendirilmesi:

Bilinc bozukluğunun değerlendirilmesinde aşağıdaki sorulara cevap aranır.

• Kişi uyanık mı?

• Sesli uyaranlara gozlerini acıyor mu?

• Basit sorulara net yanıt veriyor mu?

• Basit komutları yerine getiriyor mu?

• Ağrıya sebep olacak bir şey yapıldığında yanıt veriyor mu? Ağrıya yanıtı var mı?

Bu sorulara verilen yanıt kişinin bilinc duzeyini pratik olarak ortaya koymak icin yeterlidir. Ancak

alkol ya da uygunsuz madde kullanımı varlığında bilinc bozukluğu olmasa dahi bu sorulara cevap alınamayabilir. Bu soruların akılda kolayca kalması icin oluşturulmuş olan kısaltma AVPU (USAY)’dur.

Bilinç bozukluğu yapan nedenler:

• Kafa ve beyindeki yaralanmalar

• İnme (Felc)

• Beyindeki yer kaplayıcı kitleler

• Enfeksiyonlar

• İlacların aşırı dozda alınması ya da yan etkileri

• Uyuşturucu madde alımı

• Zehirli gazların solunması

• Kan şekeri duşukluğu

• Karaciğer ve bobrek yetmezlikleri

• Guatr hastalığı

• Depresyon veya şizofreni gibi psikiyatrik nedenler

• Sıcak carpması

• Sara (Epilepsi) nobeti

• Kan basıncının (tansiyonun) duşmesi

Bilinc bozukluğunda ilk yardım:

• Kişinin bilinc durumunu değerlendirin ve eğer bilinc bozukluğu varsa seviyesini USAY’ı kullanarak belirleyin.

• Bilinc bozukluğu olan kişide 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

• Kişinin yaşamsal bulgularını değerlendirin. Eğer yaşamsal bulgular yoksa derhal Temel Yaşam Desteğine başlayın.

• Kişinin bilinci tamamen kapalı ve yaralanma şuphesi yoksa derlenme pozisyonuna getirin.

• Kişinin bilinci acık ancak kendini kotu hissetme, terleme ve/veya bayılma hissi tarif ediyorsa şok pozisyonuna getirin.

• Yaralanma ya da şuphesi varsa hasta/yaralının pozisyonu ancak boyun korunarak değiştirilebilir.

Eğer boyun korunamıyorsa pozisyonu değiştirmeyin.

• Kişinin nefes alıp almadığını takip edin.

• Yardım gelinceye kadar kişinin yanından ayrılmayın.

C. BAYILMA (SENKOP)

Beyne giden kan akışının gecici bir sure ile azalmasından kaynaklanan kısmi veya tam bir bilinç kaybıdır.

Bayılma nedenleri:

• Korku

• Aşırı heyecan

• Sıcak

• Yorgunluk

• Kapalı ortam, kirli hava

• Aniden ayağa kalkma

• Kan şekerinin duşmesi

• Şiddetli enfeksiyonlar

• Kalp hastalıkları

• Kalpteki ritim bozuklukları

• Kullanılan ilaclar

• Kan basıncının (tansiyonun) duşmesi

• Psikiyatrik hastalıklar (ozellikle cocuklarda nefes tutma)

• Norolojik hastalıklar (nadir de olsa gorulebilir)

Bayılma belirti ve bulguları:

• Baş donmesi ve/veya sersemlik

• Bulantı

• Halsizlik, yorgunluk

• Terleme

• Carpıntı

• Soğuk cilt

• Bulanık gorme

• Kulaklarda uğultu ve/veya cınlama

• Boyunda, omuzlarda ya da sırtta ağrı

Kişi bayılma hissi tarif ediyor veya bayılma belirti ve bulgularını gosteriyorsa;

• Duz bir zemine (yere) sırt ustu uzanmasını soyleyin ve yardımcı olun.

• Uzerinde bulunan sıkı giysileri gevşetin.

• Kişiyi şok pozisyonuna getirin.

• İyileşme bulgularını gozlemleyin.

• Kişi hamileliğin gec (20. hafta ve sonrası) donemlerinde bulunuyorsa sol tarafı uzerine yatırın.

• Yaşam bulguları yoksa; 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın ve Temel Yaşam

Desteğine başlayın.

Bayılma durumunda dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Kişiyi sandalye veya yuksek bir zemine oturtmayın.

• Kokulu maddeler (kolonya, amonyak) koklatmayın.

• Yiyecek icecek vermeyin.

• Ustune su dokmeyin.

• Tokat atmayın.

D.BAYILMA ÖNCESİ DURUM

(PRESENKOP – BAYILAYAZMA)

Bayılma oncesi durum tam bir bayılmanın olmadığı ancak yaklaşan bilinc kaybı hissi ile karakterize bir durumdur. Zamanında tanınıp ilk yardım uygulanabilirse belirti ve bulgular giderilebilir ve bayılma engellenebilir.

Bayılma oncesi durumda ilk yardım:

• Belirti ve bulguların bayılma oncesi duruma (presenkop-bayılayazma) ait olduğundan emin

olun.

• Etraftaki yaralanmaya neden olabilecek eşyaları uzaklaştırın.

• Bayılmayı engellemek icin fiziksel karşı basınc manevralarını uygulayın. Fiziksel karşı basınç manevraları kan basıncını yukseltmek, belirti ve bulguları hafifletmek amacıyla bacaklar, kollar, karın veya boyun dahil olmak uzere vucudun kaslarının kasıldığı manevralardır. Fiziksel karşı basınc manevraları alt ve ust olmak uzere iki başlıkta yer alır.

Üst vücut fiziksel karşı basınç manevraları

(uygulanışı):

◊ Her iki el birbirine kenetlenir ve kollar zıt yonlere var gücüyle cekilir.

◊ Elinde bir nesne olsun ya da olmasın yumruklar var gücüyle sıkılır.

Boyun one doğru eğilir ve cene göğse değdirilmeye calışılır.

• Alt vücut fiziksel karşı basınç manevraları (uygulanışı):

◊ Comelme pozisyonu alınır.

◊ Yatarken veya gerekirse ayakta dururken bacak, karın ve kalca kasları gerilir ve bacaklar capraz duruma getirilir.

• Tum bu mudahalelere rağmen belirti ve bulgular duzelmez veya bayılma gercekleşirse kişiyi derlenme pozisyonuna getirin.

• Yaşamsal bulgular yoksa; 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın ve Temel Yaşam

Desteğine başlayın.

Bayılma oncesi durumda dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Kişinin bayılma oncesi durumda olduğundan emin değilsek ve farklı belirtilerde varsa (orn:

goğus ağrısı) yukarıdaki hareketleri yaptırmayın.

• Kaza gecirmiş ya da kanaması varsa yukarıdaki hareketleri yaptırmayın.

E.İNME (FELÇ)

İnme beyindeki bir damarın aniden tıkanması ya da kanamasına bağlı olarak meydana gelir. Bunun sonucunda oksijenden zengin kana ihtiyac duyan ve beslenemeyen beyin hucreleri kısa surede işlevlerini kaybederek olurler. Olen beyin hucreleri yenilenemez. Bu durum kişinin beynindeki etkilenen bolgenin yerine gore vucudunun bir kısmını hareket ettirememesi, konuşamaması ve anlamaması gibi durumlara yol acar. İnme coğunlukla yaşlılarda gorulmekle birlikte genc insanlarda da gorulebilir.

İnme belirti ve bulguları:

• Vucut bolgelerinde başlayan ani uyuşma ve/veya kuvvet kaybı

• Gormede bulanıklık ve/veya kayıp

• Konuşmada zorlanma

• Ani gelişen bilinc kaybı

• Aniden başlayan şiddetli baş ağrısı

• Baş donmesi ve duşme

İnme nasıl anlaşılır?

İnme belirti ve bulgularını hızla tanımak inme yonetimindeki en kritik basamağı oluşturur. Bu yüzden inme gecirdiğinden şuphe edilen kişilerde inme olceklerinin kullanımı onerilmektedir. Bunlardan birisi de FAST olup, kişiden 3 (uc) basit komutu yerine getirmesi istenir.

DİKKAT !!!

• Kişi komutlardan herhangi birini yapmakta zorlanıyorsa inme olarak kabul edin ve bir sağlık

kuruluşuna nakledilmesini sağlayın.

İnmede ilk yardım:

• Kişiyi durumuna gore rahat edebileceği bir pozisyona getirin (orneğin; uzanmak, sabit bir

nesneye yaslanmak).

• Oturamıyorsa derlenme pozisyonuna getirin.

• 112 acil yardım numarasını arayın ya da aranmasını sağlayın.

• Yardımın gelmek uzere olduğunu soyleyin.

• Bilincin acık olup olmadığını ve rahat nefes alıp almadığını takip edin.

• Yaşam bulguları yoksa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

İnme geciren kişide dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Yiyecek ya da icecek vermeyin. Verilen gıda solunum yoluna kacabilir ve kişinin boğulmasına

sebep olabilir.

• Kişinin yardım gelinceye kadar yanından ayrılmayın.

F. SARA (EPİLEPSİ NÖBETİ)

Sara (Epilepsi) nobeti, kişinin istemi dışında vucut kaslarının bir bolumunun ya da tamamının

sarsılarak kasılmasıdır. Zehirlenme, uykusuzluk, aclık, elektrik carpması, kan şekeri duşukluğu, cocuklarda yuksek ateş, alkol yoksunluğu, madde bağımlılığı ve beyin hasarı gibi durumlarda ortaya cıkabilir.

• Nobet oncesinde normalde olmayan kokuları alma veya kas kasılmaları gibi on belirtiler olabilir.

• Nobet oncesi bir bağırma ve/veya cığlık duyulabilir.

• Bazen ani bir şekilde bilincin kaybedilmesi sonrası şiddetli bir şekilde yere duşme ve bu düşme sırasında yaralanma meydana gelebilir.

• Tum vucutta yaygın kasılmalar gorulebilir.

• Dudaklar gri-mavi bir renk alabilir.

• Ağızdan dışarı tukurukler cıkabilir. Eğer dil ısırılmış ise dışarı cıkan tukuruk kanlı olabilir (pemberenk)

• İdrar ve/veya buyuk abdest kacırması gorulebilir.

• Nobet biterken en son aşamada bir gevşeme meydana gelir ve kasılmalar sonlanır.

• Nobet sonrası kişi uyanabilir ancak şaşkındır. Nerede olduğundan habersiz, uyku halinde ya da derin bir uykuya dalabilir.

Bazen nobet aşağıdaki hafif belirtilerle de gorulebilir;

◊ Bir noktaya doğru dalgın bakış ve kişinin hayal dunyasına dalmış gibi gorunmesi.

◊ İstemsiz mimik ve hareketler.

◊ Ağız şapırdatma veya dudak ısırma gibi hareketler.

◊ Anlamsız konuşma ve tekrarlayan hareketler.

Sara nobetinde ilk yardım:

Nöbet sırasında:

◊ Kişinin uzerinde ve/veya cevresinde yaralanmasına neden olabilecek eşyalar varsa

uzaklaştırın. Aynı zamanda kendisine zarar vermemesi icin de dikkatli olun.

◊ Başını carpmasını engellemek icin başın altına yumuşak bir malzeme koyun.

◊ Nobet suresini kaydedin.

Nöbet sonrasında:

• Gerekli ise 112 acil yardım numarasını arayın veya aratın.

• Kişiyi derlenme pozisyonuna getirin (ağız icindeki tukuruğun ve kusması durumunda kusmuğun hava yoluna kacmaması icin).

• Yaşamsal bulguları takip edin ve tamamen uyanık hale gelinceye kadar kişinin yanından

ayrılmayın.

• Yaşamsal bulgular yoksa; 112 acil yardım numarası aranmamış ise arayın veya aratın ve Temel Yaşam Desteğine başlayın.

Nobet geciren kişide dikkat edilecek hususlar:

• Nobeti durdurmaya calışmayın.

• Yiyecek ya da icecek vermeyin.

• Nobet sırasında ceneyi acmaya calışmayın ve ağız icine parmak ya da bir cisim sokmayın.

• Uzerine su dokmeyin.

• Başka bir alana taşımaya calışmayın. Bunun yerine bulunduğu ortamı guvenli hale getirin.

Nobet geciren hasta/yaralıda 112 acil yardım numarası ne zaman aranmalıdır?

• İlk nobet (daha once nobet gecirdiği bilinmiyorsa ilk nobet olarak duşunulmelidir)

• Nobet 5 (beş) dakikadan fazla surduyse

• Tekrarlayan nobetler geciriyorsa

• Nobet sırasında yaralanmaya maruz kaldıysa

• Nobet sonrasında bilinc acılmıyorsa

• Yaşamsal bulgular yoksa

ÇOCUKLUK ÇAĞI (ATEŞE BAĞLI) NÖBETİ

Beş yaş altı cocuklarda gorulen nobetlere enfeksiyonlara bağlı ortaya cıkan yuksek ateş neden

olabilir. Cunku cocuklarda beyin hucreleri yuksek ateşe bağlı etkilere dayanacak olgunluğa ulaşmış değildir. Bu nedenle cocuklarda yuksek ateş, beyin hucrelerindeki elektriksel aktivitede bozulmaya ve nobete neden olabilir.

Çocukluk çağı nöbetinde belirti ve bulgular:

• Ateş (38 ve uzeri)

• Kaslarda sertleşme

• Yuz, kollar ve bacaklarda kontrolsuz kasılmalar

• Gozlerde yukarı doğru kayma

• İdrar ve dışkı kacırma

• Dudak, kulak, tırnaklar ve yuzde morarma

• Bilinc kaybı

Çocukluk cağı nobetinde ilk yardım:

• Cocuğun uzerinde bulunan giysileri cıkarın.

• Cocuğun etrafını guvenli duruma getirerek yaralanmasını engelleyin (yastık ve battaniye gibi

malzemeleri kullanabilirsiniz).

• Cocuğu derlenme pozisyonuna getirin.

• Oda sıcaklığında su ve temiz havlu ile vucut sıcaklığını duşurmeye calışın.

Çocukluk cağı nobetinde dikkat edilecek hususlar:

• Nobeti durdurmaya calışmayın.

• Yiyecek ya da icecek vermeyin.

• Nobet sırasında ceneyi acmaya calışmayın ve ağız icine parmak ya da bir cisim sokmayın.

• Uzerine soğuk su dokmeyin.

• Başka bir alana taşımaya calışmayın. Bunun yerine bulunduğu ortamı guvenli hale getirin.

DİKKAT!!!

• Cocukluk cağı nobetinde 112 acil yardım numarası mutlaka aranmalıdır.

H. ŞEKER HASTALIĞI (DİYABET) VE

ŞEKER HASTALIĞINA BAĞLI ACİL DURUMLAR

Şeker hastalığı, kan şekerinin bulunması gereken normal seviyenin uzerinde olmasıdır. Sağlıklı insanlarda kan şekeri, kan ile hucrelere taşınır ve belli bir seviyenin uzerine cıkmaz. Şeker hastalığının iki tipi vardır.

• Tip 1 şeker hastalığı (Tip 1 Diyabet): Kan şekerinin vucutta normal seviyelerde olmasını

sağlayan insulin adı verilen hormon uretilemez. Bu nedenle bu hastalara kan şekerini normal

seviyede tutmak icin dışardan insulin verilmesi gerekir. Cocuklarda ve genclerde sıklıkla gorulur.

• Tip 2 şeker hastalığı (Tip 2 Diyabet): Vucutta uretilen insulin ya yeterli değildir ya da vucut

tarafından kullanılamaz. İleri yaş grubunda sıklıkla gorulmekle birlikte her yaş grubunda ortaya cıkabilir.

1. Kan şekeri duşukluğu

Kan şekeri duşukluğu; şeker hastalığı tedavisi sırasında fazla miktarda insulin yapılması, az yemek yeme, ağır egzersiz yapılması gibi nedenlere bağlı olarak kan şekeri seviyesinin hayatı tehdit eden sınırların altına duşmesidir.

Kan şekeri duşukluğu belirti ve bulguları:

• Gucsuzluk

• Sersemlik hissi

• Halsizlik

• Dikkat eksikliği

• Konuşmada bozulma

• Terleme

• Titreme

• Carpıntı

• Bulantı

• Sıcaklık hissi

• Gorme bulanıklığı

• Uykuya meyil

• Bilinc kaybı

• Nobet

Kan şekeri duşukluğunde ilk yardım

Genelde şeker hastalarının uzerinde ya da yakınında şeker hastası olduğu hakkında ipucları

Olacaktır.

Bilinci açık ve kusmuyorsa:

• Kişinin guvenli bir yere oturmasını veya uzanmasını sağlayın.

• Yanında şeker varsa verin. Şeker yok ise; meyve suyu, şekerli sut veya recel verebilirsiniz.

• Şeker verdikten sonra bulgular hemen duzelmeyebilir. 10-15 dakika bekleyin.

• Şekerli gıdalarla hastanın belirtileri duzeliyorsa şeker vermeye devam edin.

• 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

Bilinci kapalı ise:

• Kişiyi derlenme pozisyonuna getirin.

• Yanında kalın.

• Yaşamsal bulgularını takip edin.

• 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

Kan şekeri duşukluğu olan kişide dikkat edilecek hususlar:

• İnsulin yapmayın.

• Bilinci kapalı ya da nobet geciriyorsa yiyecek icecek vermeyin.

• Yaşamsal bulguları yoksa; 112 acil yardım numarasını arayın veya aratın ve Temel Yaşam

Desteğine başlayın.

DİKKAT !!!

• Kan şekeri duşukluğu ve yuksekliği belirtileri coğu zaman birbirine benzeyebilir ve ayırt

edilemeyebilir. Bu durumda hastaya şeker verilmelidir. Cunku kan şekeri duşukluğu hastayı hızlı

bir şekilde olume goturebilir.

2. Kan Şekerinin Aşırı Yuksekliği

Şeker hastalarında; yetersiz insulin kullanımı, cok fazla miktarda yemek yeme, hareketsizlik ve

stres gibi nedenler kanda bulunan şeker seviyesinin aşırı yukselmesine neden olur. Bazen kan

şekerindeki bu yukseklik hastanın komaya girmesine dahi neden olabilir.

Kan şekeri aşırı yuksekliği belirti ve bulguları:

• Bulantı

• Kusma

• Bulanık gorme

• Nefeste curuk elma (aseton) kokusu

• Susuzluk belirtileri (susama hissi, cildin kuruması, kalbin hızlı carpması)

• Hızlı nefes alıp verme

• Bilinc kaybı

Kan şekeri aşırı yuksekliğinde ilk yardım:

• Kişinin bilinci acık ve sizden yardım istiyorsa yardım edin.

• Receteli ilac alıp almadığını sorun.

• Bilinci acıksa su icmeye teşvik edin.

• 112 acil yardım numarasını arayın veya aratın.

• Yardım gelinceye kadar yaşamsal bulgularını takip edin.

• Bilincini kaybederse kişiyi derlenme pozisyonuna getirin.

• Yaşamsal bulgular yoksa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

I.ALERJİ VE ŞİDDETLİ ALERJİ (ANAFİLAKSİ)

Alerjik reaksiyon; arı sokmaları, yer fıstığı ve penisilin gibi vucudun duyarlı olduğu alerjenlere karşı

bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepkidir. Bağışıklık sisteminin vermiş olduğu tepkinin kişiden

kişiye farklılık gostermesi ortaya cıkan belirti ve bulguların da kişiden kişiye farklılık gostermesine

neden olur. Hastalığın seyri bazı kişilerde hafif, bazılarında ise şiddetli olabilir.

Anafilaksi adı verilen şiddetli alerji ise; ağız, dil veya boğazda şişme sonrası hava yolunda daralma

ve nefes almayı zorlaştıran bir tablodur. Bu aşamada artık kişinin hayatı tehdit altındadır ve hızla

mudahale edilmeyi gerektirir.

Şiddetli alerji (anafilaksi) belirti ve bulguları:

• Yuz, dudaklar, goz kapakları ve dilde şişme

• Vucutta yaygın kızarıklık ve dokuntuler (kurdeşen)

• Karın ağrısı, kusma, ishal

• Hırıltılı solunum ya da surekli oksuruk

• Solunum zorluğu

• Ses kısıklığı ve konuşma gucluğu

• Boğazda şişme hissi

• Baş donmesi ve bayılma

• Bilinc bulanıklığı veya kaybı

Şiddetli alerjide (anafilaksi) ilk yardım:

Şiddetli alerjik reaksiyon tedavi edilmezse birkac dakika icinde olum gorulebilir.

Bilinci açık hastada:

• Kişinin rahat nefes alıp verebileceği en rahat pozisyonu almasına yardım edin.

• Şiddetli alerji (anafilaksi) hikayesi olan kişilerin coğu otomatik olarak kullanacakları ilaçlara (otomatik enjektor) sahiptirler ve bunu beraberlerinde taşırlar.

Kişinin ilacı (otomatik enjektor) varsa ilacı kendisinin uygulamasına yardım edin.

• Otomatik enjektor uygulaması yapılırken 112 acil yardım numarasını arayın veya aratın.

Bilinci kapalı hastada:

• Kişinin uzerinde alerji ile ilgili bilezik veya kart gibi hastalığını belirten bir belge var mı? Kontrol

edin.

• Otomatik enjektor var mı? Kontrol edin. Varsa tarif edilen şekilde otomatik enjektor ile ilac

uygulayın.

• Otomatik enjektor uygulaması yapılırken 112 acil yardım numarasını arayın veya aratın.

• Yaşamsal bulgularını takip edin.

• Duzelme yoksa ikinci bir otomatik enjektor ile uygulamayı tekrarlayın.

• 112 acil yardım ekibi gelinceye kadar kişinin yanından ayrılmayın ve kontrol edin.

• Yaşamsal bulguları yoksa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

Otomatik enjektor uygulaması nasıl yapılır?

Otomatik enjektor uygulaması uzerindeki talimatlara gore yapılır. Uygulama basamakları;

• Kişiyi yere yatırın.

• Enjektorde kilit mekanizması varsa acın.

• Kişinin giysisi uzerinden ust bacak yani uyluğun ust dış yan kısmına iğneyi saplayın.

• Tetik mekanizmasına basın.

• 10’a kadar sayın ve cekin.

• Sonra 10 saniye sure ile iğnenin yapıldığı alana masaj yapın.

J. NEFES DARLIĞI

1. Astım

Astım hava yollarını daraltan bir hastalıktır. Bu hastalar hayatları boyunca duzenli olarak ilac

kullanırlar. Astım atağı yaşamı tehdit eden bir durumdur.

Astım atağındaki belirti ve bulgular:

• Nefes almakta zorlanma ve nefese yetersizlik hissi

• Hızlı nefes alıp verme

• Oksuruk

• Nefes verirken ıslık ya da hışıltı sesi duyulması

• Goğuste sıkışma veya ağrı hissi

Astım atağı belirti ve bulguları gosteren hastaya mudahale edilmediğinde durum daha da kötüye gidecektir.

Durumunun kötüleştiğini gösteren belirti ve bulgular:

• Belirtilerde hızla kotuleşme

• Hastanın kendi inhaler ilaclarını kullanmasına rağmen belirtilerin artması

• Şiddetli nefes darlığı

• Normal konuşmanın bozulması (cumle kuramama)

• Terleme

• Solukluk

• Endişe ve panikleme

• Dudakların ve tırnak yataklarının gri mavi ton alması

• Bilinc kaybı

Astım atağında ilk yardım:

• Sakin olun ve hastaya guvende olduğunu anlatın.

• Hastanın en rahat olduğu pozisyonu almasına yardım edin.

• Zorla yatırmaya calışmayın.

• Pencereleri acın ve sıkı giysileri gevşetin.

• İlacları aldıktan sonra 5 (beş) dakika içinde durumda duzelme olmazsa 112 acil yardım

numarasını arayın ya da aratın.

• Hasta bilincini kaybederse derlenme pozisyonuna getirin ve nefesini surekli

kontrol edin.

• Sağlık ekibi gelinceye kadar hastanın yanından ayrılmayın ve gozlemeye devam

edin.

• Yaşamsal bulguları yoksa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

2. KOAH (Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı)

Nefes almayı zorlaştıran hava yolu tıkanıklığıdır. Genellikle sigara icenlerde gorulur. Hava yolu

tıkanıklığının belirti vermesi yıllar alır bu nedenle yaşlı kişilerde daha sıklıkla gorulur.

KOAH belirti ve bulguları:

Belirti ve işaretler astıma benzer.

• Nefes verirken ıslık ya da hışıltı sesi duyulması

• Oksuruk ve nefes darlığı

• Dışardan oksijen desteği ihtiyacının olması

KOAH atak sırasındaki ilk yardım:

• Hastanın en rahat olduğu pozisyonu almasına yardım edin.

• Zorla yatırmaya calışmayın. Genelde oturur pozisyonda daha rahat nefes alırlar.

• Hastanın kendisine ait inhaler ilaclarını ve kullanıyorsa her zamanki dozunda oksijen almasına yardım edin.

• İlacları kullandıktan sonra 5 (beş) dakika icinde hastanın durumunda duzelme olmazsa 112

acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

• Salgılarını atabilmesi icin oksurmeye teşvik edin.

• Sağlık ekibi gelinceye kadar hastanın yanından ayrılmayın ve kontrol edin.

• Yaşamsal bulguları yoksa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

K. ÇOK HIZLI NEFES ALIP VERME (HİPERVENTİLASYON)

Bazı insanlarda duygusal sıkıntılar ve stres hiperventilasyon adı verilen nefes alıp vermeninhızlanmasına neden olabilir. Hızlı nefes alıp verme uzun sure devam ederse kandaki karbondioksit seviyesinin ciddi şekilde azalmasına ve bu azalmaya bağlı vucutta bir takım belirti ve bulguların ortaya cıkmasına yol acar.

Çok hızlı nefes alıp veren bir kişideki belirti ve bulgular:

• Nefes darlığı

• Hızlı nefes alıp verme

• Eller, ayaklar ve ağız cevresinde karıncalanma ve uyuşma

• Baş donmesi ve sersemlik hissi

Çok hızlı nefes alıp veren bir kişide ilk yardım:

• Kişiye guven verin.

• Sakin bir yerde oturmasını sağlayın.

• Karın kaslarını kullanarak burundan yavaşca nefes almasını, aldığı nefesi 1-2 saniye icinde

tutmasını ve daha sonra dudaklarını buzerek ağzından yavaşca vermesini soyleyin. Uygulama

sırasında hastaya destek olun.

Çok hızlı nefes alıp veren bir kişide dikkat edilecek hususlar:

• Tedavi edilmemiş şeker hastalığı, şok, yaralanmalar, farklı maddelerle olan zehirlenmelerde de hasta cok hızlı nefes alıp verebilir. Bu hastalıkların olmadığını ayırt etmek icin değerlendirme yapın. Bunun icin kitabın ilgili bolumlerine bakın.

VIII.KANAMALAR

A. TANIMLAR

B. GENEL BİLGİLER

C. KANAMA ÇEŞİTLERİ:

Kanama nedir?

Damar butunluğunun bozulması sonucu kanın damar dışına (vucudun icine veya dışına) doğruakmasına kanama denir.

Ortalama 70 kg bir kişinin vucudunda yaklaşık 5 ila 6 litre kan bulunur. Hızla gelişen ve bir litre veya daha fazla kan kaybı, şok ve olume neden olabilir. Kanamanın ciddiyeti; kanamanın hızına, vücutta kanın aktığı bolgeye, kanama miktarına, kişinin fiziksel durumuna ve yaşına bağlıdır.

1. Dış Kanamalar ve dış kanamalarda ilk yardım:

Dış kanamalar deri butunluğunu bozan yaralanmalar sonucunda meydana gelirler. Dış kanamaları durdurmak icin dışarıdan mudahale yapmak mumkundur. Kanamanın olduğu damar tipine gore; atardamar (arteriyel), toplardamar (venoz) ve kılcal damar (kapiller) olmak uzere uc şekilde karşımıza cıkabilir. Ancak birden fazla damar tipi yaralanmasına bağlı olarak aynı yaralıda dış kanamaların her uc tipinin de birlikte bulunabileceği unutulmamalıdır.

Atardamar (arteriyel) kanamaları: Atar damarlar kalp atımları sayesinde oksijen bakımından zengin kanı dokulara taşıyan damarlardır. Bir atardamar hasar gorurse kanama cok fazla olabilir. Kanama kalp atımları ile uyumlu olarak fışkırır tarzda akar ve acık renklidir. Bir ana atardamarın kesilmesiyle kan birkac metre uzağa fışkırabilir. Atardamar kanamaları en ciddi kanama turudur cunku cok kısa surede buyuk miktarda kan kaybına neden olabilirler. Yuksek akış hızından damarın hasarlı kısmına pıhtının yapışması ve kanamanın kendiliğinden durmasına engel olur. Hatta doğrudan bası dahi atardamarın buyukluğune gore kanamayı durdurmak icin yeterli olmayabilir.

Toplardamar (venoz) kanamaları: Dokulardaki kullanılmış kanı kalbe taşıyan damarlardır. Koyu renkli, yavaş ve tekduze akarlar. Damarın buyukluğune gore kanama şiddeti farklılık gosterebilir. Atardamar kanamalarından daha kolay kontrol altına alınırlar.

Kılcal damar (kapiller) kanamaları: En yaygın kanama turu olan kılcal kanamalar sızıntı şeklinde olan kanamalardır. Genellikle ciddi değildir ve hızlıca kontrol edilebilirler. İlk başta kanama hızlı olabilir ancak kan kaybı genellikle hafiftir.

Dış kanamalarda ilk yardım: Hayatı tehdit eden yaralanma varlığında hasta/yaralının en kısa surede bir sağlık kuruluşuna ulaşımı sağlanmalıdır. Yaralanma ile kanama kontrolu arasındaki sure mumkun olduğunca kısa olmalıdır. Kanamanın kontrolu beceri gerektiren bir ilk yardımuygulamasıdır.Kanama kontrolune yonelik olarak genel kabul gormuş ilk yardım mudahale yontemi kanama yerine doğrudan bası uygulanmasıdır. Doğrudan bası uygulanması yırtılmış damarın kenarlarını sıkıştırarak vucudun doğal pıhtılaşma mekanizmalarının calışmasına yardımcı olur. Bu yöntem kanamada kontrol icin coğu hastada yeterli olmaktadır. Basınclı bandaj, boğucu sargı (turnike), lokal soğuk uygulama ve kanama durdurucu ortuler diğer onerilen kanama kontrolu yontemleridir. Buna karşın kanayan uzvun yukarı kaldırılmasının herhangi bir faydası gorulmediğinden bir ilkyardım yontemi olarak onerilmemektedir.Dış kanamalarda yapılan mudahaleler kanamayı tamamen durdurmaya yetmeyebilir. Ancak yapılan mudahaleler, 112 acil yardım ekibinin gelmesine ve hastanın bir sağlık kurumuna ulaşıncaya kadargecen surede, kanamayı mumkun olduğunca yavaşlatarak hayati fonksiyonları korumaya yardımcı olacaktır.

Dış kanamalarda ilk yardım uygulama basamakları:

• Hasta/yaralıya mudahale etmeden once ortamın ve cevrenin guvenli olduğundan emin olun.

Guvenliğin olmadığı durumlarda guvenliği sağladıktan sonra hastaya mudahale edin.

• Oncelikle kendinizi tanıtın ve hasta/yaralıyı sakinleştirmeye calışın.

• Hasta/yaralıyı duz bir zemine sırt ustu yatırın (Bu işlem, olası bir baygınlık durumunda ortayacıkabilecek ek yaralanmaları engeller. Ayrıca kan basıncının kontrolu ve vucudun aşağı

bolgelerinde gollenen kanın dolaşıma katılmasına da katkıda bulunur).

• Eğer yaralanma hafif duzeyde ise ve yaralı oturarak rahat edecekse oturtun.

• Hasta/yaralının solunum ve dolaşım gibi yaşamsal fonksiyonlarını değerlendirin.

• Hayatı tehdit eden ve mudahale ile kontrol edemediğiniz bir dış kanama varsa ve olay yerindeki tek ilk yardımcı siz iseniz, hemen 112 acil yardım numarasını arayarak yardım isteyin. Eğer ikinci bir ilk yardımcı varsa, ikinci ilk yardımcıdan 112 acil yardım numarasını aramasını isteyin.

• Hasta/yaralıyı mumkun olduğunca hareket ettirmeyin.

• Yaralanma bolgesindeki saat, bilezik ve yuzuk gibi takıları varsa cıkarın.

• Kanama bolgesini goremiyorsanız kanamanın kaynağını bulmak icin kıyafetleri cıkararak veya dikiş yerlerinden keserek yarayı acığa cıkarın.

• Gazlı bez veya mendil, havlu, kumaş parcası veya hasta/yaralının kendi giysileri gibi temiz bir bezi yaranın uzerine yerleştirin ve doğrudan bası uygulayın.

Doğrudan bası uygularken:

◊ Kucuk yaralar icin parmaklar, buyuk yaralar icin ise avucunuzla doğrudan bası uygulayın.

◊ Basının yara uzerine en az 5 (beş) dakika boyunca sabit, kesintisiz ve tam olmasını

sağlayın.

◊ Basının sabit kaldığından, cok hafif olmadığından ve kanamanın kaynağına

uygulandığından emin olun.

◊ Eğer kanama uzerindeki ilk malzeme ıslanırsa, ilk malzemeyi yerinden kaldırmadan

uzerine bir başka malzeme koyarak basıya devam edin. İlk yerleştirilen malzemenin

yenisiyle değiştirilmesi kanamayı kontrol altına almayı zorlaştıracağı gibi kontrol

altındaki kanamaların da yeniden kanamaya başlamasına sebep olabilir.

◊ Kanama 10 dakika icinde durmazsa, ilk yerleştirilen malzemenin uzerine daha fazla

malzeme ekleyin ve daha geniş bir alana daha sıkı bir şekilde bastırın.

• Doğrudan basıda kullandığımız malzemeyi sabit tutmak icin basınclı bandaj uygulayın. Bunun icin yara uzerine gazlı bez veya temiz bir kumaş yerleştirdikten sonra sargı bezi veya tulbent, kravat ve benzeri bir kumaşla uzvu sıkıca sarın. Basınclı bandaj sizin gerekli hallerde hastanın başından kısa sureliğine de olsa ayrılmanıza ve hala 112 acil yardım numarasını aramadıysanız aramak icin size gerekli zaman acısından izin verecektir. Ayrıca hasta/yaralının nakli sırasında kolaylık sağlayacaktır. Ortamda başka hasta/yaralı varsa onlara mudahale etmenize de fırsat verecektir.

Basınclı bandajı uygularken:

◊ Dolaşımı kesecek kadar sıkı uygulamayın.

◊ Bandajın cok sıkı olduğuna dair işaretlere (artan ağrı, uyuşma veya karıncalanma, ciltte renk

değişikliği ve kaslarda işlev kaybı) dikkat edin.

• Doğrudan bası ve basınclı bandaj ile durdurulamayan hayatı tehdit eden ciddi uzuv (kol ve

bacak) kanamalarında ve uzuv kopmalarında turnike uygulayın. Ayrıca ortamda mudahale

edilecek cok sayıda hasta/yaralı var ve tek kurtarıcı iseniz turnike uygulanabilir.

• Turnike uygulamasının deneyimli ilk yardımcı tarafından yapılması onerilir. Turnike uygulaması kanamayı iyi şekilde durdurmakla beraber, kan akımını tamamen durdurarak ciddi doku hasarı ve buna bağlı uzuv kaybına neden olabilir. Bu yuzden turnike uygulama kararı dikkatli alınmalıdır.

• Hayatı tehdit eden ciddi kanamalarda; kanama bolgesi turnike kullanımına uygun değilse

doğrudan bası uygulanmalıdır. Eğer ortamda kanama durdurucu ozelliği olan yara ortuleri

mevcutsa doğrudan bası onlarla yapılmalıdır.

• Ortamda ilk yardım uygulamaları icin uretilen bir turnike varsa o kullanılmalıdır. Yoksa kendiniz elinizdeki malzemelerle doğaclama bir turnike oluşturun.

• Turnike uygulamasında kullanılacak malzeme en az 5-10 cm genişliğinde (geniş, esnemeyen bir sargı veya kumaş) olmalıdır. Cildi keserek hasara yol acabileceklerinden dolayı ip ve tel gibi kesici malzemeler ise kullanılmamalıdır.

Turnikeyi sıkmak ve gevşetmek icin tahta parcası ve kalem gibi malzemeler turnikenin

duğumunde kullanılabilir. Boylece istenildiğinde kan dolaşımına izin verilerek doku hasarı

ihtimali düşürülür.

Turnike uygularken:

◊ Turnikeyi, kol ve uyluk gibi tek kemikli bolgelere uygulayın.

◊ On kol ve bacağa el ve ayağın beslenmesini bozabileceği icin turnike uygulamayın. Kopmuş

uzuv varsa on kol ve on bacağa da turnike uygulanır.

◊ Turnikenin kanamanın olduğu bolgenin yaklaşık 5-7 cm yukarısına kol ve uyluk gibi eklem

icermeyen tek kemikli bolgelere uygulanması onerilir.

◊ Turnikeyi bir eklem uzerine uygulamaktan kacının.

◊ Turnikeyi kanamayı durduruncaya kadar sıkın, kanama durduktan sonra ise daha fazla sıkmayın.

◊ Turnike uygulanan bolgenin uzerini ortmeyin. Mutlaka gorulecek şekilde acık bırakın ve hasta/yaralıyı başka bir ilk yardımcıya teslim etmek zorunda kalırsanız turnike kullanıldığını mutlaka bildirin. Eğer birden cok hasta/yaralı varsa hasta/yaralının uzerine veya alnına “Turnike” veya“T” harfi gorulecek şekilde yazın.

◊ Turnike uzerine uygulamanın yapıldığı saati yazın.

Bu aşamaya kadar hala 112 acil yardım numarası aranmamışsa derhal arayın veya aranmasını

sağlayın.

◊ Sağlık ekibi gelinceye kadar turnikeye ek bir işlem (gevşetme, acma) yapmayın.

• Kanamayı durdurmak icin uygulanabilecek bir diğer yontemde lokal soğuk uygulamasıdır. Bu yontem uzuv veya kafa derisinde ekimoz (cilt altına kan sızması) ve hematom (cilt altında kan toplanması) gibi yaralanmalar icin yararlı olabilir. Soğuk uygulaması ozellikle cocuklarda vücut sıcaklığında aşırı derecede duşme riski taşıdığından dikkatli kullanılmalıdır.

Kanama durdurucu yara ortulerinin standart kanama kontrolunun (gazlı bezli veya bezsiz doğrudan bası) etkili olmadığı şiddetli veya hayatı tehdit eden kanamalar ile turnikenin

uygulanamadığı uzuv, karın, goğus ve sırt yaralanmalarında kanama kontrolu icin, deneyimli ilk yardımcılar tarafından kullanılması onerilmektedir.

Kanama durdurucu yara ortuleri uygularken:

◊ Yaranın derin alanları da dahil olmak uzere tum kanama yuzeylerini kaplayın.

◊ Kanama durdurucu yara ortulerinin ilk katmanı kan emerek ıslanmış ise, ikinci bir katman daha uygulayın.

◊ Yara derinse, kanama durdurucu yara ortulerinin uzerine hacimli bir ortu daha yerleştirin.

◊ Durdurulamayan kanamalarda kanama durdurucu yara ortuleri ile doğrudan bası ve basınclı

bandajı birlikte kullanın.

• Yaptığınız işlemleri (turnike vs.) hasta/yaralının uzerinde gorulecek bir yere yazın.

• Hasta/yaralıya yiyecek veya icecek vermeyin.

• Hasta/yaralının bilinci ve hayati fonksiyonlarını 2-3 dakikada bir kontrol edin.

• Hasta/yaralıyı eğer şok bulguları varsa, konuşuyor ve normal nefes alıp veriyorsa sırt ustu duz yatırın ve 112 acil yardım ekibinin gelmesini beklerken hasta/yaralıyı şok pozisyonuna getirin ve bu pozisyonda tutun.

Hasta/yaralı şok pozisyonuna nasıl getirilir?

◊ Hasta/yaralıyı duz olarak sırt ustu yatırın.

◊ Yaralanma veya yaralanma kanıtı yoksa (orn. basit bayılma, yaralanmanın olmadığı kanama ve aşırı sıvı kaybına bağlı şok durumlarında), ayaklarını yaklaşık olarak 30-60 derece kaldırın.

◊ Bacakların altına destek koyun (carşaf, battaniye, yastık, kıvrılmış giysi vb.)

◊ Hareket veya pozisyon ağrıya neden oluyorsa hasta/yaralının ayaklarını kaldırmayın.

◊ Hasta/yaralıyı uzerini orterek ısıtın.

2. İc kanamalar ve ic kanamalarda ilk yardım: Kanın damar dışına cıktığı fakat vucut içinde (kafatası, goğus kafesi ve karın boşluğu) kaldığı kanamalardır. Ezici (kunt; trafik kazası, yüksekten duşme, carpma gibi) ve delici (penetran; delici kesici alet yaralanması, ateşli silah yaralanması gibi) yaralanmalarda gorulebileceği gibi ic organların hastalıklarında da (mide ve akciğer hastalıkları gibi) görülebilir.

İc kanamalarda cilt butunluğu bozulmadığından dolayı dışarıya kanama olmaz. Bundan dolayı ic kanamalar hemen fark edilmeyebilir ve hayatı tehdit edebilirler. Ancak bazı belirti ve bulgular ic kanamadan şuphe edilmesini sağlayabilir. Bunlar:

• Ağız, burun, kulak, ureme organları ve makattan kan gelmesi

• Solunum sayısındaki artış

• Soğuk, soluk, nemli cilt bulgusu

• Kalp hızında artış

• Huzursuzluk ve endişe

• Karın veya goğus ağrısı

• Karında veya goğuste şişlik

• Bilinc değişikliği ve uyku halidir.

İc kanamalarda kan, burun veya kulaklardan dışarı sızabilir (kafatası yaralanmalarında). Oksurmekle (goğus kafesi icine olan kanamalarda), kusma veya dışkılamayla (sindirim sistemi icinde olan kanamalarda) ve idrar yapmakla (idrar yolları icinde olan kanamalarda) kan dışarı atılabilir. Bu tur kanamalar doğal deliklerden olan kanamalar diye isimlendirilir.Bir hastada aynı anda hem dış kanama hem de ic kanama olabileceği unutulmamalıdır. Kanamanın değerlendirilmesinde, aşağıdaki şok belirtilerinin izlenmesi son derece onemlidir. Bunlar:

• Kan basıncında duşme

• Hızlı ve zayıf nabız

• Hızlı ve yuzeysel solunum

• Ciltte soğukluk, solukluk ve nemlilik

• Dudak cevresinde solukluk ya da morarma

• Tırnaklarda morarma

• Endişe, huzursuzluk ve fenalık hissi

• Gucsuzluk

• Baş donmesi ve sersemlik

• Bulantı, Kusma

• Terleme

• Susuzluk hissi

• Bilinc seviyesinde azalma

• Goğus ağrısı

İç kanamalarda ilk yardım uygulama basamakları:

İc kanamalarda hastane dışında yapılacak cok bir şey yoktur. Burada en onemli şey ic kanama

şuphesi olan hasta/yaralıyı erken donemde fark edip hastaneye naklini sağlamaktır. Bu arada

hasta/yaralıya gereken ilk yardım ve Temel Yaşam Desteği uygulamaları yapılmalıdır.

• Hasta/yaralıya mudahale etmeden once ortamın ve cevrenin guvenli olduğundan emin olun.

• Guvenliğin olmadığı durumlarda guvenlik sağlandıktan sonra hasta/yaralıya mudahale edin.

• Hasta/yaralının bilincini kontrol edin. 112 acil yardım numarası aranmadı ise arayın veya aratın.

• Hasta/yaralıyı sırt ustu yatırın ve rahat etmesini sağlayın.

• Hava yolunu, solunumunu ve dolaşımını değerlendirin.

• Hasta/yaralıyı mumkun olduğunca hareket ettirmeyin.

• Aynı zamanda dış kanaması da varsa, doğrudan bası ve/veya basınclı bandaj uygulayın.

• Hasta/yaralının uzerindeki kıyafetler sıkıysa gevşetin.

• Hasta/yaralının uzerinde ıslak kıyafetler varsa ısı kaybını onlemek icin hasta/yaralıyı fazla

hareket ettirmeden cıkarmaya calışın veya kıyafetleri dikiş yerlerinden kesin

• Hasta/yaralının ağzından kan geliyor veya kusuyorsa duz şekilde sağ yan tarafına cevirip kan veya kusmuğun solunum yollarına kacmasına engel olun.

• Oksururken kan geliyorsa omurga yaralanması olmayan hasta/yaralıyı oturur veya yarı oturur konuma getirin.

• Hasta/yaralı şok bulguları gosteriyor ve coklu yaralanma, kalca ve bacaklarında yaralanması

yoksa hasta/yaralıyı şok pozisyonuna getirin.

• Hasta/yaralının uzerini ortun ancak aşırı ısıtmayın.

• Eğer ic kanama kol veya bacaktan kaynaklanıyorsa yaralı bolgeye tespit uygulayın.

• Hasta/yaralıya yiyecek veya icecek vermeyin.

• Hasta/yaralının bilincini ve yaşam bulgularını 2-3 dakika arayla kontrol edin.

• 112 acil yardım ekiplerine teslim edinceye kadar hastanın başından ayrılmayın.

• Kanlı kusması, kanlı balgamı ve kanlı dışkılaması olan hasta/yaralıların kanama orneklerini

atmayın ve sağlık ekibine teslim edin.

D.UZUV KOPMASINDA İLK YARDIM

Uzuv kopması ciddi kanamaya neden olabilen hem yaralının kendisine hem de kopan uzva müdahale yapılmasını gerektiren bir dış kanama ceşididir.

Hastanın kendisine müdahale:

• Yaraya doğrudan bası veya basınclı bandaj uygulayın.

• Ciddi kanama varsa turnike uygulayın.

Kopan uzva müdahale:

• Kopan uzuv parcasını kesinlikle su veya herhangi bir sıvı ile yıkamayın ve ıslatmayın.

• Kopan uzuv parcasını varsa temiz (steril) bir gazlı bez veya temiz bir beze sarın.

• Kopan uzuv parcasını temiz, su gecirmez ve ağzı kapalı bir plastik torbaya yerleştirin.

• Kopan uzuv parcasının konduğu plastik torbayı ağzını kapattıktan sonra, icerisinde bir olcek

suya iki olcek buz konulmuş ikinci bir torbaya ya da kovaya koyun. Bu şekilde kopan uzuv

parcasının buz ile doğrudan teması onlenerek donması engellenir ve soğuk bir ortamda

taşınması sağlanmış olur.

• Torbayı yaralı ile aynı araca koyun, uzerine yaralının adını ve soyadını yazın, en gec 6 (altı) saat icinde yaralının bir sağlık kuruluşuna ulaşmasını sağlayın.

• 112 acil yardım numarası aranmadı ise arayın veya aratın.

• Uzuv parcası tam kopmamış ise aradaki kopmayan yapıları kesinlikle kesmeyin. Parcayı normal pozisyonuna getirin ve kuru varsa steril bir gazlı bez veya temiz bir beze sararak uzerine bir buz paketi yerleştirin.

E. YABANCI CİSİM BATMASINDA İLK YARDIM

• Cismi kesinlikle cıkarmayın ve hareket ettirmeyin. Cisim cıkarılırken etraf dokulara zarar

verebilir ve kanamayı artırabilir.

• Cismin gectiği yerlerde muhtemel yapabileceği yaralanmaları kontrol edin.

• Cismi yaranın icerisinde bulunduğu pozisyonda sabit tutmak icin etrafına gazlı bez, rulo

şeklinde sargı bezi veya temiz kumaş yerleştirin.

E. YABANCI CİSİM BATMASINDA İLK YARDIM

• Cismi kesinlikle cıkarmayın ve hareket ettirmeyin. Cisim cıkarılırken etraf dokulara zarar

verebilir ve kanamayı artırabilir.

• Cismin gectiği yerlerde muhtemel yapabileceği yaralanmaları kontrol edin.

• Cismi yaranın icerisinde bulunduğu pozisyonda sabit tutmak icin etrafına gazlı bez, rulo

şeklinde sargı bezi veya temiz kumaş yerleştirin.

• Cisme herhangi bir guc uygulamadan cismin etrafına yerleştirdiğiniz bezlerin uzerine sargı

bezi veya benzeri kumaşlar ile bandaj yapın.

• Eğer mevcutsa simit sargı denilen yuvarlak bandajlar bu tur yaralanmalar icin uretilmiştir.

Yoksa elinizde bulunan malzemeler ile yuvarlak bandaj yapın.

Bandajın kanamayı durduracak, ancak tum kan akışını kesmeyecek kadar sağlam olduğundan

emin olun.

• Bandajın cok sıkı olduğuna dair işaretleri (artan ağrı, uyuşma veya karıncalanma, ciltte renk

değişikliği ve kas fonksiyon kaybı) kontrol edin.

• 112 acil yardım numarası aranmadı ise arayın veya aratın.

F. BURUN KANAMASINDA İLK YARDIM

Burun kanaması, doğrudan bir darbe sonucu olarak tek başına veya yuz yaralanmasıyla birlikte gorulebilir. Ancak burun icindeki kuruluk nedeniyle kendiliğinden de ortaya cıkabilir. Diğer nedenler arasında burunda yabancı bir cismi, enfeksiyon, soğuk algınlığı, alerji, yuksek tansiyon, yuksek irtifa, kuru bir ortam, alkol kotuye kullanımı, hastalık ve bazı ilacların kullanımı bulunur. Burun kanamaları nadir durumlarda ciddi olabilir ve olume yol acabilir.

Burun kanamasında ilk yardım uygulama basamakları:

• Hasta/yaralıyı sakinleştirin ve oturtun.

• Boyun yaralanması yoksa başı hafifce one eğdirin. Boylece hasta/yaralının kan yutması

engellenebilir.

• Hasta/yaralıya ağızdan nefes almasını soyleyin.

• Hasta/yaralıdan burun kanatlarını burun kemiğinden itibaren işaret parmağı ve başparmak ile sıkıştırmasını isteyin. Hasta/yaralı bunu yapamazsa siz yapın. Burun kanatlarını yaklaşık 10-15 dakika sıkın.

• Hasta/yaralıyı mumkun olduğunca konuşma, yutma, oksurme, tukurme ve koklama yapmaması gerektiği konusunda uyarın.

• 15 dakikadan sonra halen kanama devam ediyorsa veya veya baş donmesi şikayeti başlamışsa 112 acil yardım numarasını arayarak veya aratarak yardım isteyin.

• Yuzde veya kafada yaralanma varsa, hasta aspirin dahil antikoagulan veya antiplatelet ilac

kullanıyorsa, hastada kanama bozukluğu varsa112 acil yardım numarasını arayarak veya

aratarak yardım isteyin.

G. KULAK KANAMASINDA İLK YARDIM

Kulak kanaması ic ve dış kulak yolundaki bir yaralanmaya bağlı ortaya cıkabileceği gibi kafa travmaları gibi ciddi yaralanmalarda da gorulebilir. Kulaktan sıvı gelmesi ve bu sıvının kan içermesi ciddi kafa yaralanmasını gosterir.

Kulak kanamasında ilk yardım uygulama basamakları:

• Hasta/yaralıyı sakinleştirin.

• Kanama hafifse kulağı temiz bir bezle temizleyin.

• Kanama ciddi ise kulağı tıkamadan temiz bezlerle kapatın.

Hasta/yaralının bilinci acık ise hareket ettirmeden sırt ustu yatırın.

• Hasta/yaralının bilinci kapalı ise ve omurga yaralanması yoksa hasta/yaralıyı kanayan kulak

uzerine yan yatırın.

• 112 acil yardım numarasını arayarak veya aratarak yardım isteyin.

H. KANAMALI HASTALARDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Cıplak elle hasta/yaralının kanıyla temas etmemeye calışılmalıdır.

• İlk yardımcı ve hasta/yaralı; muayene eldivenleri, ekstra gazlı bez veya temiz bezler kullanılarak

enfeksiyona (mikroplara bağlı hastalıklara) karşı korunmalıdır.

• Hasta/yaralının genel durumu iyi ise hasta/yaralının bizzat kendisinin yaraya doğrudan bası

uygulaması sağlanmalıdır.

• Mudahale cıplak elle yapılacaksa; oncesinde ve sonrasında eller su ve sabunla yıkanmalıdır.

• Ciddi, yaşamı tehdit eden dış kanamalarda harici kompresyon cihazları veya basınclı pansuman/

bandaj kullanımına kıyasla oncelikli ilk yardım uygulaması doğrudan basıdır.

• Doğrudan bası ve basınclı bandaj ile durdurulabilecek kanamalarda ciddi yan etkilerinden dolayı turnike uygulanmamalıdır.

• Turnike sadece kol ve bacak yaralanmalarına bağlı kanamalarda kullanılmalıdır.

• Kol veya bacakta ciddi kanamaları kontrol altına almaya calışırken kanayan uzvun yukarı

kaldırılmasında herhangi bir fayda gorulmediğinden ilk yardım uygulamaları icerisinde

onerilmemektedir.

• Hasta/yaralıya kesinlikle yiyecek ya da icecek bir şey verilmemelidir. Bunlar solunum yollarına kacma ve tıkanmaya neden olabilir. Ameliyat gerekirse de gecikmelere ya da istenmeyen sonucların ortaya cıkmasına neden olabilirler.

• Kanlı kusması, kanlı balgamı ve kanlı dışkılaması olan hasta/yaralıların kanama ornekleriyle birlikte hastaneye nakilleri sağlanmalıdır.

IX.ŞOK VE GÖĞÜS AĞRISINDA İLK YARDIM

1. Genel Bilgiler

Dokuların ihtiyacı olan oksijen ve diğer temel gereksinimlerin dolaşım bozukluğu nedeniyle

sağlanamaması durumuna şok adı verilir. Şokun neden olduğu hasar, oksijensiz kalan vucut

bolgesine ve oksijensiz kalma suresine bağlı olarak değişir. Orneğin, oksijen olmadan beyinde 4 ila 6 dakika icinde, karın organlarında 45 ila 90 dakika icinde, cilt ve kas hucrelerinde ise 3 ila 6 saat icinde geri donuşumsuz hasarlar meydana gelebilir. Bu yuzden şok hayatı tehdit eden bir durumdur. Kalıcı organ hasarı ve olumu onlemek icin acil tedavi gerektirir.

Şok, kalp krizinden şiddetli alerjik reaksiyona kadar pek cok nedenden kaynaklanabilir. Şokun tam tedavisi şoku oluşturan hastalığın veya yaralanmanın tedavisi ile mumkundur. Kan kaybına bağlı gelişen şok, yaralanmış hastalarda onlenebilir olum nedenleri arasında kafa yaralanmalarından sonra ikinci sırada gelir.

2. Şok ceşitleri:

Oluş mekanizmasına gore 4 (dort) ceşit şok vardır:

Kan veya sıvı kaybına bağlı gelişen şok:

• Kanama nedenli (Hemorajik): Temel neden kan kaybıdır. En sık yaralanmalara bağlı meydana gelir.

• Kanama dışı (Hipovolemik): Kusma ve ishal gibi vucut sıvılarının kaybına bağlı meydana gelir.

Kalp rahatsızlıklarına bağlı gelişen şok (Kardiyojenik Şok):

• Kalp krizi veya kalpte yaralanma gibi sebeplerden dolayı kalbin kan pompalama işlevinin

bozulduğu durumlarda meydana gelir.

Tıkayıcı hadiselere bağlı gelişen şok (Obstruktif Şok):

• Akciğer sonmesi (pnomotoraks)

• Kalp etrafında sıvı/kan toplanması (perikardiyal tamponad)

• Akciğere pıhtı atması (pulmoner emboli) gibi tıkayıcı nedenlere bağlı olarak meydana gelir.

Kan veya sıvının dağılım bozukluğuna bağlı gelişen şok (Dağılımsal Şok):

• Nörojenik Şok: Sinir hasarı nedeniyle damar genişlemesine bağlı olarak meydana gelir.

• Alerjik (Anaflaktik) Şok: İlac, besin ve bocek ısırması gibi nedenlere bağlı olarak meydana gelir.

• Septik Şok: Enfeksiyonlara bağlı olarak meydana gelir.

Şok açısından risk altında olan hasta/yaralılar:

• Şiddetli dış kanaması olanlar.

• Cok sayıda uzun kemikte (kol ve bacak kemikleri) ciddi kırığı olanlar.

• Karın ve goğus bolgesinde yaralanması olanlar.

• Ciddi enfeksiyonu olanlar.

• Ciddi alerjik reaksiyonu olanlar.

• Kalp krizi bulguları olanlar.

3. Şok belirti ve bulguları

4. Şoktaki hastada ilk yardım uygulama basamakları:

• Oncelikle kendiniz, hasta/yaralı ve cevredekilerin guvende olduğundan emin olun.

• Hasta/yaralının bilincini kontrol edin.

• 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratarak yardım isteyin.

• Hasta/yaralıyı duz zemine sırt ustu yatırın ve rahat etmesini sağlayın.

• Hasta/yaralının hava yolu, solunum ve dolaşımını kontrol edin.

• Hasta/yaralının mumkun olduğunca temiz hava solumasını sağlayın.

• Hasta/yaralıyı mumkun olduğunca hareket ettirmeyin.

• Dış kanama varsa hemen kanamayı kontrol altına almaya calışın.

• Hastada coklu yaralanma, kalca ve bacaklarda yaralanma yoksa şok pozisyonuna getirin.

• Hasta/yaralının uzerindeki kıyafetler sıkıysa gevşetin.

• Hasta/yaralının uzerinde ıslak kıyafetler varsa kişiyi fazla hareket ettirmeden cıkarmaya çalışın veya kıyafetleri kıyafetleri dikiş yerlerinden kesin

• Ağzından kan gelen veya kusan hasta/yaralıyı duz şekilde yan tarafına cevirip kan veya

kusmuğun solunum yollarına kacmasını onleyin.

• Hasta/yaralının uzerini ortun ancak aşırı ısınmasına da engel olun.

• Eğer ic kanama kol veya bacaktan kaynaklanıyorsa kol ve bacağı hareket etmeyecek şekilde

tespit edin.

• Hasta/yaralıya yiyecek veya icecek vermeyin.

• Hasta/yaralının bilincini ve yaşam bulgularını 2-3 dakika arayla kontrol edin.

• Sağlık ekibi gelinceye kadar hasta/yaralının yanından ayrılmayın.

• Hasta/yaralının endişe ve korkularını giderecek şekilde psikolojik destek sağlayın.

• Bilinci kotuleşirse derlenme pozisyonuna getirin.

• Solunumu durursa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

5. Şokta dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Şoktaki hasta/yaralıya mudahalede zaman cok onemlidir.

• Şoktaki hasta/yaralıya hava yoluna kacma riski ve ameliyata alınma olasılığından dolayı

kesinlikle yiyecek ve icecek verilmemelidir.

• Kalca ve bacak yaralanmalarında ayakları yukarı kaldırmak daha fazla hasara neden olur.

Bundan dolayı bu yaralanmalarda ayaklar yukarı kaldırılmamalıdır.

• Omurga yaralanması şuphesi olmayan goğus yaralanması ve delici goğus yaralanması olanlar ile solunum gucluğu ve kalp krizi geciren hasta/yaralıları sırt ustu duz yatırmayın. Onları yarı oturur pozisyonda tutup rahatlamalarını sağlayın.

• Kafa yaralanması olan, felc geciren, goğus yaralanması olan, nefes almakta gucluk ceken veya kalp krizinden şuphelenilen hasta/yaralının bacaklarını kaldırmayın.

• Şok pozisyonu kalca ve bacaklarda yaralanma veya yaralanma kanıtı yoksa uygulanmalıdır.

B. GÖĞÜS AĞRISI

1. Genel Bilgiler

Goğus ağrısı; basit bir kas veya mide ağrısından, hayatı tehdit eden kalp krizi, akciğer damar tıkanıklığı veya buyuk damar yırtılmasından kaynaklanabilen yaygın bir sağlık sorunudur. İlk yardımcılar icin dikkate alınması gereken en onemli husus kalp krizidir. Bununla birlikte, her goğus rahatsızlığı veya ağrısı kalp krizi değildir. Kalp kaynaklı goğus ağrısını diğer nedenlerden ayırmak cok zor olabilir.

Sigara icmek, yuksek tansiyon, şeker hastalığı ve fazla kilo kalp krizine neden olabilecek onemli risk faktorlerindendir. Sağlık profesyonelleri icin bile kalp krizini teşhis etmek kolay olmayabilir. Ancak goğus ağrısına erken ve doğru mudahale yapılması hayatta kalma şansını artırmaktadır.

2. Kalp krizi belirti ve bulguları:

• Goğuste rahatsızlık, gerginlik veya ağrı hissedilmesi

• Ağrının omuz, sırt, boyun, cene, kollar veya mideye yayılması

• Ağrının goğus ortasında, ezici, sıkıştırıcı ve ağırlık cokmesi (baskı hissi) şeklinde olması

• Baş donmesi ve bayılma

• Terleme

• Nefes almada zorluk

• Bulantı ve kusma

• Sıkıntı hissi

3. Goğus ağrılı hastada ilk yardım uygulama basamakları:

• Ani goğus ağrısı olan hasta icin oncelikle 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratarak

yardım isteyin.

• Hastanın hayati bulgularını kontrol edin.

• Hastayı rahat bir pozisyonda oturtun ya da duz yatırın. Yarı eğimli bir pozisyon genellikle bu tur

durumlar icin en rahat olanıdır.

• Hastadan dinlenmesini ve hareket etmemesini isteyin.

• Hastanın kıyafetleri sıkıysa gevşetin.

• Hastaya guven verin ve onu sakinleştirin.

• Hastayı tekrar değerlendirin. Daha oncesinde buna benzer ağrılarının olup olmadığını sorun.

• Hastanın kalp rahatsızlığı icin ilac alıp almadığını sorun. Eğer oyleyse ve receteli ilacı yanındaysa almasına izin verin.

• Mevcut aspirini varsa, hastadan bir aspirin tabletini ciğnemesini ve daha sonra bir miktar su ile yutmasını isteyin. Ona bunun kalbin kan akışına yardımcı olacağını soyleyin.

• Hastanın oncesinde kalp hastalığı yok ve benzer şikayetleri olmamış ise hastayı kalp krizi

geciriyormuş gibi değerlendirin.

• 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratarak yardım isteyin.

• Sağlık ekibi gelinceye kadar hastanın yanından ayrılmayın.

• Hastanın bilinci kaybolursa derlenme pozisyonuna getirin.

• Hastanın solunumu durursa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

4. Göğüs ağrısında dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Goğus ağrısında oncelikle duşunulmesi gereken hastalık kalp krizi olmalıdır.

• Kalp hastalığı olan bir kişide goğus ağrısı ve rahatsızlık hissi var, ancak dinlenme ve ilaca

rağmen ağrıda azalma olmuyorsa bu durum kalp krizi olarak kabul edilmelidir.

• Goğus ağrısı olan yetişkinler icin ilk yardım ortamında erken donemde aspirin verilmesi

onerilmektedir.

• Kalp kaynaklı olduğunu duşundurmeyen goğus ağrısı varsa veya ilk yardımcı aspirin verip

vermemekte kararsız kalırsa, aspirin vermemelidir.

X.YARALANMALARDA İLK YARDIM

A. BAŞ, BOYUN OMURGA YARALANMALARI

Baş, boyun ve omurga yaralanmaları ciddi yaralanmalardır ve genellikle aynı başlık altında ele alınırlar. Ancak belirti ve bulguları farklıdır. Doğru bir şekilde ilk yardım uygulanmadığında, kucuk gibi gorunen yaralanmalar dahi hayatı tehdit edebilir.

1. Baş yaralanmaları:

Baş yaralanmaları; saclı deri, kafatası ve yuz yaralanmalarını icerir. Baş yaralanması olan kişide omurilik yaralanması (boyun ve omurga yaralanmaları) da olabilir.

Saçlı deri: Kafatası yuzeyinde yer alan saclı deri birkac ozelliği nedeni ile yaralanmalar

acısından onem arz eder. Bunlardan birincisi; saclı derinin kafatası yuzeyi uzerinde kolaylıkla

yer değiştirebilmesidir. İkincisi; saclı derinin herhangi bir darbe sonucu kolayca kafatası

yuzeyinden ayrılabilmesidir. Ucuncusu ise; yaralanmalar sonrası saclı derinin bol miktarda

kanayabilmesi ve yaralıyı şoka dahi sokabilme ozelliğidir. Bu durum, saclı derinin cok miktarda

kan damarı icermesinden kaynaklanmaktadır.

Kafatası: Kafatası yaralanmaları genellikle kırıklar ile sonuclanır. Ancak kırıktan daha önemlisi beyin hasarının olup olmadığıdır. Bu nedenle beyin hasarı belirti ve bulguları acısından her yaralı değerlendirilmelidir.

Yuz: Yuz yaralanmaları ağız ve burun bolgesinde ise başta solunum olmak uzere duyu organlarını etkileyebilir ve geri donuşumsuz hasarlanmalara neden olabilir.

Baş yaralanmaları belirti ve bulguları:

• Saclı deri veya yuzde yara, şişlik ve kanamalar

• Baş ağrısı

• Baş donmesi

• Bilinc değişikliği

• Yer ve zaman algısında bozulma

• Hafıza kaybı

• Bulantı, kusma

• Burun veya kulaktan kanama

• Kafatasında şekil bozukluğu

• Kulak arkası ve goz kurelerinde renk değişikliği ve/veya morarma

• Goz bebeklerinde eşitsizlik

• Koma

Baş yaralanmalarında ilk yardım:

• Yaralının bilincini kontrol edin.

• 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

• Yaşamsal bulguları kontrol edin.

• Yaralının hava yolu acıklığını sağlayın.

Yaralının bilinci açıksa;

Omurga yaralanma şuphesi yoksa yaralıyı sırt ustu rahat edebileceği bir pozisyonda

baş ve omuzlarını hafif yukselterek yatırın.

◊ Yaralıda baş yaralanması olduğunda kusma meydana gelebilir. Bu durumda baş, boyun

ve omurgayı aynı hizada tutarak yaralıyı yan cevirin ve kusmuğun hava yollarına

kacmasını onleyin.

• Dış kanama varsa kanama noktasına doğrudan bası uygulayın.

• Saclı deriden kanamalarda doğrudan bası uygularken kafatası kemik kırığı riskinden

dolayı aşırı kuvvet uygulamayın.

• Yaralının bilinci kapalı ancak solunumu varsa;

◊ Baş yaralanmasına boyun yaralanmasının da eşlik edebileceğini unutmayın.

◊ Baş ve boynu hareket ettirmeden dikkatlice destekleyerek ve cevirme esnasında baş, boyun ve omurgayı aynı hizada tutarak yaralıyı yan cevirin.

• Hava yolu acıklığını sağlarken yuz kırıkları olan kemiklere kuvvet uygulamaktan kacının.

Dış kanama varsa kanama noktasına doğrudan bası uygulayın.

• Saclı deriden kanamalarda doğrudan bası uygularken kafatası kemik kırığı riskinden

dolayı aşırı kuvvet uygulamayın.

• Kulaktan kan veya sıvı geliyorsa temiz bir bezi kulak uzerine hafifce sabitleyin, mumkunse

yaralıyı kan veya sıvı gelen kulak tarafına cevirin.

2. Boyun ve Omurga yaralanmaları

Boyun ve omurga yaralanmaları etkilenen bolgeye gore kalıcı sakatlıklara ve olume neden

olabileceği icin son derece onemlidir.

Boyun ve omurga yaralanmaları belirti ve bulguları:

• Yaralanma bolgesinde ağrı

• Yaralanma bolgesinde hassasiyet

• Yaralanma bolgesinin aşağısında duyu azalması veya kaybı

• Yaralanma bolgesinin aşağısında kuvvet azalması veya kaybı

• El ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma ve his kaybı

Boyun ve omurga yaralanmalarında ilk yardım:

• Yaralının bilincini kontrol edin.

• 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

• Yaşamsal bulguları kontrol edin.

• Yaralının hava yolu acıklığını sağlayın.

Yaralının bilinci acık ise:

◊ Yaralıyı bulduğunuz pozisyonda sabit tutun, sadece tehlike anında hareket ettirin.

◊ Yaralıyı tekrar değerlendirin ve hareket etmemesini soyleyin.

◊ Kıyafetleri sıkıysa gevşetin.

◊ Omurganın hareketini onlemek icin yaralının başını ve boynunu sabit tutun.

• Yaralının bilinci kapalı ancak solunumu varsa:

◊ Yaralının baş ve boynunu elinizle sabitleyerek baş-boyun ve omurgayı aynı hizada tutarak

derlenme pozisyonuna getirin.

◊ Omurganın hareketini onlemek icin yaralının başını ve boynunu sabit tutun.

Dikkat edilmesi gereken hususlar

• Yaralıda baş yaralanmasına bağlı bilinc kaybı mevcutsa her zaman boyun yaralanmasının da

eşlik edebileceğini duşunun.

• Omurga yaralanmasında şuphelenilen yaralıyı tehlike olmadıkca hareket ettirmeyin.

• Yaralının hareket etmesine izin vermeyin.

• Eğitimini almadıysanız yaralıya boyunluk takmayın.

• Kulak veya burundan kan veya sıvı akışını durdurmaya calışmayın.

• Saplanmış bir cisim varsa bunu cıkarmaya calışmayın ve olduğu yerde sabitleyin.

• Kırık bolgesine bastırmayın.

• Başına darbe aldıktan sonra kendiliğinden hızlıca iyileşen bir yaralıda halen ciddi beyin hasarı olabilir. Yaralının mutlaka sağlık kuruluşuna goturulmesini sağlayın.

B. GÖĞÜS YARALANMALARI

Goğus yaralanmaları her zaman ciddidir. Goğus yaralanmaları ezici veya delici aletlerden

kaynaklanabilir. Goğus duvarına zarar veren herhangi bir yaralanma, yaralıların nefes alıp

vermelerini doğrudan etkileyebilir. Goğus yaralanmaları akciğer, kalp ve kan damarlarına zarar verebilir. Kaburgalarda kırığa neden olabilir. Yaralanmanın acık veya kapalı (kunt) olması fark etmeksizin akciğer zarları arasına hava girebilir ve akciğerin sonmesine neden olabilir. Bu durum akciğeri etkileyerek yaralıyı nefessiz bırakabilir ve hatta olumune neden olabilir.

Goğus yaralanması belirti ve bulguları:

• Nefes darlığı

• Nefes alıp verirken ağrı

• Ezici yaralanmalarda ağrı, hassasiyet, cıtırtı sesi, morarma

• Delici yaralanmalarda aletin oluşturduğu yara

• Yara uzerinde saplanmış delici veya kesici alet

• Acık yarada yaralı nefes alırken iceri giren havaya ait ses duyulması

• Acık yarada yaralı nefes verirken yara yerinden cıkan hava kabarcığı ve kan

• Şok bulguları

• Bilinc kaybı

Goğus yaralanmalarında ilk yardım:

Acık ve kapalı (kunt) goğus yaralanmalarında ilk yardım uygulamaları sınırlıdır. Bu tur yaralanmalarda

yaralı en kısa surede bir sağlık kuruluşuna ulaştırılmalıdır.

• Kapalı goğus yaralanmalarında ilk yardım basamakları:

◊ Yaralının bilincini kontrol edin.

◊ 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

◊ Yaşamsal bulguları kontrol edin.

◊ Yaralıyı sakinleştirin.

◊ Yaralıyı yarı oturma pozisyonuna getirin ve yarasının olduğu tarafa doğru eğilmesini sağlayın.

◊ Yaralının solunumunu izlemeye devam edin.

◊ Yaralının bilinci kapanır ancak nefes almaya devam ederse, yaralı tarafına cevirerek derlenme

pozisyonuna getirin.

◊ Yaralının solunumu durursa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

• Acık goğus yaralanmalarında ilk yardım basamakları:

◊ Yaralının bilincini kontrol edin.

◊ 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

◊ Yaşamsal bulguları kontrol edin.

◊ Yaralıyı sakinleştirin.

Çoklu yaralanma ve omurga yaralanması bulgusu yoksa yaralıyı yarı oturur pozisyonuna getirin ve mumkunse yarasının olduğu tarafa doğru eğilmeye teşvik edin. Bu sayede yaralanmamış akciğer korunabilir.

◊ Yaralı oturmakta ve eğilmekte zorlanıyorsa yaralıyı hareket ettirmeyin.

◊ Yaralanma yerinde kanama varsa kanamayı bası ile kontrol edin.

◊ Acık goğus yarasını dış ortamla serbestce iletişimde olacak şekilde acık bırakın veya gerekiyorsa yarayı tıkayıcı olmayan temiz bir bezle (orneğin gazlı bez pansuman, tişortun bir parcası gibi) kapatın veya elinizde hazır uretilmiş havalandırmalı ozel goğus pansumanı varsa onu uygulayın.

◊ Eğer pansuman yapılmışsa, kişinin solunumu izlenmeli ve solunumu kotuleşirse pansuman

gevşetilmeli veya cıkarılmalıdır.

◊ Goğse saplanmış bir cisim varsa kesinlikle cıkarmayın. Cismi yaranın icerisinde bulunduğu

pozisyonda sabit tutacak şekilde gazlı bez, rulo şeklinde sargı bezi (simit sargı) veya temiz bir

kumaş yerleştirerek sabitleyin.

◊ Yaralının solunumunu izlemeye devam edin.

◊ Yaralının bilinci kapanır ancak nefes almaya devam ederse, yarasının olduğu tarafa cevirerek

derlenme pozisyonuna getirin. Goğse saplanmış cisim varsa sağlam tarafa cevirerek derlenme

pozisyonuna getirin. Boylece hastanın havayolunu korumaya calışın.

◊ Yaralının solunumu durursa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Acık goğus yarasında tıkayıcı pansuman veya malzemeleri yanlış kullanarak dikkatsizce yara

kapatmaktan kacının. Bu yaşamı tehdit edici istenmeyen sonuclara yol acabilir.

• Delici goğus yaralanmalarında yaralanma yonu karın bolgesine doğru ise karın ici

yaralanmaların da olabileceğini goz onunde bulundurun.

C.KARIN YARALANMALARI

Karın yaralanmaları ezici (kunt) ve delici yaralanmalar olarak ikiye ayrılır. Her ikisi de ciddi ve ölümcül sonuclara yol acabilir.

1. Ezici (kunt) karın yaralanmaları:

Ezici yaralanmalar, arac ici ve dışı trafik kazası, yuksekten duşme ve gocuk altında kalma gibi

nedenlere bağlı meydana gelebilir.

Ezici karın yaralanmaları belirti ve bulguları:

• Karında ağrı, hassasiyet

• Bulantı, kusma

• Karında ezikler, sıyrıklar

• Kızarıklık, morluk

• Şişkinlik

• Solukluk

• İc kanamaya bağlı şok bulguları

Ezici karın yaralanmalarında ilk yardım:

Ezici (kunt) karın yaralanmaları dışarıya hemen bulgu vermedikleri icin gorunduklerinden daha ciddi olabilirler. Bu yaralanmalarda yaşamsal bulguların kontrolu ve hızlı şekilde hastaneye ulaşım sağlanmalıdır.

Ezici karın yaralanmasında ilk yardım basamakları:

• Yaralının bilincini kontrol edin.

• 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

• Yaşamsal bulguları kontrol edin

• Yaralıyı duz bir zemine yatırın.

• İc kanama ve buna bağlı şok bulgularını izleyin.

• Su dahil herhangi bir yiyecek veya icecek vermeyin.

• Yaralının bilinci kapanır ancak nefes almaya devam ederse, yarasının olduğu tarafa çevirerek derlenme pozisyonuna getirin.

• Yaralının solunumu durursa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

2. Delici karın yaralanmaları:

Delici yaralanmalar; ateşli silahlar, delici ve kesici aletlere bağlı olarak meydana gelir.

Delici karın yaralanmaları belirti ve bulguları:

• Karında ağrı, hassasiyet

• Bulantı, kusma

• Cilt kesisi

• Karında saplanmış bir cisim

• Ateşli silaha bağlı kurşun veya sacma giriş-cıkış izleri

• İc ve dış kanama

• Ciltten dışarı cıkan ic organlar

• İc ve dış kanamaya bağlı şok bulguları

Delici karın yaralanmalarında ilk yardım

Delici karın yaralanmalarında ciltte gorulen yara kucuk olsa bile, vucutta derinde yer alan organ ve dokulara hasar vermiş olabilir. İc ve dış kanamaya bağlı şok bulguları oluşabilir. Ozellikle; karın tahta gibi sert ve cok ağrılı ise durum ciddidir.

Delici karın yaralanmalarında ilk yardım basamakları:

• Yaralının bilincini kontrol edin.

• 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

• Yaşamsal bulguları kontrol edin.

• Yaralıyı duz bir zemine yatırın.

Yarayı kuru ve temiz bir pansumanla ortun.

• Dış kanama varsa doğrudan bası ile kontrol edin.

• Karından dışarı cıkan organlara dokunmayın. Dışarı cıkan organları iceri sokmaya calışmayın, uzerine temiz nemli bir bez ortun, bez uzerine de temiz şeffaf plastik gıda ambalajı veya aluminyum folyo ile ortup bandaj yapın.

Saplanmış bir cisim varsa kesinlikle cıkarmayın. Cismi yaranın icerisinde bulunduğu pozisyonda sabit tutacak şekilde gazlı bez, rulo şeklinde sargı bezi (simit sargı) veya temiz bir kumaş yerleştirerek sabitleyin.

Mumkunse yaralının dizlerini bukun.

• Isı kaybını engellemek icin uzerini ortun.

• Su dahil herhangi bir yiyecek veya icecek vermeyin.

• Yaşamsal bulguları izleyin.

• Yaralının bilinci kapanır ancak nefes almaya devam ederse, yaralı tarafına cevirerek derlenme

pozisyonuna getirin.

• Yaralının solunumu durursa Temel Yaşam Desteğine başlayın.

Dikkat edilmesi gereken hususlar

• Uygulamalar sırasında karına kuvvetli bası uygulamayın.

• Delici karın yaralanmalarında goğus ici yaralanmalarının da olabileceğini goz onunde

bulundurun.

EZİLME YARALANMALARI

Trafik kazaları, şantiye kazaları, patlamalar ve doğal afetler (orneğin toprak kaymaları, depremler) ezilme yaralanmalarının en yaygın nedenleridir. Ezilme yaralanmaları; kırıklar, ic ve dış kanamalar, ic organlarda kopmaları ve dokularda şişmeyi icerebilir. Uzun sureli sıkışma ve hareketsizlik durumunda kaslarda zararlı maddeler birikerek aşırı doku hasarı ve bobrek yetmezliği başta olmak uzere organ yetmezliklerine neden olabilir.

Ezilme yaralanmaları belirti ve bulguları:

• Vucutta ve uzuvlarda ezilme şeklinde yaralar

• Kırıklar

• Halsizlik

• Uykuya meyil

• Bilinc değişiklikleri

• İdrar miktarında azalma

• İdrar renginde koyulaşma

• Dış kanamalar

• İc kanama bulguları

• Şok bulguları

Ezilme yaralanmalarında ilk yardım basamakları:

• Yaralının bilincini kontrol edin.

• 112 acil yardım numarasını arayın ya da aratın.

• Yaşamsal bulguları kontrol edin.

• Eğer fiziksel olarak mumkun ve guvenli ise yaralıyı ezilmeyi oluşturan kuvvetlerden uzaklaştırın.

• Dış kanaması varsa doğrudan bası ile durdurun.

• Yaralanan uzuvlarını hareket ettirmeyin.

• Yaralıyı sıcak tutun.

• Yaralının durumunu izlemeye devam edin.

Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Ezilme yaralanması olan bir yaralı ağrıdan şikayet etmeyebilir ve dış yaralanma belirtisi

olmayabilir.

• Hafif yaralanmalarda dahi organ yetmezlikleri gelişebilir.

• Ezilme yaralanmasına maruz kalan tum yaralılar mutlaka hastaneye ulaştırılmalıdır.

• Doğal afetlere bağlı uzun sure (saatlerce) gocuk altında kalan yaralıların kurtarılması

profesyonel arama kurtarma ekipleri ve sağlık personeli tarafından yapılmalıdır.

F. DİŞ KOPMALARI

Yuzu icine alan duşme veya kazayı takiben bir diş hasarlanabilir veya kopabilir. Diş kopması

durumunda, kopan dişin en kısa zamanda bir diş hekimi tarafından yerine yerleştirilmesi gerekir.

Zaman uzadıkca diş dokularında geri donuşsuz hasarlar ortaya cıkar.

Diş kopmalarında ilk yardım

Diş kopmalarında kopan dişin acilen yerine yerleştirilmesi mudahaledeki seceneklerden biri

olmakla birlikte ilk yardımcılar icin bu işlem coğunlukla mumkun değildir.

Diş kopmalarında ilk yardım uygulama basamakları:

• Kopan dişi yerine yerleştirmeye calışmayın.

• Kopan dişi temizlemeyin.

• Kopan dişi sağlık kuruluşuna gidene kadar ozel hazırlanmış solusyonlar (Hank’in dengeli tuz

solusyonu, propolis, oral rehidratasyon tuzu, pirinc iceren solusyonlar) ve strec filmde saklayın.

• Bu solusyonları bulamazsanız; kişinin kendi tukuruğu, inek sutu veya yumurta akından birisinde

saklayın.

• Yaralıyı mumkun olan en kısa zamanda kopan dişi ile birlikte diş hekimine yonlendirin.

Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Kopan diş kokunden tutulmamalıdır.

• Kopan dişleri temizlemeye calışmayın, cunku bu işlem dişte kalan hayati dokulara zarar verebilir.

XI. BOĞULMALARDA İLK YARDIM
  • TANIMLAR

Boğulma nedir?

Boğulma, su/sıvıya dalma ya da batma nedeniyle solunum bozukluğu yaşanması veya sürecin ölüm ile sonlanmasıdır. Bu tanım, vücut sıvıları (örneğin; kusmuk, tükürük) hariç tüm sıvı türlerini içerir. Boğulmanın meydana gelebilmesi için kişinin yüzü (ağız ve burun) su/sıvıya batmalı veya su/ sıvıyla örtülmelidir. Boğulma süreçleri; sudan kurtulmuş, ölümcül olmayan boğulma ve ölümcül boğulma şeklinde sonlanabilir.

• Sudan kurtulmuş: Suda dalma ya da batma durumunda solunumla ilgili bir bulgu oluşmaz ise ‘’sudan kurtulmuş’’ denir ve bu bir boğulma değildir.

• Ölümcül olmayan boğulma (boğulayazma): Hasta herhangi bir zamanda kurtarılırsa boğulma süreci durur ve buna “ölümcül olmayan boğulma” denir.

• Ölümcül boğulma: Boğulmaya bağlı herhangi bir zamanda ölüm olur ise ‘’ölümcül boğulma’’denir.

Islak boğulma, kuru boğulma, aktif boğulma, pasif boğulma, sessiz boğulma ve ikincil boğulma terimleri ise artık kullanılmamaktadır.

  • BOĞULMA İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ:

Erkek cinsiyet

• 14 yaşından küçük olma

• Riskli davranışlarda bulunma

• Düşük sosyoekonomik düzey

• Eğitim ve güvenlik kontrol eksikliği

• Alkol kullanımı

• Eşlik eden nörolojik veya kardiyak hastalıklar

  • BOĞULMA NEDENLERİ:

Yetişkinlerde: Kan şekerinde düşme, bayılma, travma (yaralanma), kazalar, kalp ritim

bozuklukları, alkol kullanımı, sara nöbeti, aşırı harekete bağlı yorulma, kas krampları, intihar

• Çocuklarda: Kova, tuvalet ya da küvete düşme gibi ev kazaları

  • BOĞULMANIN VÜCUTTA OLUŞTURDUĞU ETKİLER:

Solunum sistemi vucudumuz icin gerekli oksijeni havadan alıp hucrelerimize iletir. Oksijenin kullanımı sonucunda ortaya cıkan karbondioksit ise hucrelerden alınıp akciğerlerimiz aracılığıyla havaya verilir. Akciğerlerde bu işlemin tam olarak gercekleştirilebilmesi icin oksijen ve karbondioksit değişiminin yapıldığı alveol adı verilen hava keseciklerinin sağlam olması gereklidir. Ancak boğulma sırasında alveoller icine sıvı gecişi solunum işlevinin bozulmasına neden olacağından, vücudumuz icin gerekli oksijenin dokularımıza iletilmesi gercekleşemez. Bu durum ozellikle beyin ve kalp gibi hayati onem taşıyan organların fonksiyonlarının etkilenmesine neden olur. Beyin hücreleri oksijensizliğe 4-6 dakika, kalp hücreleri ise 30 dakika kadar dayanabilir. Boğulma vakalarında hızlı ve etkin Temel Yaşam Desteği, ortaya çıkması muhtemel kalıcı hücre hasarlarını önleyebilir. Boğulma esnasında soluk borusunun üst kısmı kasılarak fazla miktarda su/sıvının akciğerlere girişini önler. Ancak bu esnada su/sıvının büyük bir kısmı yutulur. Sonuç olarak hastaların %60’ı olay sonrası kusar ve bu sırada mide içeriğinin akciğerlere kaçması solunum işlevinin daha fazlahasar görmesine neden olabilir.

  • BOĞULMA BELİRTİ VE BULGULARI:

• Ağız ve burundan kopuk gelmesi

• Soluk alıp vermede gucluk

• Gurultulu, hızlı ve derin nefes alıp verme

• Solunumun tamamen durması

• Bilinc durumunda değişiklik ya da bilincin tamamen kapanması

• Nabzın yavaşlaması ya da tamamen durması

• Soğuk ve soluk cilt

• Kulak, burun, dudak ve tırnak gibi vucudun uc kısımlarında morarma

F. BOĞULMALARDAKİ İLK YARDIM UYGULAMA BASAMAKLARI:

• Ağız ve burundan köpük gelmesi

• Soluk alıp vermede güçlük

• Gürültülü, hızlı ve derin nefes alıp verme

• Solunumun tamamen durması

• Bilinç durumunda değişiklik ya da bilincin tamamen kapanması

• Nabzın yavaşlaması ya da tamamen durması

• Soğuk ve soluk cilt

• Kulak, burun, dudak ve tırnak gibi vücudun uç kısımlarında morarma

• Olay yerinin güvenli olduğundan emin olun.

• Boğulma tehlikesi olmadığından emin olun.

• Tek başınaysanız bağırın veya yardım çağırın ancak hasta/yaralıyı yalnız bırakmayın.

Olay yerindeki bir kişiden 112 acil yardım numarasını aramasını isteyin ve yardım isteyip

istenmediğinden emin olmak için de geri dönmesini söyleyin.

Sudan çıkarma:

◊ Boğulmakta olan kişiyi sudan hızlı ve güvenli bir şekilde çıkarın, ancak bunu yaparken kendinizi

herhangi bir şekilde tehlikeye atmayın.

◊ Mümkünse, kurtarma işlemini suya girmeden yapmaya çalışın. Bunu;

• Gerekliyse ve gerekli eğitimi almışsanız

• Yalnız değil ve de güvenliyse

• Yüzer bir cihaz veya tekne kullanabilirseniz yapın.

◊ Suya girerseniz asla başınızı suya batırmayın. Bu durumda boğulmakta olan kişiyle görsel

temasınız kaybolabilir.

◊ Boğulmakta olan kişinin tutabileceği bir ip ya da tutunabileceği tahta parçası, kürek gibi bir

cisim uzatın (eğer hala bilinci açıksa ve yardım edildiğini kavrayabiliyorsa).

◊ Eğer boğulmakta olan kişi kalp krizi geçiriyorsa hızla sudan çıkartın ve gerekli ise Temel Yaşam

Desteğine derhal başlayın.

◊ Boğulmakta olan kişi su içerisinden çıkartılırken eğer sığ suya dalma veya suda yaralanma

işaretleri taşıyorsa omurga korumaya yönelik önemler alın.

Su içinde kurtarma:

◊ Eğer eğitimli kurtarıcıysanız (can kurtaranlar, yüzme eğitmenleri, sağlık görevlileri, polis,

itfaiyeciler ve diğer gönüllülerden suda boğulmalar için uygun şekilde eğitim alan kişi) ve bunu yapmak güvenliyse boğulmakta olan kişiye daha suyun içindeyken solunum desteği verin. Su içindeyken yapılan bu uygulama kişinin hayatta kalma şansını artırır. Ancak solunum desteği veya kişinin solunum desteği verilmeden mümkün olduğunca çabuk kıyıya getirilmesi arasındaki karar; boğulmakta olan kişinin vereceği yanıt, denizdeki koşullar, kıyıya uzaklık, destek ekibi ve kurtarma botunun varlığı gibi birçok faktöre bağlıdır.

◊ Su içinde kurtarma işlemi devam ederken kişinin olay yerine gelen bir kurtarma botu veya

helikoptere aktarılması esnasında da sağ kalım oranını artırdığından dolayı solunum desteği

sürdürülmelidir.

Sudan çıkarıldıktan sonra:

◊ Kişi nefes alıyorsa;

• Derlenme pozisyonuna getirin.

• Sıcak tutmak için bir battaniye veya ceketle örtün.

• Yalnız bırakmayın ve gözlemlemeye devam edin.

◊ Kişinin nefes alıp vermesi normal değilse ya da hiç nefes almıyorsa:

• Boğulma nedenlerini ortadan kaldırın.

• Eğer kişi sırt üstü değilse, sırt üstü döndürün.

• Kişinin yanına diz çökün.

• Temel Yaşam Desteğine başlayın.

• Temel Yaşam Desteğine;

• Kişi uyanıncaya, hareket edinceye, gözlerini açıncaya ve normal nefes alma başlayıncaya

kadar; yardım gelinceye ve devralıncaya kadar; devam edemeyecek kadar yorgun hale

gelinceye kadar; veya olay yeri sizin devam etmeniz için güvensiz hale gelinceye kadar

devam edin.

• Kişi uyanırsa, hareket ederse, gözlerini açarsa veya normal nefes almaya başlarsa Temel

Yaşam Desteğini sonlandırın ve gerekli ise kişiyi derlenme pozisyonuna getirin.

• Kişiyi yalnız bırakmayın, durumu gözlenmeye ve izlenmeye devam edin.

• Solunum tekrar durursa, Temel Yaşam Desteğine yeniden başlayın.

• Oksijen kullanımı: Normalde ortamda oksijen tüpü her zaman bulunmadığından ilk yardımcıdan

oksijen vermesi beklenmez. Ancak, ortamda oksijen tüpü mevcutsa boğulma sürecinin erken

evrelerinde kurtarılan kişiye eğitimli kurtarıcıların oksijen vermesi önerilmektedir.

XII. KIRIK, ÇIKIK, ZORLANMA VE BURKULMALARDA İLK YARDIM

A. KIRIKLAR

Tanımlar

Kırık nedir?

Bir kemikte meydana gelen kırılma veya catlamaya kırık adı verilir.

Atel (sabitleme) nedir?

Zedelenmiş dokuların veya hasar gormuş kemiklerin duzgun bir bicimde sabitlenmesi icin kullanılan malzemelerdir.

Kırık nedenleri:

Kırık, kemikten kucuk bir parcanın kopması, bir parcanın ayrılması veya uzuvda şekil bozukluğuna neden olan tam bir kırığa kadar uzanan farklı tiplerde karşımıza cıkabilir. Normal şartlarda bir kemiğin kırılabilmesi icin ciddi bir kuvvete ihtiyac vardır. Bununla birlikte, cocuklarda kemikler esnektir ve bir dal gibi bolunebilir, bukulebilir veya catlayabilir. Kırık, kemiklere doğrudan (darbe), dolaylı (bukulme, burkulma) veya kas kuvvetleri sonucunda meydana gelebilir.

Doğrudan Kuvvet: Kemik, kuvvetin uygulandığı yerden kırılır. Orneğin; merdiven gibi cıkıntılı bir oluşumun uzerine duşme, bir sopa ile kaval kemiğine vurulması veya ateşli silah yaralanması gibi.

Dolaylı Kuvvet: Kırık, kuvvetin uygulandığı noktanın uzağındaki bir kemikte meydana gelir.

Orneğin; yuksekten topukları uzerine atlayan bir kişide omurgada kırık olması gibi.

Kas Kuvvetleri: Kırık, bir grup kasın şiddetli kasılması nedeniyle oluşur. Orneğin; şiddetli oksuruk sırasında meydana gelen kaburga kırığı gibi. Bu tip bir kırık cok nadir gorulur ve coğunlukla altta yatan diğer hastalıklarla ilişkilidir.

Kırık tipleri:

Kırıklar, kapalı veya acık oluşuna gore

ikiye ayrılır. Bunlar:

Kapalı kırıklar: Kırığın uzerindekicilt sağlamdır. Ancak kemik ucları

yakındaki dokulara ve kan damarlarına zarar vermiş olabilir.

Acık kırıklar: Kırığın uzerindeki cilt sağlam değildir. Kırık kemik ve/veya

parcaları cilt yuzeyinden gorulebilir ancak bu her zaman şart değildir.

Genellikle kırık yerinde bir kanama vardır. Kırık kemiğin dış ortam ile olan

teması nedeni ile kir, toz ve mikroplar yaraya girebilir. Bu yuzden de bu tur

kırıkta enfeksiyon riski yuksektir.

Diğer bir sınıflama ise basit veya karmaşık (komplike) olmasına göre yapılan sınıflamadır. Bu

sınıflamaya göre karmaşık (komplike) kırıklar daha yaygın görülen kırık tipidir ve kırığın daha ciddi olduğunu gösterir. Karmaşık (komplike) kırığın özellikleri aşağıda sıralanmıştır. Eğer;

• Kırılan kemik birden fazla parçaya ayrılmışsa

• Yumuşak dokular ve hayati organlar ciddi şekilde hasar görmüşse

• Tek bir kemiğin birkaç yerinde ve birden fazla kırık varsa

• Kırılan kemiğin oluşturduğu eklemde çıkık veya eklem yaralanması varsa kırık karmaşık olarak kabul edilir.

Aksi takdirde, kırık “basit kırık” olarak sınıflandırılabilir.

Kırık belirti ve bulguları nelerdir?

• Kırık yerinde veya çevresinde özellikle hareket ettirme sırasında artan ağrı ve hareketlerde

zorlanma

• Kırık yerinde hassasiyet ve dokunma ile ortaya çıkan ağrı (kırık şüphesi olan yere asla sert bir şekilde bastırılmamalıdır!)

• Kemik uçlarının hareket etmesine bağlı meydana gelen çıtırtı sesinin duyulması (bunu duymak için uğraşılmamalıdır).

• Kırık yerinde şekil bozukluğu, şişme ve morarma

• Etkilenen uzuvda kısalma, eğilme veya bükülme

• Kırık yerinde doğal olmayan bir hareketin hissedilmesi ya da normal hareket yetisinin kaybı

• Normal uzuv hareketlerinden zorlanma ya da hiç hareket ettirememe (örneğin yürüyememe)

• Kırık yerinde kanama

• Kırık yerinde renk değişikliği

• Açık yara

• Özellikle uyluk kemiği veya leğen kemiği kırılmışsa şok belirtileri

DİKKAT !!!

• Bir kemiğin kırılıp kırılmadığından emin değilseniz kırık kabul edin.

• Kırık bölgesinde bir şekil bozukluğu veya yerinden çıkmış gibi bir görünüm varsa bunu düzeltmeye çalışmayın. Bu yaralanmayı daha da kötüleştirebilir ve çok şiddetli ağrıya neden olur.

Kırıklara yönelik ilk yardımın temelde iki amacı vardır. Bunlar;

• Yaralanma yerinde hareketi önlemek

• Hastaneye nakil sırasında hastayı rahat ettirmek

Kırıklarda ilk yardım uygulama basamakları ve uygulanışı:

• Olay yerinin siz, yaralı ve çevredekiler için güvenli olduğundan emin olun.

• Yalnızsanız bağırın veya yardım çağırın ancak yaralıyı gözetimsiz bırakmayın. Olay yerindeki

bir kişiden 112 acil yardım numarasını aramasını isteyin. Yardım isteyip istemediğinden emin

olmak için de ona geri dönmesini söyleyin.

• Mümkünse, yaralılarla ilgilenmeden önce ellerinizi yıkayın. Ellerinizi yıkamak için su ve sabun

kullanın. Varsa, alkol bazlı dezenfektanlar da kullanılabilir.

• Kendinizi korumak için eldiven kullanın. Eldiven mevcut değilse, temiz bir plastik torba

kullanabilirsiniz. Mümkün olduğu kadar yaralının kanıyla temas etmemeye çalışın.

• Kırıklar genellikle diğer potansiyel yaralanmalar ile birlikte olduğundan hangi yaralanmanın

daha acil olduğuna karar verin ve buna göre hareket edin.

• Kırık olan bölge sabitleninceye kadar yaralıyı hareket ettirmemeye çalışın. Mutlaka hareket

ettirmeniz gerekiyorsa dikkatli olun ve imkân varsa çevredekilerden yardım isteyin.

• Yaralıya güven verin ve sakinleştirmeye çalışın.

• Yaralı, yaralanan kısmı destekleyebiliyorsa, ondan bunu yapmasını isteyin. Bulunduğu

pozisyonda bir askı veya bandajla hareketsiz hale gelinceye kadar yaralanmaya en yakın üstteki

ve en yakın alttaki eklemi ellerinizle destekleyin veya yaralıya hareketsiz kalmasını söyleyin.

• Yaralı kısmı bir bandaj veya atel ile hareketsiz hale getirin ve atel veya bandajın altındaki

dolaşımı kontrol edin.

112 acil yardım ekibi gelinceye kadar yaralıyı sürekli gözlemleyin.

• Yaralıya su dahil kesinlikle herhangi bir yiyecek veya içecek vermeyin.

• Şiddetli bir kanama varsa, kanamanın üzerine bastırın ya da basınçlı bandaj uygulaması yapın.

• Yaralının bilinci kapalı ancak hala nefes almaya devam ediyorsa;

◊ Yaralıyı derlenme pozisyonuna getirin.

◊ Yaralıyı gözlemlemeye ve solunumunu kontrol etmeye devam edin.

• Ancak yaralının solunumu durursa:

◊ Temel Yaşam Desteğine başlayın.

B. ÇIKIKLAR

1. Tanımlar

Eklem nedir?

Kemikler arasındaki işlevsel bağlantıyı sağlayan birleşme yerleridir.

Cıkık nedir?

Eklemi oluşturan kemiklerin yer değiştirmesi nedeni ile eklem yuzeylerinin artık birbirleri ile temas

etmeyecek şekilde tamamen bozulmasıdır. Bu surecte eklemdeki destekleyici ozellikteki bağlarda

da hasar meydana gelebilir.

Cıkık nedenleri:

Cıkıklar coğunlukla vucudu etkileyen harici bir kuvvetin sonucu olarak kemikleri yerinde tutan

bağların yırtılması ile oluşur. Eğer bir kemik yerinden cıkmışsa artık o eklem genellikle işlev gormez.

Nedenleri genellikle, duşme, trafik kazası veya spor musabakalarındaki yuksek hızlı carpışmalar

sonucu oluşan yaralanmalardır.

Cıkık belirti ve bulguları nelerdir?

Cıkığın meydana geldiği bolgede;

• Ağrı

• Şişlik

• Şekil bozukluğu

• Sıcaklık, morarma veya kızarıklık

• Normal şekilde kullanma veya hareket ettirmede zorluk

Cıkıklarda ilk yardım uygulama basamakları ve uygulanışı:

• Cıkıktaki ilk yardımın esas amacı hayatı ve uzvu tehdit eden durumları yonetmektir.

• Eklem cıkıkları ciddi sonuclara yol acabilirler. Orneğin; omurgadaki cıkıklar omuriliğe, omuz

veya kalca cıkıkları ise uzuvları besleyen buyuk sinirlere zarar verebilir ve bu durum felc ile

sonuclanabilir.

• Eklem cıkıkları kemik kırıkları ile birlikte olabilir.

• Cıkığı, kapalı bir kırıktan ayırt etmek zordur. Bu yuzden herhangi bir şuphe varsa, yaralanma

kırık olarak kabul edilmelidir.

• Cıkık olduğunu duşunuyorsanız;

◊ Olay yerinin siz, yaralı ve cevredekiler icin guvenli olduğundan emin olun.

◊ Yalnızsanız bağırın veya yardım cağırın ancak yaralıyı gozetimsiz bırakmayın. Olay yerindeki

bir kişiden 112 acil yardım numarasını aramasını isteyin. Yardım isteyip istemediğinden emin olmak icin de ona geri donmesini soyleyin.

◊ Mumkunse, yaralı ile ilgilenmeden once ellerinizi yıkayın. Ellerinizi yıkamak icin su ve sabun kullanın. Varsa, alkol bazlı dezenfektanlar da kullanılabilir.

◊ Kendinizi korumak icin eldiven kullanın. Eldiven mevcut değilse, temiz bir plastik torba

kullanabilirsiniz. Mumkun olduğu kadar yaralının kanıyla temas etmemeye calışın.

◊ Eklemi hareket ettirmeyin. Yardım gelinceye kadar, etkilenen eklemi sabit pozisyonunda tutun.

◊ Yerinden cıkmış bir eklemi hareket ettirmeye veya yerine oturtmaya calışmayın. Hareket etmek eklem ve cevresindeki kaslara, bağlara, sinirlere veya kan damarlarına zarar verebilir.

◊ Buz uygulaması yapılabilir. Buz ağrıyı azaltabilir ve iyileşme surecine katkı sağlayabilir. Bunun

icin;

• Buzu bir bez veya havluya sararak yaralanma bolgesine uygulayın.

• Buzu doğrudan cilde temas ettirmeyin.

• Buz yoksa soğuk su kullanın veya soğuk bir kompres yapın.

• Buz uygulamaya 20 dakikadan fazla devam etmeyin.

C.ZORLANMA VE BURKULMALAR

Zorlanma Nedir?

Aşırı gerginlik veya kullanımdan kaynaklanan kas liflerindeki yaralanmadır.

Burkulma nedir?

Burkulma, bir eklemin bağları veya eklemi cevreleyen dokularında meydana gelen yaralanmadır.

Zorlanma ve Burkulma nedenleri:

• Zorlanma, ağır bir nesneyi kaldırırken yapılan ani bir hareket veya bukulme sonrasında ortaya

cıkabilir.

• Burkulma ise; ani bir donme veya eklemin kıvrılmasına bağlı olarak ortaya cıkabilir. Ayak bileği burkulmaları bunun yaygın bir orneğidir. Şiddetli bir burkulma ayrıca eklemdeki kemiklerin

kırılmasına veya cıkmasına da neden olabilir. En kolay yaralanan eklemler; ayak bileği, diz, bilek ve parmaklardaki eklemlerdir.

Zorlanma ve Burkulmalarda ilk yardım uygulama basamakları ve uygulanışı:

• Olay yerinin siz, yaralı ve cevredekiler icin guvenli olduğundan emin olun.

• Mumkunse, yaralılarla ilgilenmeden once ellerinizi yıkayın. Ellerinizi yıkamak icin sabun ve su kullanın. Varsa, alkol bazlı dezenfektanlar da kullanılabilir.

• Kendinizi korumak icin eldiven kullanın. Eldiven mevcut değilse, temiz bir plastik torba

kullanabilirsiniz. Mumkun olduğu kadar yaralının kanıyla temas etmemeye calışın.

• Buz uygulaması yapılabilir. Buz ağrıyı azaltabilir ve iyileşme surecine katkı sağlayabilir. Bunun icin:

◊ Buzu bir bez veya havluya sararak yaralanma bolgesine uygulayın.

◊ Buzu doğrudan cilde temas ettirmeyin.

◊ Buz yoksa soğuk su kullanın veya soğuk bir kompres yapın.

◊ Buz uygulamaya 20 dakikadan fazla devam etmeyin.

• Yaralanma yerine masaj yapmayın.

• Yaralanma yerine sıcak uygulama yapmayın.

• Yaralının hareket etmesine izin vermeyin. Mutlaka dinlenmesini sağlayın.

DİKKAT!!!

• Ağrı şiddetli ise, duzelmiyorsa veya gittikce kotuleşiyorsa, yaralı hareket etmekte zorluk

cekiyorsa veya kırık olduğunu duşunuyorsanız; yaralının en yakın sağlık kuruluşuna ulaşımını

sağlayın.

D.ATEL (SABİTLEME) YÖNTEMLERİ

Köprücük kemiği yaralanmaları:

• Etkilenen taraftaki kolu bir kol askısı ile destekleyin.

• Düğümün yaralanma bölgesinden uzakta olduğundan emin olun.

• İlave olarak göğüs ve askı etrafına geniş, katlanmış bir bandaj bağlayarak kolu göğse sabitleyin.

Omuz yaralanmaları:

• Etkilenen taraftaki kolu bir kol askısı ile destekleyin.

• Duğumun yaralanma bolgesinden uzakta olduğundan emin olun.

• İlave olarak goğus ve askı etrafına geniş katlanmış bir bandaj bağlayarak kolu goğse sabitleyin.

Üst kol yaralanmaları:

• Kol ve goğus arasından ucgen bir bandajı kaydırın ve yaralı kolu askıya alın.

• Uygulanan bandajın kırık bolgesinin altında olduğundan emin olun.

• Yaralı kol ile govde arasına havlu gibi yumuşak bir dolgu malzemesi yerleştirin.

• Daha sonra kolu ve dolgu malzemesini ikinci bir askı ile destekleyin.

Dirsek yaralanmaları:

• Yaralı kolunu bukemiyorsa oturmasına yardım edin.

• Konfor ve destek icin havlu gibi dolgu malzemesinin yaralının dirsek cevresine yerleştirin.

• Geniş kat bandajlar kullanarak kolu yaralı icin en rahat pozisyonda sabitleyin.

• Bandajları kırık bolgesinden uzak tutun.

• 112 acil yardım ekibi gelinceye kadar yaralının on kol, el bileği ve elini solukluk, soğukluk,

morarma ve uyuşma yonunden 10 dakikada bir kontrol edin.

• Eğer solukluk, soğukluk, morarma ve uyuşma ortaya cıkarsa bandajları hafifce gevşetin,

duzelme olmaz ise sokun ve kolu destekleyin.

Ön kol ve bilek yaralanmaları:

• Önkolu küçük bir havlu gibi yumuşak bir dolgu malzemesi ile sarın.

• Kol ve göğüs arasından üçgen bir bandajı kaydırın ve yaralı kolu askıya alın.

Kolu ve dolgu malzemesini kol askısı ile destekleyin; duğumun yaralı tarafa bağlandığından

emin olun.

• Hastaneye ulaşma suresi uzayacak ise kolu govdeye sabitleyin.

• Bandajı dirseğe olabildiğince yakın yerleştirin.

El ve parmak yaralanmaları:

Leğen kemiği yaralanmaları:

• Yaralının başı duz olacak şekilde sırtustu uzanmasına yardımcı olun. Bacaklarını duz tutun.

Ancak daha rahat olacağını duşunuyorsanız dizlerini hafifce bukecek şekilde dizlerinin arkasına

yastık veya katlanmış bir giysi yerleştirebilirsiniz.

• Yaralının diz ve ayak bileklerindeki kemik cıkıntıların olduğu yerleri havlu gibi yumuşak bir dolgu

malzemeleri ile destekleyin.

• Yaralıyı oturtun ve etkilenen bilek ve elini kaldırmasını ve desteklemesini isteyin; gerekirse

yaralıya yardım edin.

El şişmeye başlamadan once tum yuzuk, bileklik ve saat gibi dolaşım bozukluğuna yol açabilecek takıları cıkarın.

• İlave koruma icin eli yumuşak, kabarık olmayan bir dolgu malzemesi ile sarın.

• Hastaneye ulaşma suresi uzayacak ise, goğsun etrafına ve askıya geniş bir bandaj

bağlayarak kolu sabitleyin.

Leğen kemiği yaralanmaları:

• Yaralının başı duz olacak şekilde sırtustu uzanmasına yardımcı olun. Bacaklarını duz tutun.

Ancak daha rahat olacağını duşunuyorsanız dizlerini hafifce bukecek şekilde dizlerinin arkasına

yastık veya katlanmış bir giysi yerleştirebilirsiniz.

• Yaralının diz ve ayak bileklerindeki kemik cıkıntıların olduğu yerleri havlu gibi yumuşak bir dolgu malzemeleri ile destekleyin.

Katlanmış ucgen bandajlarla bacaklarını hareketsiz hale getirin.

• Ayaklarını ve ayak bileklerini dar bir bandajla ve dizlerini geniş bir bandajla sabitleyin.

Kalça ve uyluk yaralanmaları:

• Yaralının hastaneye nakli uzun ve zor olacaksa bacak ve ayaklarını destekleyin. Bunun için hazır biçimlendirilebilir tespit malzemeleri ya da koltuk altından ayağa kadar uzanan sağlam bir çift tahta veya sopa kullanın.

• Tespit işlemini yaralı taraftan yapın.

• Yaralının bacaklarının arasını ve tespit malzemesi ile vücudu arasındaki boşluğu sert olmayan

ve boşluğu ortadan kaldıracak şekilde havlu gibi yumuşak bir dolgu malzemesi ile doldurun.

• En son olarak ayakları birbirine bağlayın.

• Bu işlem sırasında kırk bölgesine bandaj uygulamayın. Yaralı tamamen hareketsiz hale

getirildikten sonra sedyeye alarak taşıyın.

• Tespit malzemesinin uygulama sırası; ayaklar, göğüs, leğen kemiği, dizler, kırık bölgesinin üstü, kırık bölgesinin altı ve bir ilave nokta.

Bacak yaralanmaları:

Bacak yaralanmalarında eğer tespit gerektiren

bir durum varsa bu durumda diğer bacak

kullanılabilir.

• Bunun icin yaralı bacağı yaralanmamış

bacağın yanına getirin ve her iki bacağı

birlikte tespit edin.

Diz yaralanmaları:

• Yaralıyı yere veya zeminden izole etmek icin tercihen bir battaniyeye uzanmasına yardımcı olun.

• En rahat pozisyonda desteklemek icin yastıklar, battaniyeler veya katlanabilir yumuşak bir

malzemeyi yaralı dizinin altına yerleştirin.

• Bacaklar arasındaki boşluğu sert olmayan ve boşluğu ortadan kaldıracak şekilde havlu gibi

yumuşak bir dolgu malzemesi ile doldurun. Sırası ile;

◊ Ayak ve ayak bilekleri

◊ Dizler

◊ Kırık bolgesinin ustu

◊ Kırık bolgesinin altı geniş katlamalı bandajlar ile tespit edin.

Ayak bileği yaralanmaları:

• Ayak bileğini rahatlatacak şekilde bir destek uygulayın.

• Ayak bileğini bandaj ile sarın.

• Bandajın uzerinden soğuk kompres uygulaması yapın ancak bunu 20 dakikadan uzun sure

tutmayın.

• Yaralı uzvu kaldırın ve destekleyin.

Ayak ve ayak parmak yaralanmaları:

• Yaralının uzanmasına yardımcı olun ve dikkatlice yaralı bacağı destekleyin.

• Yaralı bolge şişmeye başlamadan once varsa ayaktaki takılarını cıkarın.

• Ayağı, ayağın tabanından ağrılı bolgenin ust kısmına kadar uzanan bir destek bandajı ile sarın.

Yaralı uzvu kaldırın ve destekleyin.

XII. HAYVAN ISIRIKLARI ve BOCEK SOKMALARINDA İLK YARDIM

A. HAYVAN ISIRIKLARI (KEDİ, KÖPEK, AT, İNEK)

Hayvan ısırıkları onemli bir halk sağlığı sorunudur ve bir hayvan ısırığında iki sorunla karşı karşıya kalınmaktadır. Bunlardan birincisi, vucutta ortaya cıkan doku yaralanması, ikincisi ise daha sonra oluşabilecek enfeksiyonlar yani mikrobik hastalıklardır. Bu enfeksiyonların başında tetanoz ve kuduz yer alır. Kuduz, beyni ve sinir sistemini hedefleyen bir enfeksiyondur. Sıcakkanlı hayvanlarda bulunan bu virus, tukurukle bir hayvandan diğerine, genellikle bir ısırık veya yalama yoluyla yayılır.

Acilen tedavi edilmezse hastalık oldurucudur.

Bir kopeğin ağzı, bazıları insanlar icin tehlikeli olan 60’tan fazla bakteri turu taşıyabilir. Yaygın inanışın aksine, vahşi veya sokak kopekleri nadiren olumcul saldırılara neden olurlar. Kedi ısırıkları kopek ısırıklarından daha az sakatlayıcı olsa da kedi ısırıkları kopek ısırıklarından cok daha yüksek bir enfeksiyon oranına sahiptir. Kedi ısırıklarına bağlı oluşan yaralanmalar, kedilerin keskin dişleri nedeni ile delinme tarzında olmakta ve aynı zamanda kas, tendon ve kemiği de etkileyebilmektedir.

Yaralanmaların coğu ellerde, kollarda, bacaklarda ve yuzde meydana gelmektedir.

Hayvan ısırıklarında gorulen belirti ve bulgular:

• Isırık ve diş izleri

• Cilt ve cilt altı dokularda yaralar

• Cilt ve doku kayıpları

• Orta veya şiddetli kanama

• Şişlik

• Kızarıklık

• Ağrı

Hayvan ısırıklarında ilk yardım uygulama basamakları:

• Bolgenin guvenli olduğundan ve hayvanın sizi veya ısırılan kişiyi tekrar ısıramayacağından emin

olun. Emin değilseniz gerekli tedbirleri alın.

• Yaşamsal bulguları değerlendirin.

• Yaraya bakmadan once ellerinizi su ve sabunla yıkayın. Varsa, alkol bazlı dezenfektanlar da

kullanılabilirsiniz.

• Mumkunse eldiven giyin. Değilse, temiz bir plastik poşet de kullanabilirsiniz.

• Isırılan kişinin kanı veya yarası ile temas etmemeye calışın.

• Isırık yerini 10-15 dakika su ve sabunla yıkayın.

• Yara şiddetli kanıyorsa yaraya doğrudan bası uygulayarak kanamayı durdurun.

• Yarayı kuru temiz bir bezle veya bandajla ortun.

• Isırılan kişiye kuduz ve/veya tetanoz aşıları ve yara bakımı icin bir sağlık kuruluşuna başvurmasını soyleyin.

• Yaralanma ciddi ve yaralının hayati tehlikesi mevcutsa derhal 112 acil yardım numarasını

arayarak ya da aratarak yardım isteyin.

Hayvan ısırıklarında dikkat edilmesi gereken hususlar

• Isırılan kişinin yarasına bakmadan once ve sonra ellerinizi yıkayın. Ellerinizi yıkamak icin sabun ve su kullanın. Varsa, alkol bazlı dezenfektanlar da kullanılabilir.

• Yara uzerine herhangi yabancı bir madde (ceşitli otlar, biber, yağ, benzin vs) dokmeyin ve yara uzerinde herhangi bir işlem yapmayın.

• Hayati tehlike oluşturmasa dahi, kopek (veya başka bir hayvan) tarafından ısırılan kişinin

mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurmasını sağlayın.

• Kuduz aşısı yapılmamış hayvanları en az 10 gun gozetim altında tutun.

• Hayvanı kendiniz yakalamak icin cabalamayın. Hayvana yaklaşmayın.

• Kesinlikle gerekli olmadıkca hayvanı oldurmeyin. Eğer hayvan olu ise, kuduz muayenesi icin

hayvanın baş ve beynini hasardan koruyun.

• Uygun onlemler almadan hayvana dokunmayın. Enfekte tukuruk hayvanın derisinde ve

tuylerinde olabilir, bu yuzden eldiven giyin veya olu bir hayvanı taşımak zorundaysanız bir kürek kullanın.

B. YILAN ISIRIKLARI

Dunya uzerinde 2500’den fazla ceşit yılan vardır ve yılanlar rahatsız veya tehdit edilmediklerinde

nadiren ısırırlar. Yılan ısırıklarının etkileri yılanın turune gore değişir. Ancak genel kabul tum yılan

ısırıklarına zehirliymiş gibi muamele edilmesidir.

Yılan ısırıklarında gorulen belirti ve bulgular:

• Isırık yerinde kanama, şişlik, morarma, ağrı, uyuşma ve diş izleri

• Gorme bulanıklığı

• Konuşma bozukluğu

• Terleme

• Bulantı veya kusma

• Karın ağrısı ve ishal

• Bilinc bulanıklığı

• Nefes darlığı

Yılan ısırıklarında ilk yardım uygulama basamakları:

• Isırılan kişiye uzanmasını ve hareket etmemesini soyleyin.

• Isırılan kişiyi sakinleştirin. Cunku sakin kalmak ve hareket etmemek zehrin yayılmasını yavaşlatır.

• Bir yılanın zehirli olup olmadığını değerlendirmek zordur. Bu nedenle, her zaman yılanın zehirli

olduğunu varsayın.

• Varsa eldiven giyin yoksa ellerinizi ortmek icin temiz bir plastik poşet kullanın.

• Isırılan kişinin kanıyla temas etmemeye calışın.

• Şişme nedeniyle kan akışını engelleyecek yuzuk ve saat gibi takıları ve sıkı giysileri cıkarın.

• Yarayı temiz bir pamuklu bez veya bandajla ortun.

• Isırık yeri kol ve bacaklarda ise yara ustunden dolaşımı engellemeyecek şekilde bandaj uygulayın.

• Yaralı uzvu hareket ettirmemeye calışın ve mumkunse atel (sabitleme) uygulayın.

• 112 acil yardım numarasını arayarak ya da aratarak yardım isteyin.

• Tıbbi yardım sağlanıncaya kadar ısırılan kişiyle birlikte kalın.

• Yaşamsal bulguları gozlemleyin.

Yılan ısırıklarında dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Yılan ısırığında yara uzerine soğuk veya buz uygulaması yapmayın. Soğuk veya buz yılan zehrinin

etkinliğini azaltmaz.

• Yara uzerine kesinlikle herhangi bir (vakumla, şırınga ya da ağızla yaranın emilmesi, kesilmesi,

enjeksiyon gibi) işlem yapmayın. Bunlar enfeksiyona yol acabilir ve yara iyileştirmesini

geciktirebilir.

• Yılan ısırıklarında doku hasarını artıracağından dolayı turnike uygulaması yapmayın.

C. DENİZANASI SOKMALARI

Denizanaları her okyanus ve denizde bulunur. Denizanası dokunaclarında kucuk ve ici zehir dolu mızrakları vardır. Bunları kurbanlarına saplayarak zehirlenmelere neden olurlar. Coğunluğu zararsız olmasına rağmen, bazı turleri yerel (lokal) ve tum vucudu ilgilendiren (sistemik) reaksiyonlara neden olabilir. Coğu zaman, sadece kucuk ve genellikle yanıklara benzeyen kaşıntılı reaksiyonlara neden olurlar. Bu lezyonlar genellikle birkac gun ile birkac hafta arası bir surede kendiliğinden iyileşir. Nadir de olsa sokma yerinde sonradan renk değişikliği meydana gelebilir. Kutu denizanası ve mavi şişe denizanaları zehirli denizanalarıdır. Bu turlere Turkiye’de pek rastlanılmamaktadır.

Denizanası sokmalarında ilk yardım uygulama basamakları

• Kişinin sokma bolgesini ovmasını onleyin.

• Ciltte kalan dokunacları elle temastan kacınarak cımbız benzeri aletlerle kaldırarak veya

cekerek cıkarmaya calışın.

• Dokunacları cıkaramıyorsanız temas bolgesini deniz suyu ile yıkayın. Deniz suyu denizanasının dokunaclarını etkisiz hale getirir.

• Tatlı su uygulaması yapmayın. Cunku, tatlı suda zehrin acığa cıkmasına ve daha fazla

zehirlenmeye neden olabilir.

• Dokunacları cıkarmada başarılı olursanız, acıyı hafifletmek icin bir ısı kaynağı veya haşlama

derecesinde olmayan sıcak su ile ısı uygulaması yapabilirsiniz.

• Hastada tum vucudu ilgilendiren (sistemik) bulgular varsa hemen 112 acil yardım numarasını

arayarak ya da aratarak yardım isteyin.

Denizanası sokmalarında dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Denizanası sokmalarının tedavisinde basınclı bandajlar kullanmayın.

• Ağrının giderilmesi icin aluminyum sulfat, et ve et suyu gibi ajanlar yara uzerine uygulamayın.

D. BÖCEK ISIRIKLARI VEYA SOKMALARI

(KENE, ÖRÜMCEK, AKREP, ARI)

Böcek ısırığı veya sokmalarının çoğu, ısırık veya sokma bölgesi ile sınırlı küçük reaksiyonlara neden olur ve genellikle de evde tedavi edilebilirler. Ancak ağız ve boğaz bölgesindeki ısırık veya sokmalar, oluşabilecek şişlik nedeniyle tehlikelidir ve hayatı tehdit edebilir.

Böcek ısırığı veya sokmalarında görülen belirti ve bulgular:

Isırma veya sokmaya neden olan hayvana göre ortaya çıkan belirti ve bulgular değişebilir. Örneğin:

• Arı sokmasında: Sokma bölgesi ağız veya boğaz ise, ortaya çıkan yerel reaksiyon hava yolu

tıkanıklığına neden olabilir. Özellikle arı birkaç yerden soktuysa, nefes borusuna yakın bir yerden soktuysa ya da kişi alerjik bünyeli ise ciddi anlamda risk oluşturur.

• Kene ısırığında: Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, Lyme ve Tularemi gibi hastalıklar görülebilir.

• Akrep sokmasında: Akrep zehirli ise tüm vücudu ilgilendiren (sistemik) ciddi bulgular ortaya

çıkabilir.

Bazı insanlarda böcek ısırık veya sokmasına karşı alerjik reaksiyon meydana gelir. Bu reaksiyon yerel (lokal) veya tüm vücudu ilgilendiren (sistemik) tarzda olabilir.

Tüm vücudu ilgilendiren (sistemik) belirti ve bulgular:

Tüm vücudu ilgilendiren (sistemik) tarzdaki bir alerjik reaksiyon, potansiyel olarak hayatı tehdit edebileceğinden acil müdahale gerektirir. Alerjik reaksiyonu olan bir kişide tüm vücudu ilgilendiren (sistemik) aşağıdaki belirti ve bulgular görülebilir:

Yerel (lokal) belirti ve bulgular:

Isırık veya sokma bölgesinde;

• Ağrı

• Şişlik

• Kızarıklık veya döküntü

• Kaşıntı ve kabarıklık

• Kene gibi bazı hayvanlar ise cilde tutunmuş

halde görülebilir.

• Döküntü

• Kaşıntı

• Kas krampları, titreme ve karıncalanma

• Terleme

• Hırıltı, ses kısıklığı veya nefes almada zorluk

• Baş dönmesi veya baygınlık

• Yutma güçlüğü

• Yüz ve dudaklarda şişlik

• Bulantı, kusma veya ishal

• Kaygı veya huzursuzluk

• Bayılma

• Şok

1. Kene Isırıkları

Kene ısırıkları sıklıkla ağrısız olduğu icin, genellikle ısırılan kişiler keneyi ancak ısırıldıktan cok sonra

fark ederler. Kenenin fark edildikten sonra en kısa surede vucuttan uzaklaştırılması onemlidir.

Kenenin insan vucudunda kaldığı surenin uzaması ile hastalık geciş riski artmaktadır. Ozellikle bu sure 24 saat ve uzerinde ise risk daha da artmaktadır. Bu nedenle kenenin hızlıca ve parçalamadan cıkarılması gereklidir.

Kene ısırıklarında ilk yardım uygulama basamakları: Kenenin tutunduğu ciltten cıkarılma işlemi

• Keneye asla cıplak elle dokunmayın ve eldiven giyin.

• Keneleri ince cımbız kullanarak (parmaklarla değil) cıkarın.

• Keneyi mumkun olduğu kadar cilde yapıştığı yere en yakın yerden baş kısmından tutarak cok

sıkmadan yukarı doğru cekerek cıkartın.

• Kenenin baş ve ağız kısmının tam olarak cıkartılmasına dikkat edin.

• Cıkartmak icin keneyi bukmeyin veya sarsmayın.

• Kenenin govdesini sıkmayın, ezmeyin ve patlatmayın.

• Vazelin, alkol, benzin, mazot ve aseton gibi maddeler uygulamayın.

• Sıcak uygulamayın. Kibrit, cakmak veya sigara ile yakmaya calışmayın.

• Keneyi cıkartmışsanız gerekli kan testlerini yaptırtmak icin, keneyi cıkartamadıysanız veya

keneyi cıkartma işlemini yapamayacağınızı duşunuyorsanız zaman kaybetmeden ısırılan kişinin mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurmasını sağlayın.

2. Örümcek Isırıkları

Dunya capında yaklaşık 40.000 tur orumcek olduğu bildirilmiştir. Orumcekler etobur hayvanlardır ve kurbanlarını zehirleyerek felc ederler. Orumceklerin dişleri, insan cildini gecebilecek kadar uzun ve zehir miktarları yeterli duzeyde olmadığından dolayı genel olarak insanları nadiren ve az miktarda etkilerler. Orumcek ısırığı sıcak aylarda daha sık gorulur. Orumcek ısırığının teşhis edilmesi zordur,

cunku coğu insan orumcekleri asla gormez ve ısırıklar tipik olarak cok az ağrıya neden olur. Her ne kadar ısırıkların %98-99 kadarı zararsız olsa da nadiren doku olumu ile sonuclanan yaralar, tum vucudu ilgilendiren (sistemik) zehirlenmeler ve bazen de olum meydana gelebilir.

Orumcek ısırıklarında ilk yardım uygulama basamakları:

• Isırılan bolgeyi su ve sabunla yıkayın.

• Isırılan bolgeye soğuk uygulaması yapın.

• Kan dolaşımını engellemeyecek şekilde bandaj uygulayın.

• Orumceğin ısırdığı bolgede kızarıklık ve ağrı artışına ilave olarak uyuşukluk başlarsa zaman

kaybetmeden ısırılan kişinin mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurmasını sağlayın.

• Hastada tum vucudu ilgilendiren (sistemik) bulgular varsa hemen 112 acil yardım numarasını

arayarak ya da aratarak yardım isteyin.

3. Akrep Sokmaları

Akrepler ozellikle sıcak ve kuru iklimlerdeki genellikle kuytu yerlerde bulunurlar. Ulkemizde daha cok Guneydoğu Anadolu bolgesinde rastlanır. Akrep uzun kuyruğunun sonundaki iğnesi ile sokar ve oldurucu olabilir. Akrebin soktuğu vucut bolgesinde kuvvetli bir yerel (lokal) belirti ve bulgular meydana gelir. Sonrasında da olaya tum vucudu ilgilendiren (sistemik) belirti ve bulgular eklenebilir.

Akrep sokmalarında ilk yardım uygulama basamakları:

• Kişiyi sakinleştirin.

• Sokmanın olduğu bolgeyi hareket ettirmeyin.

• Sokulan yeri su ve sabunla nazikce yıkayın.

• Sokulan yerin uzerine 15 dakika soğuk uygulaması yapın.

• Şiddetli ağrı varsa kişinin ilac alerjisi yoksa recetesiz alınan bir ağrı kesici ilac verebilirsiniz.

• Ağrı ve bulgular ısırık/sokma bolgesinin otesine uzanıyorsa, acık yara varsa veya ağrı kesici

vermenize rağmen ağrı azalmıyorsa kişiyi en yakın sağlık kuruluşuna yonlendirin.

• Hastada tum vucudu ilgilendiren (sistemik) bulgular varsa hemen 112 acil yardım numarasını

arayarak ya da aratarak yardım isteyin.

4. Arı Sokmaları

Arı birkac yerden soktuysa, nefes borusuna yakın bir yerden soktuysa ya da kişi alerjik bunyeli ise tehlikeli olabilir. Alerjik kişilerde sadece bir arı sokması bile dakikalar icerisinde nefes darlığına ve şoka neden olabilir. Hastaların % 5’i arı sokmalarına karşı alerjiktir.

Arı sokmalarında ilk yardım uygulama basamakları:

• Sokulan kişiye yardım etmeden once bolgenin guvenli olduğundan emin olun.

• Yaban arısı veya eşek arısının hala etrafta olduğu bir bolgede iseniz, sokulan kişi ile daha güvenli bir bolgeye sakin bir şekilde yuruyun. Cok sayıda arı tarafından saldırıya uğranmış ve arılar hala saldırmaya devam ediyorlarsa, mumkun olduğunca hızla olay yerinden kacın ve sığınacak bir yer arayın.

• Sokma yerini su ve sabun ile yıkayın.

• Cildin uzerinden goruluyorsa arının iğnesini cıkarın.

◊ Arının iğnesini mumkun olduğunca hızlı cıkarmaya calışın.

◊ İğneyi cıkarmak icin kredi kartı, cetvel veya anahtar arkası gibi duz kenarlı bir alet kullanın.

◊ İğne dışarı cıkıncaya kadar iğnenin olduğu yeri elinizdeki aletle nazikce kazıyın.

◊ İğneyi cımbız gibi aletlerle sıkarak cıkartmayın. İğneyi sıkmak cilde daha fazla zehrin salınmasına

neden olabilir.

• Soğuk uygulama yaparak odem ve zehir emilimini azaltın.

• Ağız ici sokmalarında, alerji hikayesi olanlarda ve tum vucudu ilgilendiren (sistemik) bulgular

gosterenlerde hemen 112 acil yardım numarasını arayarak ya da aratarak yardım isteyin.

• Nefes darlığı, dil, boğaz ve yuzde şişlikle ciddi alerjik bulguları olan hastaların recete edilmiş

ilacı (Epinefrin otomatik enjektoru) varsa hastanın bacağı uzerinden kaslı bir bolgeye uygulayın.

Otomatik enjektor kullanımı icin lutfen ilgili bolume bakınız.

Dikkat edilmesi gereken hususlar

• Bocek ısırık ve sokmalarında zehrin kana karışmasını engellemek amaclı ısırılan yara uzerine

kesinlikle herhangi bir işlem (vakumla, şırınga ya da ağızla yaranın emilmesi, kesilmesi,

enjeksiyon, dağlama gibi) yapılmaz. Bunlar enfeksiyona yol acar ve yara iyileştirmesini

geciktirirler.

XIV. ZEHİRLENMELERDE İLK YARDIM

A. GENEL BİLGİLER

Zehir yutulduğunda, solunduğunda, enjekte edildiğinde veya cilt yolu ile emildiğinde insan sağlığına

zarar veren maddelerin genel adıdır. Bir maddenin zehirli olup olmadığını belirleyen onun miktarıdır.

Düşük miktarda alındığında zararsız veya tedavi edici olan maddeler (örneğin, ilaçlar ve bitkisel

ürünler) daha yüksek miktarlarda alındığında zehirli olabilirler.

Zehirlenmeye sebebiyet veren birçok madde günlük hayatta kullanılmaktadır. Bunlardan korunmak

için;

• Özellikle ev ve iş yerlerinde zehirlenmeye sebebiyet verebilecek maddelerin bir listesi yapılmalıdır.

• Zehirlenmeler genellikle çocuklarda ve bakıma muhtaç kişilerde görülmektedir. Bu yüzden

zehirlenmeye sebebiyet verebilecek maddeler çocukların erişemeyeceği şekilde muhafaza

edilmelidir.

• Kullanılmayan kimyasal maddeler çevreye zarar veremeyecek şekilde uzaklaştırılmalıdır (atık

pil toplama alanları vb).

• Kullanılan ilaçlar reçetede yazılan miktarda ve sürede alınmalıdır. Fazla kullanım engellenmelidir.

Kullanılmayan ilaçlar ise yetkili mercilere teslim edilmelidir.

• Kullanılacak ürünün (temizlik maddesi, böcek ilacı vb.) sağlığa zararsız alternatifleri varsa

tercih edilmelidir.

• Zehirli olabilecek maddeler kullanılırken koruyucu ekipman kullanılmalı ve ortam

havalandırmasına dikkat edilmelidir.

• Zehirli maddeler etraftayken yiyecek ve içecek tüketilmemelidir.

ZEHİRLENME KAYNAKLARI

Zehirler insan vücuduna sindirim, solunum, enjeksiyon, cilt yolu ile emilim ve göze sıçrama gibi farklı yollardan girebilir.

ZEHİRLENME BELİRTİ VE BULGULARI

Zehirlenme belirti ve bulguları; zehrin vücuda giriş yoluna, alınan zehirli (toksik) maddenin türüne ve

miktarına göre değişir. Zehirlenme hafif seyirli olabileceği gibi hayatı tehdit edebilecek durumlara

neden olabilir.

Vücuda giriş yoluna göre belirti ve bulgular:

• Sindirim yolu ile zehirlenme (ağızdan): Bulantı ve kusma, karın ağrısı, nöbetler, düzensiz veya

hızlı veya yavaş kalp atışı, bilinç bozukluğu

• Solunum yolu ile zehirlenme (gazlar): Nefes darlığı, kan oksijen seviyesinin düşmesi, gri-mavi

cilt (siyanoz), kiraz kırmızısı dudaklar

• Enjeksiyon yolu ile zehirlenme: Enjeksiyon bölgesinde ağrı, kızarıklık ve şişlik, bulanık görme,

bulantı ve kusma, nefes darlığı, nöbetler, bilinç bozukluğu, anafilaktik şok (hayatı tehdit eden

sistemik reaksiyon)

• Cilt emilimi ile zehirlenme: Ciltte yanıklar (kimyasal yanık), ağrı, şişme, döküntü, kızarıklık,

kaşıntı

• Göze sıçrayan maddelerle zehirlenme: Gözde ağrı, sulanma, bulanık görme

Vücuttaki sistemlere göre belirti ve bulgular:

• Sindirim sistemi üzerine olan etkileri: Bulantı, kusma, karın ağrısı, gaz, şişkinlik, ishal, ağızda

veya boğazda yanma

• Sinir sistemi etkileri: Bilinç kaybı, nöbet, rahatsızlık hissi, kaslarda ağrı, kasılma, hareketlerde

uyumsuzluk, şok belirtileri, baş ağrısı, bulanık görme

• Solunum sistemi üzerine olan etkileri: Nefes darlığı, solunum durması, baş ağrısı, baş dönmesi,

kulak çınlaması, oksijen yetmezliği nedeni ile ciltte kızarıklık, morarma

• Dolaşım sistemi üzerine olan etkileri: Ritim bozukluğu (düzensiz, yavaş veya hızlı kalp atımı),

baş ağrısı, soğuk terleme, kalp durması.

ZEHİRLENMİŞ HASTA/YARALIDA İLK YARDIM

Öncelikle kendiniz, hasta ve çevre açısından güvenliği sağlayın. Bunun için;

• Eldiven, maske ve kıyafet gibi güvenlik ekipmanları varsa kullanın.

• Kişinin kıyafet veya vücut salgılarından (tükürük, göz yaşı vb.) hem kendinizi hem de çevredekileri

koruyun.

• Eğer zehirlenme laboratuvar, çiftlik veya endüstriyel alanda gerçekleştiyse zehirlenmeye

sebebiyet verebilecek maddeleri öğrenin ve başka kaza ve yaralanma olmaması için önlem alın.

• Eğer birden fazla kişi aynı anda zehirlenmişse, zehirlenmenin çevresel bir etkenden

kaynaklanma ihtimali yüksektir. Bu durumda ilk yardımcı ve zehirlenen kişinin ortamda uzun

süre kalmamalarını sağlayın.

• İlk yardım sırasında eğer yapabilirseniz zehirli maddenin ne olduğunu saptayın ve sağlık

ekiplerine bilgi verin. Ancak zehirlenmenin kökenini bulmak için kendinizi tehlikeli bir duruma

da sokmayın!

Güvenlik önlemleri aldıktan sonra zehirlenmiş hastaya müdahale edilebilir. Bu aşamada;

• İlk olarak zehirlenmeye neden olan maddenin hangi yol ile alındığını dikkate alarak zehirli

maddeyi hastadan uzaklaştırın.

• Eğer zehirli madde ağız yoluyla alındıysa hastaya yiyecek veya içecek bir şey vermeyin.

Kusturmaya çalışmayın.

• Zehirlenme solunum yolu ile meydana gelmiş ise:

◊ Hastayı temiz havaya çıkarın veya pencere, kapı vs. açarak ortama temiz hava girmesini

sağlayın. Ortamda zehirlenmeye sebebiyet veren maddenin (duman, gaz) halen olabileceğini

unutmayın.

◊ Mutlaka maske veya ıslak bir bezle ağzınızı ve burnunuzu kapatın ve ortamdan mümkün

olduğunca hızlı şekilde çıkın.

• Zehirlenme cilt emilimi yolu ile meydana gelmiş ise:

◊ Bulaşmış giysileri çıkarın ve 20 dakika soğuk suyla yıkayın.

• Zehirlenme enjeksiyon yolu ile meydana gelmiş ise:

◊ Mümkünse iğneyi çıkarın.

• Zehirlenme göze sıçrayan bir madde ile meydana gelmiş ise:

◊ Gözü 10 dakika boyunca yıkayın (uygulama için göze yabancı cisim kaçması bölümüne bakınız)

• 112 acil yardım numarasını arayın veya aratın.

• Hastanın bilincini kontrol edin.

• Eğer yaşamsal bulgularda sorun varsa ve Temel Yaşam Desteği uygulanması gerekiyorsa,

kendinizi koruyarak gerekli müdahaleyi yapın.

• Hasta solunum veya sindirim yoluyla zehirlendiyse ağızdan ağıza solunumda zehirli maddenin

size bulaşabileceğini unutmayın.

• Bilinç kapalı ancak yaşamsal fonksiyonlar normalse hastayı derlenme pozisyonuna getirin.

• Ulusal Zehir Danışma Merkezini (114 UZEM) arayarak zehir ve yapılması gerekenler hakkında

bilgi alın.

İlk müdahale sonrası zehirlenmenin aydınlatılması ve tedaviyi yönlendirebilecek ek bilgiler hasta

veya yakınlarından toplanabilir. Bu aşamada;

• Zehirli maddenin türü ve hangi yolla alındığı

• Hastanın herhangi bir ilaç, uyuşturucu madde veya alkol alıp almadığı

• Mantar, bitki, deli bal vs. gibi doğada bulunan ve zehirlenmeye sebep olabilecek maddelerin

tüketilip tüketilmediği

• Eğer zehirlenme hastanın çalıştığı yerde (laboratuvar, fabrika, tarla vs.) gerçekleştiyse

zehirlenmeye sebep olabilecek olası bir maddenin olup olmadığı sorgulanmalıdır.

SIK GÖRÜLEN ZEHİRLENMELERDE İLK YARDIM

1. İlaç zehirlenmesi:

Zehirlenme reçeteli ilaçların dahi aşırı dozda kullanımından kaynaklanabilir. Ağrı kesiciler,

uyuşturucu maddeler, anestezi yapan maddeler zehirlenmeye neden olabilir. Örneğin; en yaygın

kullanılan ağrı kesicilerin başında olan parasetamol hastaneye ilaç zehirlenmesi nedeniyle yapılan

başvuruların en sık nedenlerindendir. Çocuklarda kazara meydana gelen zehirlenmelerin önemli

bir bölümünü oluşturmaktadır. Tedavi edilmezse küçük doz aşımları dahi karaciğer yetmezliğine

sebebiyet verebilmektedir. Önerilen dozun üzerindeki kullanımlarda acil müdahale gerekmektedir.

Müdahale ne kadar erken başlarsa tedaviye yanıt o kadar iyi olmaktadır.

İlaç zehirlenmesinde ilk yardım:

• Hastanın bilincini değerlendirin.

• Bilinci yerinde ise hastaya rahat edebileceği bir pozisyon verin.

• Aldığı ilacın ne olduğunu sorun.

• Kesinlikle kusturmaya çalışmayın

• Yiyecek veya içecek vermeyin.

• Yaşamsal bulgularını değerlendirin. Yaşamsal bulguları yoksa 112 acil yardım numarasını

arayın veya aratın. Gerekli ise Temel Yaşam Desteğine başlayın.

• 114’ü (UZEM) arayarak bilgi alın.

2. Mantar zehirlenmesi

Ülkemizde çok çeşitli mantarlar yetişmektedir ve bunların bir kısmı zehirlidir. Doğada yetişen

mantarların zehirli olanlarını zehirsiz olanlardan ayırmak mümkün değildir. Mantarları pişirmek

zehirlenmeyi önlememektedir.

Mantar zehirlenmesi belirti ve bulguları:

• Bulantı, kusma

• İshal

• Halüsinasyon (hayal görme)

• Bilinç bulanıklığı

• Koma

Mantar zehirlenmesinde ilk yardım:

• Hastanın bilincini değerlendirin.

• Bilinci yerinde ise hastaya rahat edebileceği bir pozisyon verin.

• Kesinlikle kusturmayın.

• Yiyecek veya içecek vermeyin.

• Yaşamsal bulgularını değerlendirin. Yaşamsal bulguları yoksa 112 acil yardım numarasını

arayın veya aratın. Gerekli ise Temel Yaşam Desteğine başlayın.

• 114’ü (UZEM) arayarak bilgi alın

3. Alkol zehirlenmesi

Alkol beynin aktivitesini baskılar. Uzun süreli ve çok fazla miktarda alkol alımında fiziksel ve zihinsel

fonksiyonlar bozularak kişide bilinç kaybı gelişebilir.

Alkol zehirlenmesinde belirti ve bulgular:

• Güçlü bir alkol kokusu

• Boş şişe veya teneke kutuları

• Bilinç bozukluğu

• Kızarık ve nemli yüz

• Derin, gürültülü solunum

• Bilinç kaybı

• Kusma (bilinç kaybı sırasında olan kusma solunum yoluna kaçabilir)

• Vücutta ısı kaybı (hipotermi)

• Kan şekeri düşüklüğü

• Vücutta yaralanma

Alkol zehirlenmesinde ilk yardım:

• Hastayı bilinç ve yaralanmalar açısından değerlendirin.

• Hastayı soğuktan korumak için bir ceket veya battaniye ile örtün.

• Hastayı iyileşinceye kadar veya bir başka kişinin gözetimine verinceye kadar yaşamsal

bulgularını takip edin.

• Gerekliyse (kusma veya bilinç kaybı gibi) hastayı derlenme pozisyonuna alın.

• Yaşamsal bulguları yoksa 112 acil yardım numarasını arayın veya aratın. Gerekli ise Temel

Yaşam Desteğine başlayın.

4. Duman (Karbon monoksit) zehirlenmesi

Karbon monoksit, hidrokarbon yanması sonucu oluşan kokusuz, tatsız, renksiz, rahatsız edici

olmayan havadan hafif bir gazdır. Atmosferik karbon monoksit konsantrasyonu genellikle %0.001’in

altındadır, ancak kentsel alanlarda veya kapalı ortamlarda daha yüksek olabilir. Karbon monoksit

egzoz gazları, gaz ve kömür ısıtıcıları, mangal kömürleri, kuyular ve derin çukurlarda bulunabilir.

Karbon monoksit hemoglobine (alyuvarlarda oksijenin bağlandığı protein) bağlanmak için

oksijenle yarışır ve hemoglobine oksijenden çok daha fazla yapışır. Karbon monoksit hemoglobine

bağlanarak karboksihemoglobini oluşturur ve bu oksijen taşıma ve kullanımında bozulmaya neden

olur. Bu durum vücutta en fazla oksijene gerek duyan organları etkiler.

Karbon monoksit zehirlenmesi belirti ve bulguları:

• Aşırı yorgunluk

• Huzursuzluk

• Baş ağrısı

• Grip belirtileri

• Bulantı, kusma, baş dönmesi, karıncalanma

• Cilt ve tırnaklarda kısa süreli kiraz kırmızısı renk değişimi

• Göğüs ağrısı, çarpıntı hissi, tansiyon düşüklüğü

• Siyanoz (morarma)

• Bilinç kaybı

• Solunum durması, kalp durması, koma

Karbon monoksit zehirlenmesinde ilk yardım:

• Kendi güvenliğinizden emin olun, güvenlik açısından endişeniz varsa 112 acil yardım numarasını

arayın ve yardım isteyin.

• Kapalı alana girmeden önce iki veya üç derin nefes alın ve nefesinizi olabildiğince uzun tutun.

Varsa bir gaz maskesi kullanın.

• Hastayı ortamdan uzaklaştırın ve temiz bir alana götürün.

• Yalnızsanız hastayı gözetimsiz bırakmadan çevreden yardım isteyin.

• Hastanın üzerindeki giysileri gevşeterek rahat nefes alıp vermesini sağlayın.

• Hastanın bilinci açıksa rahat nefes aldığı pozisyonda kalmasını sağlayın.

• Yaşamsal bulgularını değerlendirin. Yaşamsal bulguları yoksa 112 acil yardım numarasını

arayın veya aratın. Gerekli ise Temel Yaşam Desteğine başlayın.

• Hastanın takibi için sağlık kuruluşuna naklini sağlayın.

5. Şofben zehirlenmesi

Şofben, sıcak su temini için birçok konutta hala kullanılmakta olan bir cihazdır. Elektrikle çalışanları

genellikle termostat arızası nedeniyle patlamalara ve sıcak su yanıklarına neden olabilmektedir.

Buna karşın doğalgaz ve tüple çalışan şofbenler ise zehirlenmelere sebebiyet verebilmektedir.

Doğalgaz aslında zehirli değildir. Ancak; 6 m3’den daha küçük ve iyi havalandırılmamış mekanlarda

şofben kullanıldığında, ortamdaki oksijen hızla tükenmekte ve kişiler bu yüzden havasızlıktan

boğularak kaybedilmektedirler.

Şofben zehirlenmelerine karşı birtakım önlemler alınabilir. Bunlar:

• Mümkünse banyoya şofben konulmamalı

• Banyo içeriden kilitlenmemeli

• Şofben iyi çeken bir bacaya bağlanmalı

• Şofbenin olduğu yere bol hava girişi sağlanmalı

• Şofben ile tüp arasındaki hortum 125 cm’den uzun olmamalı

• Banyodaki kişiler belirli aralıklarla kontrol edilmelidir.

Şofben zehirlenmelerinde ilk yardım:

• Hastayı ortamdan uzaklaştırın.

• Ortamda bulunan pencere varsa açın ve ortamın havalanmasını sağlayın.

• Hastanın bilinci kapalı ancak yaşamsal bulguları varsa derlenme pozisyonuna getirin.

• Yaşamsal bulgularını değerlendirin. Yaşamsal bulguları yoksa 112 acil yardım numarasını

arayın veya aratın. Gerekli ise Temel Yaşam Desteğine başlayın.

• Hastanın hastaneye naklini sağlayın.

XV. YANIK, SOĞUK VE SICAK ACİLLERİNDE İLK YARDIM

A. YANIKLAR

Yanık, cilt ve/veya cilt altı dokularda; ısı, soğuk, elektrik, radyasyon veya kimyasal ajanlara maruz

kalarak oluşan akut hasarlanmaya verilen isimdir. Yanıklar, kaza sonucu yaralanmaların önde gelen

nedenlerindendir. Dünyada her yıl yaklaşık 2,5 milyon insan yanıktan etkilenmektedir. Yanıkta

esas etkilenen organ cilttir. Cilt, üst ve alt olmak üzere iki tabakadan oluşur. Yanığın büyüklüğü ve

derinliği; sebep olan maddeye, sıcaklığa ve maruziyet süresine bağlı olarak değişiklik gösterir.

Cilt, insan vücudunda farklı yerlerde farklı kalınlıkta olduğundan dolayı, aynı süre ve şiddetteki

ısı, farklı bölgelerde farklı derinliklerde yanıklara neden olabilir. Bu konu başlığında yanıklar oluş

şekilleri de dikkate alınarak üç başlık altında incelenecektir. Bunlar;

• Termal yanıklar

• Kimyasal yanıklar

• Elektrik yanıkları

1. Termal Yanıklar

En sık görülen yanık tipidir. Genellikle ev kazaları şeklinde karşımıza çıkar. Yaralanmanın şiddeti;

termal ajanın (sıcak su, alev gibi) sıcaklık derecesi, maruz kalma süresi ve dokunun ısıyı iletme

özelliğine bağlı olarak değişir. 44oC’nin altındaki sıcaklıklar genellikle yanıklara neden olmadan

tolere edilirken, 60oC’nin üzerinde hücre ölümü meydana gelir.

Yanığın ciddiyetini belirleyen faktörler:

• Derinlik

• Yaygınlık

• Bölge

• Enfeksiyon riski

• Yaş

• Solunum yoluyla görülen zarar

• Önceden var olan hastalıklar

Termal yanıklarda belirti ve bulgular:

Termal yanıklarda belirti ve bulgular yanık derinliğine göre değişir. Bu yüzden yanıklar 4 (dört)

derece olarak tarif edilir. Bunlar:

Yanığın vücuttaki olumsuz etkileri:

Yanık; derinliği, yaygınlığı ve oluştuğu bölgeye bağlı olarak organ ve sistemlerde işleyiş bozukluğuna

yol açabilir. Yanık sonrası vücutta bulunan mikrop ve toksinlere bağlı olarak enfeksiyon, ağrı ve sıvı

kaybına bağlı olarak ise şok meydana gelebilir.

Termal yanıklarda ilk yardım

Termal yanıklara yapılacak erken ve doğru ilk yardım yanığın oluşturduğu hasar ve yaygınlığı azaltır.

Aynı zamanda iyileşme sürecine de olumlu katkı sağlar. Bunun için:

• Öncelikle olarak olay yerini değerlendirin. Olay yerinin sizin, yaralı ve çevredekiler açısından

güvenli olduğundan emin olun.

• Yanma nedenini ortadan kaldırın. Ateş varsa söndürün, gerekiyorsa elektrik sigortalarının

kapatılması gibi olası riskleri ortadan kaldırın.

• Alev almış ve hala yanmakta olan yaralının paniğine engel olun. Koşmasını engelleyin. Yerde

yuvarlanmasını sağlayın. Mümkünse üzerini battaniye ya da bir örtü ile kapatarak alevin hava

ile temasını kesin.

• Eğer gerekli ise yaralıyı, taşıma tekniklerini kullanarak müdahalenin yapılabileceği güvenli bir

alana taşıyın.

• Yaralının yaşamsal belirtilerini değerlendirin.

• Solunum yolunun etkilenip etkilenmediğini, eğer etkilenmişse solunum sıkıntısı olup olmadığını kontrol edin.

• Yanık bolgeyi en az 20 dakika soğuk su altında tutun. Ancak yanık yuzeyi buyukse ısı kaybı çok olacağından bu işlemi yapmayın. Bunun yerine yanmış bolgelere soğuk su ile ıslatılmış gazlı

bez ya da temiz bir bez orterek soğutma işlemini yapın. Bu işlemi 15-30 dakika olacak şekilde

uygulayın. Bu sayede kucuk ve orta dereceli yanıklarda soğutma ile yaralanma alanı en aza

indirilebilir.

• Soğutma işlemi yaparken yaralıyı battaniye ile ortun. Bu yaralının ısı kaybetmesini engeller.

Ozellikle yanık alanı % 10 ve daha fazla olan hastalarda vucut ısısını 35 oC’nin altına duşurmekten

kacının.

• Soğutma işlemi sonrasında yaralının yanık alanına yapışmamış olan giysilerini mumkunse

elbiseleri dikiş yerlerinden keserek cıkarın. Giysiler yanan alana yapışmış ise etraflarını keserek

cıkarın.

• Hijyen ve temizliğe dikkat edin. Kirli yanık alanlarını (katran, asfalt, toprak gibi yanık alanında

kirliliğe neden olan kimyasallar) sadece su ve sabun kullanarak iyice yıkayın.

• Elbiseler cıkarıldıktan sonra mumkunse yanık yerlerini tiftiksiz, kuru ve temiz bir malzeme ile

(Orneğin plastik strec film gibi) ortun.

• Şişme (odem) oluşabileceği duşunulerek yuzuk, bilezik ve saat gibi eşyaları cıkarın.

• Yanık nedeniyle meydana gelmiş olan olu dokuları temizleyin.

• Şişmeyi (odem) engellemek icin 24-48 saat suresince yanmış olan kolları ve bacakları kalp

seviyesinden yuksekte tutun.

• Yanık dışı yaralanmaların yanıkla birlikte olabileceğini unutmayın.

• 112 acil yardım numarasının aranarak yardım istenmesi gerektiği durumlarda gecikmeyin.

Dikkat edilmesi gereken hususlar

• İci su dolu kabarcıklar patlatılmamalıdır.

• Yanık yuzeyine diş macunu, yoğurt, buz, pudra ve merhem vs gibi maddeler surulmemelidir.

• Yanık bolgelerine bandaj veya gazlı bez uygulaması yapılmamalıdır. Eğer mutlaka bir uygulama

yapılması gerekiyorsa kan dolaşımını bozmayacak şekilde yapışkan olmayan yara ortuleri

kullanılmalıdır.

2. Kimyasal yanıklar

Kimyasal yanıklar, genellikle cildin, gozlerin, kolların, ellerin ve bacakların etkilendiği endustriyel

urunlerden kaynaklanan bir yanık turudur. Genellikle iş kazaları şeklinde karşımıza cıkarlar. Asit, alkali ya da petrol urunlerinden kaynaklanabilir. Hem asit hem de baz ozellikli kimyasallar maddeler ciddi doku hasarına neden olabilirler.

Kimyasal yanıkların termal yanıklardan en onemli farkı, kimyasal madde tamamen uzaklaştırılıncaya kadar yanmanın derin dokulara ilerleyecek şekilde devam etmesidir. Kimyasal yanıklarda yaralanma şiddetinin en onemli belirleyicisi, cilt ile kimyasal maddenin temas suresidir. Kimyasal maddenin ciltteki derinliği, akciğer ve gozlerin etkilenip etkilenmemesi de yaralanmanın ciddiyetine etki eden faktorler arasında yer alır. Kimyasal yanıklar her zaman ciddi olarak duşunulmeli ve tıbbi yönden de takip edilmelidir.

Kimyasal yanıklarda belirti ve bulgular:

Yaralı şiddetli batma şeklindeki bir ağrıdan şikayet edebilir. İlave olarak kimyasalla temas eden

vucut kısımlarında:

• Cilt tahriş olabilir veya yanabilir.

• Cilt rengi solmuş olabilir.

• Cilt şişebilir.

• Ciltte kabarcıklar oluşabilir.

• Cilt soyulabilir.

• Zehirlenme belirtileri olabilir.

Kimyasal yanıklarda ilk yardım:

Termal yanıklarda olduğu gibi yapılacak erken ve doğru ilk yardım yanığın oluşturduğu hasar ve yaygınlığı azaltır. Aynı zamanda iyileşme surecine de olumlu katkı sağlar. Bunun icin:

• Olay yerinin sizin, yaralı ve cevredekiler acısından guvenli olduğundan emin olun.

• Korunmasız olarak kimyasal madde ile temas etmediğinizden emin olun. Kendinizi korumak

icin eldiven giyin. Eldivenler yoksa ellerinizi ortmek icin plastik bir torba kullanın.

• Yardım istenmesi gerektiği durumlarda gecikmeden 112 acil yardım numarasını arayın ya da

aratın.

• Bol su ile yıkama hemen hemen tum kimyasal yanıklar icin kullanılmakla birlikte, bazı

kimyasallarla su bir araya geldiği zaman yanık artabileceğinden kimyasal madde ambalajları

uzerindeki uyarıları dikkate alın. Yıkama işlemi icin genel oneriler:

◊ Yanık nedeni eğer toz bir kimyasal ise; once yanık yerindeki bulaşmış olan kuru kimyasalları

fırcalayarak temizleyin. Sonra da 10 ila 15 dakika boyunca serin ve akan su ile nazikce cildin

yuzeyini tekrar temizleyin.

◊ Alkali ile meydana gelen yanıklarda yıkama suresini daha uzun tutun.

◊ Cimento yanıklarında cimento bulaşan giysileri ve ayakkabıları cıkarıp, etkilenen cildi bol su ile iyice yıkayın ve varsa antibiyotikli pomat uygulayın.

◊ Hidroklorik asit (tuz ruhu) evlerde ve endustriyel alanlarda sıkca kullanılan son derece tehlikeli bir maddedir. Maruziyet sonrası bol su ile etkilenen bolgeyi yıkayın. Etkilenen alanı 15-20 dakika buzlu su icinde bekletin.

◊ Sulfurik asit yaralanmaları en sık meydana gelen asit yanıklarıdır. Temas sonrası bol su ile

yıkayın.

◊ Guclu alkaliler dokularda ev temizleme solusyonları icinde (sodyum hidroksit, potasyum

hidroksit) ve endustriyel ortamlarda bulunmaktadır. Hayati tehdit eden geniş yuzeyli yanıklara

yol acarlar. Bol su ile uzun sureli yıkayın.

• Kimyasal madde bulaşmış olan giysileri veya takıları cıkarın.

• Etkilenen alanı temiz bir bezle gevşekce sarın.

• Yaralı ilk yıkamadan sonra daha fazla yanma hissederse, yanmış alanı birkac dakika daha

yıkayın.

• Yaralıda bilinc kaybı var ancak hala nefes almaya devam ediyorsa;

◊ Yaralıyı derlenme pozisyonuna getirin.

◊ Yaralıyı gozlemlemeye ve solunumunu kontrol etmeye devam edin.

• Ancak yaralının solunumu durursa:

◊ Temel Yaşam Desteğine başlayın.

Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Kimyasal maddeler acıkta bırakılmamalıdır. Mutlaka cocukların ulaşamayacağı yerlerde ya da

kilitli dolaplarda saklanmalıdır.

• Kimyasal madde ambalajları uzerindeki uyarılara dikkat ederek ilk yardım yapılmalıdır.

3. Elektrik yanıkları

Elektrik yanıkları, elektrik akımına bağlı meydana gelen yanıklardır. Bu yanıklar duşuk voltaj

akımından (orneğin: ev aletleri), yuksek voltaj akımından (orneğin: Transformatorler) veya yıldırım

carpmasından kaynaklanabilir.

Elektrik yanıkları genellikle kazalar sonrası meydana gelir. Yetişkinlerde elektrik carpmaları

genellikle iş yerlerinde olurken, kucuk cocuklarda elektrik kablolarının bulunduğu alanlarda, evde

ya da elektrik direklerine tırmanma esnasında gelişir.

Elektrik yanıklarının ciddiyeti:

• Akımın turu

• Akım gucu

• Maruz kalma suresi

• Vucut direnci

• Akımın elektrik alan kuvvetine ek olarak vucutta takip ettiği yola bağlı olarak değişir.

Elektrik, temas edilen noktadan vucuda girer, vucut boyunca ilerler ve vucudun yere değdiği

noktadan veya zeminden cıkar. Bu giriş ve cıkış noktalarında sıklıkla yanık yaraları gorulebilir. Ancak

elektrik vucut icinde ilerlemiş olduğu yolda da dışarıdan gozle gorulemeyecek şekilde hasarlara,

hatta kalbin durmasına dahi neden olabilir.

Elektrik yanıklarda belirti ve bulgular:

• Bilinc kaybı

• Nefes almakta zorlanma veya nefes alıp vermenin durması

• Kalp durması (kalp atışının olmaması) veya duzensiz kalp atım hızı

• Yanık yaraları

• Kas spazmı

Elektrik yanıklarında ilk yardım:

Oncelikle guvenlik sağlanmalıdır. Bunun icin:

• Yaralı hala elektrik kaynağına bağlı ise, asla dokunmayın!

• Elektrik kaynağını kapatın.

• Yuksek voltaj akımlarında; kabloyu veya elektrik kaynağını asla yaralıdan uzaklaştırmaya

calışmayın. Cunku yuksek voltaj akımı (+ 1000 Volt ve uzeri) yaklaşık olarak 18 metreye kadar

sıcrayabilir ve olume neden olabilir. Bu yuzden yaralıya yaklaşmadan once yuksek voltaj akım

kaynağının kapatıldığından emin olun.

• Ev elektriğinde (220V); elektrik kaynağını kapatamıyorsanız karton, plastik veya tahtadan

yapılmış kuru ve iletken olmayan bir nesne kullanarak kaynağı hem sizden hem de yaralıdan

uzaklaştırmayı deneyin.

• Yıldırım duşmesi riski altındaysanız, sizin ve yaralının guvende olduğundan emin olun ve tehlike

gecene kadar bekleyin. Mumkunse evin icinde veya arabada kalın. Acık alanda iseniz kapalı bir

mekan bulun, girin ve bekleyin. Eğer, kapalı bir yer bulamazsanız ve ayakta iseniz yere yatın.

Ağac gibi yıldırımın fazlaca duştuğu yerlerden ise uzak durun.

• 112 acil yardım numarasını arayarak ya da aratarak yardım istemeyi unutmayın.

Guvenlik onlemleri sonrası ilk yardım uygulamalarına başlayın. Bunun icin:

• Yaralıyı eğer herhangi bir tehlike soz konusu değil ise yerinden oynatmayın.

• Etkilenen bolgeyi 10-15 dakika veya yanıkların acı vermesini durduruncaya kadar su kullanarak

soğutun. Ancak soğutma işlemini sadece elektrik carpma tehlikesi yoksa yapın ve akımın kapalı

olduğundan da kesinlikle emin olun.

• Yanıkları soğutmak icin cok soğuk su kullanmayın. Yaralıda kolayca hipotermiye (vucut

sıcaklığının 35°C’nin altına duşmesine) neden olabilir.

• Soğutma işlemi ylaparken yaralıyı battaniye ile ortun.

• Mumkunse yaralıya dokunmadan once ellerinizi yıkayın. Ellerinizi yıkamak icin su ve sabun

kullanın. Varsa, alkol bazlı dezenfektanlar da kullanılabilir.

• Varsa eldiven giyin. Temiz bir plastik torba da kullanabilirsiniz. Yaralının yaralarına dokunmamaya

calışın.

• Yanık yaralarını temiz bir bezle ortun.

• İci sıvı dolu kabarcıklar varsa bunları patlatmayıp sağlam bırakın.

• Yanmış cilde yapışmamış kıyafetleri veya takıları cıkarın. Ancak yanık yaralarına takılan kıyafet

veya takıları ise cıkarmayın.

• Mumkunse, uzuvda ortaya cıkması muhtemel şişmelerin neden olabileceği zararlara karşı bir

onlem olarak yaralının kemerini, ayakkabılarını veya botlarını cıkarın.

• Yaralıyı sıcak tutun, ancak aşırı ısıtmayın.

• Mumkunse, yanmış olan elleri, bacakları veya ayakları yuksek konumda tutun.

• Yaralıyı 112 acil yardım ekibi gelinceye kadar yalnız bırakmayın ve gozlemlemeye devam edin.

Yaralıda bilinç kaybı var ancak hala nefes almaya devam ediyorsa;

◊ Yaralıyı derlenme pozisyonuna getirin.

◊ Yaralıyı gözlemlemeye ve solunumunu kontrol etmeye devam edin.

• Ancak yaralının solunumu durursa:

◊ Temel Yaşam Desteğine başlayın.

B. SOĞUK ACİLLERİ

Tanımlar

Donma nedir?

Dokuların soğuğa maruz kalarak hasarlanmasına donma denir.

Hipotermi nedir?

Normalde 36,4-37,6°C olan vücut sıcaklığının 35°C’nin altına duştuğunde ortaya çıkan durumdur.

1. Donma

Donma tipik olarak sıfır derecenin altındaki herhangi bir sıcaklıkta meydana gelebilir. Duşuk ortam

sıcaklığında, kan dolaşımının yetersiz olması ve/veya hareket etmeyen kişilerde donma riski daha

fazladır.

Nedenleri:

• Aşırı soğuk havaya maruz kalma

• Yetersiz veya ıslak kıyafetler giyme veya

• Soğuk ruzgar olabilir.

Cok sıkı giysiler veya botlar, sıkışık bir konumda kalma, yorgunluk, bazı ilaclar, sigara icme, alkol

kullanımı veya şeker hastalığı gibi kan damarlarını etkileyen hastalıkların neden olduğu zayıf kan dolaşımı da sureci artırabilir.

Donma vucudunuzun herhangi bir bolumunu etkileyebilir. Ancak en fazla eller, ayaklar, kulaklar,

burun ve dudaklar gibi uzuvların etkilenme olasılığı yuksektir. Dokudaki donmanın derinliği ve

derecesi, sıcaklığa, maruz kalma suresine ve donma hızına bağlıdır. Donmaya doku duyarlılığı en

coktan en aza doğru sıralanacak olursa; kemik iliği, sinir, kas, kemik, derinin ust tabakası, derinin

alt tabakası, kan damarları, kasları kemiğe bağlayan bağlar ve kıkırdaklardır.

Genellikle donma durumlarında olaya hipotermide eşlik eder. Bu durumda ilk yardım hipotermide

dikkate alınarak yapılmalıdır (Hipotermi konusuna bakınız).

Donma surecinde gozlenen belirti ve bulgular:

Başlangıcta:

• Kişi etkilenen bolgede iğnelenme, zonklama veya ağrıdan şikayet eder.

• Ciltte soğukluk, solukluk, uyuşma ve beyazlaşma vardır.

• Etkilenen bolgede karıncalanma hissi ortaya çıkabilir.

Donma daha ilerlemişse:

• Etkilenen bolge sert ve donmuş hissedilir.

• Kişi soğuktan cıktığında ise:

◊ Dokuda cozulme ve yumuşama

◊ Ciltte kızarıklık, ağrı ve ici su dolu kabarcıklar

◊ Şişme ve kaşıntı ortaya cıkabilir.

Soğuğa maruz kalma devam ederse ve donma daha da ilerlerse:

• Cilt beyaz, mavi veya lekeli hale gelir ve altındaki dokuya

dokunulduğunda sert ve soğuk hissedilir.

• Kişi soğuktan cıktığında ve cilt cozulduğunde ise:

◊ İcerisi kan ile dolu kabarcıklar oluşur ve bunlar kalın siyah kabuklara

donuşur. Bu aşamada, muhtemelen bazı dokular artık olmuştur.

Donmalarda ilk yardım:

• Donmakta olan kişiye yardım etmeden once soğuğa karşı yeterince korunduğunuzdan emin

olun.

• Kişiyi daha sıcak ve kapalı bir ortama alın. Ancak bunu yaparken kişiyi hasarı artıracağından

dolayı kesinlikle ayak ve ayak parmakları uzerinde yurutmeyin. Bunun yerine kişiyi taşıyın.

• Daha fazla ısı kaybını onlemek icin ıslak giysileri yumuşak ve kuru kıyafetlerle değiştirin.

• Eldiven, yuzuk ve cizme gibi aksesuarları yavaşca cıkarın.

• Bilinci acıksa sıcak icecekler verin.

• Kişinin goğus kafesi, koltuk altları ve kasık bolgelerine ılık su paketleri koyun.

• Etkilenen alanları yeniden ısıtın. Fakat ısıtma işlemini soğuk ile temas tamamen ortadan

kalktıktan sonra yapın. Isıtma işlemi başlar ve donmuş vucut kısımları soğuğa tekrar maruz

kalarak tekrar donarsa, geri donuşu olmayan hasarlar meydana gelebilir.

• Etkilenen kısımları ellerinizi veya kişinin koltuk altlarını kullanarak ısıtın.

• Etkilenen bolgeyi ovmayın. Cunku bu cilde ve diğer dokulara zarar verebilir.

• Daha fazla yaralanmaya neden olabileceğinden doğrudan ısı uygulamayın (ateş veya ısıtıcı

gibi).

• Yeniden ısıtma işlemini en az 30 dakika surdurun. Etkilenen vucut kısmı kırmızı-mor bir renge

sahip olduğunda ve kolayca hareket ettirilebildiğinde ise yeniden ısıtma işlemini durdurun.

• Kişinin sigara icmesine kesinlikle izin vermeyin. Cunku bu kan dolaşımını olumsuz etkileyebilir.

• Donmuş alan cozuldukten sonra, el ve ayak parmaklarını tek tek temiz bandajlar ile cok nazik

bir şekilde sarın. Enfeksiyonu onlemek icin cildi temiz tutmak cok onemlidir. Bu yuzden kişiye

mudahale etmeden once ellerinizi yıkayın.

• Cok fazla hareketten kacının ve mumkunse yaralı uzuvları yukarı kaldırın.

• Dokular cok hassas olacağından, kişiden ısıdan etkilenmiş kısımlar uzerinde yurumemesini

isteyin.

• Donuk alan ısıtılıp tekrar kanlandıktan sonra şiddetli ağrı meydana gelebilir. Bu durumda kişiye

ısıtma oncesi, ısıtma esnasında veya ısıtma sonrasında ağrı kesici verin.

• 112 acil yardım numarasını arayarak ya da aratarak tıbbi yardım istemeyi unutmayın.

2. Hipotermi

Hipotermi hayatı tehdit edici bir durum olup hızla tedavi edilmesi gerekir. Genellikle ortamın

soğuk olmasından kaynaklanır. Bunlar; soğuk koşullarda uzun sure acık havada kalmak, yeterince

ısıtılmamış bir evde yaşamak veya soğuk suya duşmek gibi nedenlerden ya da nedenlerin

birlikteliğinden kaynaklanır.

Hipotermi belirti ve bulguları:

• Titreme (vucut sıcaklığı duştukce titreme azalabilir ya da tamamen durabilir)

• Konuşma bozukluğu veya mırıldanma

• Yavaş veya sığ (yuzeysel) solunum

• Zayıf nabız

• Beceriksizlik veya koordinasyon eksikliği

• Uyuşukluk veya enerji eksikliği

• Uykuya meyil veya hafıza kaybı

• Bilinc kaybı

• Parlak kırmızı, soğuk cilt (bebeklerde)

Hipotermide ilk yardım:

• Hipotermide olan bir kişiye yardım etmeden once soğuğa karşı yeterince korunduğunuzdan

emin olun.

• Mumkunse kişiyi daha sıcak ve kapalı bir yere taşıyarak soğukla temasını kesin.

• Eğer bu mumkun değil ise, kişinin ozellikle baş ve boyun bolgesini ruzgardan koruyun. Soğuk

zemin ile olan teması ortadan kaldırın.

• Islak giysileri yavaşca cıkarın. Islak kıyafetleri ılık, kuru kaban, palto, ceket veya battaniye ile

değiştirin.

• Daha fazla ısınma gerekiyorsa bunu yavaş yavaş yapın. Orneğin; boyun, goğus ve kasık bolgeleri

başta olmak uzere vucudun orta kısımlarına ılık-kuru kompresler uygulayın.

• Kişiye ilk yardımın genel ilkelerine gore onemli bir istisna oluşturmasına rağmen yudum yudum

olacak şekilde yavaşca ılık, tatlı ve alkolsuz icecekler verin.

• Doğrudan ısı uygulamayın. Bir ısıtma lambası veya sıcak banyo gibi bir yontem kullanarak kişiyi

yavaş yavaş ısıtın.

• Kollar ve bacaklar gibi uzuvları ısıtmaya calışmayın. Uzuvları ısıtmak veya masaj yapmak kalbe

ve akciğerlere ek yuk oluşturabilir.

• Kişinin sigara icmesine kesinlikle izin vermeyin.

• 112 acil yardım numarasını arayarak ya da aratarak tıbbi yardım istemeyi unutmayın.

• Kişide bilinc kaybı var ancak hala nefes almaya devam ediyorsa;

◊ Kişiyi derlenme pozisyonuna getirin.

◊ Kişiyi gozlemlemeye ve solunumunu kontrol etmeye devam edin.

• Ancak kişinin solunumu durursa:

◊ Temel Yaşam Desteğine başlayın

SICAK ACİLLERİ

Tanımlar:

Sıcak yorgunluğu nedir?

Sıcak yorgunluğu, yuksek sıcaklıklara uzun sure maruz kalınmasına ve sıvıların yetersiz veya

dengesiz alımına bağlı olarak ortaya cıkabilen, hafif seyirli bir hastalık turudur.

Sıcak carpması nedir?

Normalde vucudun ter bezleri yardımı ile dengelenen vucut ısısının terleme ile dengelenememesi

veya susuzluk nedeni ile terleyememesi sonucunda vucut sıcaklığının 41,1oC veya daha yuksek bir

sıcaklığa yukselmesi ile karakterize bir hastalık turudur. Sıcak carpmasında temel sorun vucudun

ısı duzenleme mekanizmasının bozulmuş olmasıdır.

1. Sıcak yorgunluğu

Sıcak yorgunluğuna, yaşlı insanlar, yuksek tansiyonu olan kişiler ve sıcak bir ortamda calışan veya

egzersiz yapanlar daha yatkındır.

Sıcak yorgunluğu belirti ve bulguları:

• Aşırı terleme

• Solgunluk

• Kas krampları

• Baş ağrısı, baş donmesi veya yorgunluk

• Uykuya meyil

• Hızlı, zayıf nabız

• Hızlı, yuzeysel nefes alma

Sıcak yorgunluğunda ilk yardım:

• Kişinin serin bir yere taşınmasına yardımcı olun.

• Kişiden bacaklarını hafifce kaldırmış bir vaziyette uzanmasını ve dinlenmesini isteyin.

• Kişiyi temiz bir bez veya sunger gibi bir malzemeyle silerek ya da serin bir duş almasını

sağlayarak soğutun.

• Normal şartlarda kişiden ilk yardımın temel bir kuralı olarak herhangi bir şey yememesi ve

icmemesi istenirken, sıcak yorgunluğunda istisnai bir durum olarak bol su icmesi istenir.

• 112 acil yardım numarasını arayarak ya da aratarak yardım istemeyi unutmayın.

• Kişinin nefesini ve bilincini gozlemlemeye devam edin.

• Kişide bilinc kaybı var ancak hala nefes almaya devam ediyorsa;

◊ Kişiyi derlenme pozisyonuna getirin.

◊ Kişiyi gozlemlemeye ve solunumunu kontrol etmeye devam edin.

• Ancak kişinin solunumu durursa:

◊ Temel Yaşam Desteğine başlayın.

2. Sıcak carpması

Sıcak carpması, doğru ve hızlı bir şekilde tedavi edilmezse olumcul olabilecek gercek bir acil

durumdur. Sıcak carpmasına en duyarlı olanlar; bebekler ve yaşlılardır.

Sıcak carpmasından korunma yontemleri:

• Ozellikle şapka, guneş gozluğu ve şemsiye gibi guneş ışığından koruyacak aksesuarlar

kullanılmalıdır.

• Guneşe cıkmadan en az 30 dakika once en az 30 faktorlu koruyucu bir guneş kremi kullanılmalıdır.

Eğer yuzuluyorsa guneş koruyucu krem iki saatte bir yenilenmelidir.

• Mevsim şartlarına uygun, bol, terletmeyen, acık renkli ve hafif giysiler giyilmelidir.

• Bol miktarda sıvı tuketilmelidir.

• Vucut temiz tutulmalıdır.

• Her oğunde yeteri miktarda sindirimi kolay hafif yiyecekler tercih edilmelidir.

• Gereksiz ve bilincsiz ilac kullanılmamalıdır.

• Direk guneş ışığında kalınmamalıdır.

• Kapalı mekanların duzenli aralıklarla havalandırılmasına ozen gosterilmelidir.

• Ağır egzersiz yapılmamalı, fırsat buldukca ılık duş alınmalıdır.

• Park halindeki arabaların icerisinde beklenmemelidir.

• Alkol ve kahve tuketilmemelidir.

• Gunun sıcak saatlerinde aktiviteler yapılmamalıdır. Mumkunse 10.00-16.00 saatleri arasında

guneşe cıkılmamalıdır.

Sıcak carpması belirti ve bulguları:

• Sıcak, kızarmış ve kırmızı kuru bir cilt

• Baş ağrısı veya baş donmesi

• Uykuya meyil veya huzursuzluk

• Carpıntı

• Terlemenin olmaması (egzersize bağlı olanlar haric)

• Kaslarda hassasiyet ve kramp

• İdrar miktarında azalma

• Gorme bozukluğu

• Nobet

• Koma

• Vucut sıcaklığının 41.1 oC ve uzerinde olması

Sıcak carpmasında ilk yardım:

Kişinin;

• Serin bir yere taşınmasına yardımcı olun.

• Nefesini ve bilincini kontrol edin.

• Bacaklarını hafifce kaldırmış bir vaziyette uzanmasını ve dinlenmesini sağlayın.

• Soğutma işlemi uygulayın.

◊ Kişiyi temiz bir bez veya sunger gibi bir malzemeyle silerek ya da serin bir duş almasını

sağlayarak soğutun.

◊ Bilinc değişikliği olan kişilerde soğutma icin acele edilmeli, ateş olcumu nedeniyle tedavi

geciktirilmemelidir. Soğutma işlemi vucut ısısı 38-39oC olduğunda durdurulmalıdır.

• Normal şartlarda kişiden ilk yardımın temel bir kuralı herhangi bir şey yememesi ve icmemesi

istenirken, sıcak yorgunluğunda istisnai bir durum olarak bol su icmeleri istenir.

• 112 acil yardım numarasını arayarak ya da aratarak tıbbi yardım istemeyi unutmayın.

• Kişinin nefesini ve bilincini gozlemlemeye devam edin.

• Kişide bilinc kaybı var ancak hala nefes almaya devam ediyorsa;

◊ Kişiyi derlenme pozisyonuna getirin.

◊ Kişiyi gozlemlemeye ve solunumunu kontrol etmeye devam edin.

• Ancak kişinin solunumu durursa:

◊ Temel Yaşam Desteğine başlayın.

XVI. GÖZ, KULAK VE BURUNA YABANCI CİSİM KAÇMASINDA İLK YARDIM

Toz, kömür, böcek ve böcek parçacıkları, torna tezgâhlarından sıçrayan metal parçacıkları ve kopan kirpikler göze kaçan yabancı cisimlerdendir. Demir parçacıkları ve ahşap parçaları gözün renkli kısmına (kornea) saplanarak ciddi sorunlara neden olabilir. Göze kaçan yabancı cisimlerin görme kaybına yol açma ihtimali olabileceğinden erken dönemde ilk yardım uygulanmalıdır.

Göze yabancı cisim kaçmasında belirti ve bulgular:

• Gözdeki ağrı veya rahatsızlık hissi

• Kızarıklık

• Gözde sulanma

• Bulanık görme

• Göz kapaklarında ve gözde kaşınma hissi

Göze yabancı cisim kaçmasında ilk yardım:

• Ellerinizin temiz olduğundan emin olun (göze dokunmadan önce ellerinizi yıkayın).

• Kişinin oturmasını sağlayın.

• Kişinin gözlerini ovalamaması konusunda uyarıda bulunun.

• Gözün içini kontrol etmek için parmaklarla göz kapaklarını açın (alt kapağı aşağı doğru nazikçe çekin).

• Gözün her bölümünü dikkatlice inceleyin.

• Gözü oda sıcaklığında temiz su ile burun tarafından başlayarak dışa doğru yıkayın. Bu işlem sırasında omuzların ıslanmaması için havlu kullanılabilir.

• Diğer göze yıkama suyunun kaçmamasına özen gösterin.

Yabancı cisim görünmüyorsa ve semptomlar hâlâ devam ediyorsa yabancı cisim üst göz kapağının altında olabilir. Kişiden gözünün üst kirpiklerini tutmasını ve üst göz kapağını alt kapağın üzerine çekmesini isteyin. Alt kirpikler yabancı cismi temizleyebilir.

Diğer bir yöntemde bir fincan ya da leğen gibi bir nesnenin içine temiz su koyarak gözünü suyun içinde kapatıp açmasını isteyebilirsiniz.

Toz zerresi gibi yabancı cisimleri görebiliyorsanız temiz ve yumuşak peçete ile gözün renkli kısmına değmeden zıt istikametteki hareketlerle almaya çalışabilirsiniz.

Göze, göz küresine veya göz bebeğine bir şey yapışmış veya gömülü ise asla çıkarmaya çalışmayın.

Göze yabancı cisim kaçmasında dikkat edilmesi gerekenler:

• Göz asla ovalanmamalı ve kaşınmamalıdır.

• Göze batmış bir yabancı cisme dokunulmamalı ve çıkarılmaya çalışılmamalıdır.

• Kişiyi en yakın sağlık kuruluşuna yönlendirin.

• Kişiye yönelik müdahaleniz bittikten sonra ellerinizi sabun ve su ile yıkayın.

KULAĞA YABANCI CİSİM KAÇMASI

Kulağa yabancı cisim kaçması genellikle çocuklarda sık görülmekle birlikte ileri yaşlarda da görülebilir. Özellikle çocuklar bunu boncuk, oyuncak, düğme şeklindeki pil ve bakliyat gibi farklı nesneleri kulaklarına itmek suretiyle yaparlar. Bunların dışında kulak temizleme çubuğunun pamuğu ve böcekler de kulağa kaçabilir. Yabancı cisimler genellikle kulakta sıkışır.

Kulağa yabancı cisim kaçmasında belirti ve bulgular:

• Kulakta ağrı ve kaşıntı

• İşitme azlığı veya kaybı

• Kulaktan kan gelmesi

• Sürekli rahatsız edici şekilde ses işitme

• Baş dönmesi

• Bulantı ve kusma hissi

Kulağa yabancı cisim kaçmasında ilk yardım:

• Kişinin sakinleşmesini sağlayın.

• Yabancı cisim tamamen dışarıda görünüyorsa ve alabileceğinizden eminseniz içeri doğru ilerletmeden almaya çalışın.

• Kulakta bulunan düğme şeklindeki pili görebiliyorsanız çıkarın. Çıkaramıyorsanız direkt sağlık kuruluşuna yönlendirin.

• Kulakta böcek varsa etkilenen kulak üstte olacak şekilde kulağa ılık su dökün; bu durumda böcek dışarı çıkabilir. Bu uygulama sadece kulak zarında delik olmadığını biliyorsanız yapılmalıdır.

• Kulaktaki yabancı cisim çıkartılamıyorsa ya da böcek çıkmıyorsa kişiyi bir sağlık kuruluşuna yönlendirin.

Kulağa yabancı cisim kaçmasında dikkat edilmesi gerekenler:

• Dış kulak yolunda olan yabancı cismi nasıl çıkaracağınızı bilmiyorsanız ve çıkaracağınızdan emin değilseniz çıkarmaya çalışmayın. Daha derine ilerleterek kulak zarına zarar verebilirsiniz.

• Kulakta bulunan düğme şeklindeki pil üzerine su dökülmemelidir.

BURUNA YABANCI CİSİM KAÇMASI

Genellikle küçük çocukların cisimleri burunlarına itmeleri ile ortaya çıkan bir durumdur. Genellikle tek taraflıdır. Yabancı cisim burunda tıkanıklık yapar ve çıkarılmadığı takdirde ilerleyen süreçte enfeksiyona neden olur. Cismin özelliğine göre burun içerisinde ek yaralanmaya da neden olabilir. Örneğin, keskin bir cisim burun içinde kesiklere neden olurken piller burun içinde yanığa neden olabilir.

Buruna yabancı cisim kaçmasında belirti ve bulgular:

• Burunda ağrı

• Burun akıntısı

• Burunda kötü koku

• Şekil bozukluğu ve şişlik

• Burun kanaması

• Gözlerde yaşarma

• Zor ve gürültülü solunum

Buruna yabancı cisim kaçmasında ilk yardım:

• Kişiyi sakinleştirin.

• Solunum sıkıntısı varsa ağızdan sakin bir şekilde nefes almasını söyleyin.

• Bir sağlık kuruluşuna yönlendirin.

Buruna yabancı cisim kaçmasında dikkat edilmesi gerekenler:

• Yabancı cisme dokunulmamalı ve çıkarılmaya çalışılmamalıdır.

• Cımbız, şiş ve tığ gibi aletler cismin daha ileriye gitmesine yol açabileceğinden bunlar burun içerisine sokulmamalıdır.

YUTULAN YABANCI CİSİMLER

Yutulan yabancı cisimde ilk yardım:

• Kişiye güven vererek sakinleştirin.

• Ne yuttuğunu öğrenmeye çalışın.

• Hasta kusmaya çalışıyor ve kendini kusmaya zorluyorsa kusmasının zarar vereceği yönünde uyarılmalıdır.

• Düğme şeklinde pil yutan kişinin en kısa sürede sağlık kuruluşuna gitmesini sağlayın.

• Piller, sigara koçanları, kozmetikler, ilaçlar, zehirli bitkiler, zehirli meyveler, keskin nesneler yutması durumunda veya kişi mide ağrısı, ağrılı veya kanlı dışkılamadan şikayet ediyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurması sağlanmalıdır.


   MENU
 • Ana Sayfa
 • Hakkımızda
 • İlk Yardım
 • Multimedya
 • Kütüphane
 • Engelsiz İlk Yardım
 • İletişim

  TÜRK KIZILAY 2015
Tüm hakları Türk Kızılay'a aittir. Görsel ve yazınsal içerik izin almaksızın kullanılamaz.